Seyran Park
Doğa Veteriner Kliniği
SON DAKİKA
10:02 Liseli genç kondisyon bisikletinde harcadığı enerjiyi elektriğe çevirdi10:00 Otomotiv yedek parça taşımacılığında tek10:00 Hatay’da bir evde yapılan aramada çeşitli gümrük kaçağı elektronik cihazlar...09:58 Elazığ’da "Ausbildung" semineri düzenlendi09:58 Drift atıp sosyal medyada paylaştı, cezası ağır oldu09:57 İstanbul’da pişkin müşteriler kamerada: Sigara içirmeyince ücretini ödemeyi...09:55 Stajyer ebe olarak görev yaptığı Çocuk Cerrahi Servisi’ni çizimleri ile ren...09:55 Beşiktaş’ta o eve yine araç çarptı: 3. kez faciadan dönülen anlar kamerada09:54 Dörtyol’da farklı suçlardan aranan 3 şahıs tutuklandı09:54 Su samuru havuzdaki balıkları yerken görüntülendi09:53 Açık alanda çalışan işçilere sıcak hava uyarısı09:53 Dörtyol’da 10 yıl 2 ay hapis cezası ile aranan şahıs tutuklandı09:52 Yeşilay ve Kızılay’dan Rektör Çomaklı’ya ziyaret09:51 MediaMarkt’ta 1 yılda 700’den fazla akıllı telefon kiralandı09:51 Dörtyol’da aranan şahıslara yönelik çalışmada 2 şahıs cezaevine teslim edil...09:51 Dilan ve Engin Polat, iş yeri kurşunlama davasında hakim karşısına çıkacak09:51 180 bin ton pamuk üretilen Hatay’da 3 bin depremzede çiftçiye pamuk tohumu...09:50 Yusuf Şimşek; "Tek isteğim polis ya da asker olmak ancak, okumak yerine tar...09:49 İskenderun’da asayiş uygulaması bin 88 şahıs sorgulandı09:49 Hatay’da fuhuş suçundan 3 kişiye idari işlem yapıldı
23 Nisan
Hakkı Yiğit

Fısıltı Gazetesi ve Çakır'ın Adaylığı

28 Ekim 2013 - 09:11 Yorum: 0

Ülkemiz yeni bir seçim atmosferine girmiş bulunmaktadır.

Malatya’mız da bundan nasibini alıyor elbet.

Tv. ekranları ve gazete sayfaları aday adaylarından geçilmiyor maşallah…

Bu durum hem iyi; hem de kötü…

İyi yönü, bu kadar kaliteli, yetişmiş, kendine güvenen, halka hizmet için yarışan adayların olması elbette sevindirici. Birkaç kişiye mahkum kalınmıyor böylece.

Üzücü olan nokta ise, bu kadar birikim ve projeleri olan, kendine güvenen ve halkın yoğun ısrarı(!) karşısından kendini kurban etme pahasına da olsa ateşten bir gömlek olan reisliğe soyunanlar(!) varken hala hiç birinin kaht-ı rical derdimize derman olamayışlarıdır… Daha tuhaf olanı ise işe, sair zamanlarda hayatta olduklarına dair herhangi bir emareleri olmayanların her seçim öncesinde adaylıklarına dair sinyalleri halkın cenaze ve düğünlerinde boy göstermekle vermeleri…

Başka günlerde bir defacık olsun kendi aralarında görmedikleri bu muhteremleri düğün ve taziyelerinde görenler “bayram değil seyran değil eniştem beni niye öpsün ki” şaşkınlığı içinde seçimlerin yaklaştığını öğreniverirler.

Belli zaman aralıklarla cenaze ve düğünlerde boy göstererek başkanlığa aday olmak ve “yahu iyi adamdır bak taziyemize düğünümüze geldi vermezsek ayıp olur” anlayışıyla artık bir köy muhtarı dahi seçilmemesinin gerektiğinin vaktinin geçtiğini cümleten bilmemiz elzemdir artık. Bu gün bu tür bir seçim anlayışını halen geçerli akçe görenlere acımakla birlikte; böyle bir yaklaşım ile başkanını seçen seçmenlerin de en kötü şekilde idare edilmeye müstahak olduğuna inandığımı ifade etmek isterim ey okur!

Malatya’daki seçim çalışmalarına gelince zamanımın elverdiği ölçüde aday adaylarını takip etmeye çalışıyorum. Ne de olsa bu şehirde yaşıyorum ve herkes gibi ben de Malatya’mın daha iyi yerlere gelmesini istiyorum.

Şimdiye kadar Büyükşehir ve ilçe başkanlığına talip olan aday adaylarını tebrik ediyorum. İçlerinden çok değerli aday adaylarının olması Malatya’mız adına sevindirici bir durum bence.

Ancak Büyükşehir Başkan seçimleri ile ilgili dikkatimi çeken birkaç noktaya gelince...

Fısıltı gazetelerinde dolaşan bazı haberlere göre Başbakan, büyükşehir olan illere üç yılını doldurmuş olan bakanlardan başkan seçecekmiş.

Eee, Malatyalı bakan olmadığına göre dışarıda başkan ithal edecek bu halde...

Bence bu Malatya’ya, Malatya’lıya, Malatyalı aday adaylarına karşı bir hakarettir. Ne oldu yani Malatya’da kendi şehrini yönetecek bir aday yok mu? Hani biz insan kaynaklarımızla övünüp duruyoruz. İki cumhurbaşkanı, bilmem şu kadar bakan, paşa, falan feşmekan… çıkmış diye övünüp duruyoruz. Malatya buna müstahak değil. Bakanlık başkadır, yerel yönetim başkadır. Bir insan “bakanlık yaptı diye iyi belediye başkanlık yapabilir" diye bir olgu, mantık, kaide, bilimsel gerçek yoktur.

