Günlerdir gezi parkının yerine AVM yapılmasının gündeme gelmesi sebebi ile çıkan olaylar, yapılan eylemler herkes gibi benimde en büyük gündemim…
Yaşananları zaman zaman üzüntüyle, zaman zaman heyecan ve mutlukla takip ediyorum.
Bu eylemlerin Türkiye nin, Türk halkının uyanış hareketi olduğunu düşünüyorum. İnsanların yaşam tercihlerini aslan gibi savundukları ve savunacakları bir devrin başladığı kanısındayım sevinerek…
Diğer taraftan üzüldüğüm şeylerde var. Şöyle ki; insanlar “o kadar şehit verdik, sesleri çıkmadı da; neden şimdi ayaklandılar, samimi gelmiyor” şeklinde yorumlar yapıyorlar, haklı olarak.
Ancak, bu yaşananları bu şekilde yorumlamak yerine, bardağın taşma noktası olarak değerlendirmek gerek. Gezi parkı sadece her şeyin tuzu biberi oldu. Çok uzun zamandır uyanmış, hakkını savunmayı bekleyen bir halk zaten vardı. Son yıllarda verdiğimiz şehitler çok canımızı sıkmıştı.
Üstüne terörist başıyla yapılan pazarlıklar, Atatürk ve İnönü ye yapılan hakaretler ve son olarak ilk defa ülkemizde 19 Mayıs kutlamalarının yapılmaması, yeter demeye fazlasıyla yetti. Mustafa Kemal Atatürk ün cumhuriyeti kurmasından bu yana firesiz her yıl 19 Mayıs kutlamaları yapıldı. Tayyip Erdoğan gibi bir başbakan, bu ülkenin geçmişini hiç kimseye unutturamaz. Çünkü buna o çok güvendiği gücü yetmez.
Atatürk e ayyaş demek, bırakın başbakanı hiç kimsenin haddi değildir. Toplum artık böyle insanlara prim yaptırmayacaktır. Çıkan bu olayların ne sağcılıkla ne solculukla vs. hiç alakası yoktur. Çünkü bu toplumsal bir olaydır. Mantık çerçevesi içinde, geç kalınmış bir tepkidir. Diktatörce idare edilmeye zorlanan düzene karşı atılmış bir tokattır.
Bu olay başbakanın yoğun egosu sebebiyle, polis ve halkın savaşıymış gibi bir noktaya getirilmeye çalışılmıştır. Orantısız güç ne yazık ki kullanılmıştır. Hayatını kaybeden polis ve vatandaşlarımız var ne acı ki. Hepsine Allah tan rahmet diliyorum. Olayların bu noktaya gelme sebebi iç işleri bakanlığıdır. Emirleri, polislerimiz eylemler boyunca iç işleri bakanlığından aldılar. Onlarında eylemler sırasında çok zor şartlar altında çalıştığını kabul etmemiz gerek. Her meslek grubunda çürükler vardır. Aralarından bazıları muhakkak ki kötü niyetliydi. Ama hükümetin yaptığı en güzel şey, bir grubu bir gruba kırdırarak, olayların şeklini değiştirmek. Bundada başarılı oldular zaten. Günlerdir gezi parkı unutuldu ve sadece polis ve vatandaş arasında ki çatışmalar konuşulur oldu.
Başbakan eylemcileri çapulcu olarak değerlendirdi. Topluma hayır deme hakkını vermeyen, eylemcilere çapulcu deme hakkını kendinde gören bir başbakanın egoları ve gölgesi altında bu ülkenin yönetilemeyeceği aşikârdır. Oyları bu olaylarla beraber ciddi anlamda düşmüştür bana göre. Hükümet bu gün hangi sınırlarımızı zorlayacak bir fikir atacak ortaya diye düşünmekten gerçekten yorulduk. Bir an evvel, herkesin huzur ve refah içinde yaşamına devam etmesini diliyorum…