Bir şehrin reisi oranın suyunu içmiş, havasını teneffüs etmiş olmalı.  Şehrin sosyal ve kültürel yapısını, sosyolojik-kültürel-içtimai dokusuna vakıf olmalı. Bir şehrin başkanı baştan dayatma, “biz biliriz” edası ile değil, tabandan öne çıkmış olmalıdır.

İkinci bir diğer nokta ise Başbakan Malatya’ya gelmiş de, bir gece yarısı sokakları, çarşıyı gezmiş de, belediye başkanını azarlamış da… mış mış…

Yahu başbakanın azallamasıyla işler düzeliyorsa maşallah dünyayı azarlayan bir başbakanımız var ama dünya düzelmiyor maalesef…

Hem başkanın azarlanması için Başbakana ne hacet. Malatya’nın arka sokaklarından dolaşan sıradan bir insan dahi “yahu bu kadarına da insaf… Yok mu gözü gören, kulağı duyan, ehl-i vicdan sahibi” dedirtecek cinsten nahoş görüntülerin olduğu bir gerçektir.

Maalesef arka sokaklar, sayın başkanın yaptığı bir çok güzellik ve projelerini, faaliyetlerini kalın bir şal gibi, adeta bir gece gibi, örtüyor.

Bu şehir efsanelerini kim, nasıl uydurur anlamak mümkün değil. Bu efsaneler şu nükteyi çağrıştırıyor bende maalesef.

Hani ağaç baltayı, kendisine zarar veriyor, kendisini kesiyor diye şikayet etmiş.

Balta hakimin huzuruna çıkarılmış ve ağacın kendisinden şikayetçi olduğunu belirtip savunmasını istemiş.

Balta: “Evet ağacın dediği doğrudur. Ama şu bendeki sap ondan. Bu bendeki sap olmazsa şikayet ettiği o bütün işleri ben yalnız yapabilir miyim sizce” demiş.

Hani ne derler. Akrabanın akrabaya yaptığını akrep bile yapmazmış.

Benim dikkatimi çeken fısıltı gazetelerinden bu kadar bilgi kirliliğine karşın Sayın ÇAKIR’ın adaylığı konuşunda biraz müstağni davranıyor gibi görünmesidir.

Sayın ÇAKIR ile yakın bir diyalogum ve tanışmam yok ama takip edebildiğim kadarıyla mütevazı bir kişiliği sahip. En azında bu güne kadar (siyasette çokça görülen) bir önceki başkanları karalama, rakiplerini arkadan vurma, kişilerin arkasında konuşmak, bir başkasının hizmetini küçük görme, inkar etmek gibi olumsuz davranışlarına şahit olmadım. Ancak siyaset kurtlar sofrasıdır ve bu sofrada müstağni ve tevazu en geçersiz akçedir maalesef… Asrımız hizmetten çok reklâm asrıdır. Bütün bu acı ama gerçek veriler ışığında müstağni durmuş gibi bir görüntü seçmende “artık bize ihtiyaç duymaz hale gelmiş, eyvallah bile etmiyor, bizi adam yerine koymuyor. Başkalarına, dayılarına güveniyor.” gibi negatif duygular çağrıştırabilir.

“Halkım beni zaten biliyor, çalışmalarım ortada…” gibi bir düşünce kaybetmeye davetiyeden başka bir şey değildir. Bence yarından tezi yok, adaylığını eksilerini, kusurlarını, hatalarını itiraf ederek yaptıkları ve yapacakları hizmetleri de herkese ilk kez başkan olacakmışçasına, ekip çalışması yaparak anlatmak zorundadır. Bir evvelki dönem seçilmesi bir başkasının eliyle, çeşitli koltuk değneklerinin yardımları “yahu bir helvacıdan da başkan olur mu” önyargıları içinde olmuş olabilir. Ama bu gün karşımızda eksisi ile artısıyla halkın bizatihi değerlendirebileceği tecrübeli bir belediye başkanı olarak belli koltuk değneklerine, belli minvaldeki şefaatçilere ihtiyaç duymadan kendini doğrudan tanıtma imkânına sahiptir ve bu imkânını iyi kullanmalıdır.

Sadece yaptıklarını değil, yapacaklarını da konuşmalıdır.

Yaptıkları hizmet karşısından bir memnuniyetsizlik veyahut eleştiri, algı yanılması var ise ( ki bence çok var) bu algı yanılmalarına “minare eğri diyen çocuk karşısında minareye ip bağlayarak minareyi düzeltmeye kalkışan Koca Mimar Sinan hassasiyetiyle yaklaşmalı ve algı yanılmasını, bilgi kirliliğini bir an önce gidermelidir. Halk oy verir vermez bu halkın takdiridir elbet.

Malatya’da belediyecilik anlayışı hizmet ve vizyon cihetiyle “yeterli seviyede olmamakla birlikte” bir önceki dönemleri “arattırır” durumda da değil. Aksine “yahu helvacıdan da başkan mı olur” diyenleri mahcup edecek kadar güzel hizmetler yapıldığına ve ciddi bir başarısızlık yok ise bir belediye başkanlarının projelerini gerçekleştirme, istikrar adına en az iki dönem görevlerinden kalmaları gerektiğine inananlardanım.

Dileğimiz ve umudumuz; “ahirimiz” “evvelimizden”, “yarınımız” “bu günümüzden” daha güzel olsun ve müstakbel başkanımız bu günümüzü arattırmasın…

YAZARIN DİĞER YAZILARI