Seyran Park
Doğa Veteriner Kliniği
SON DAKİKA
23 Nisan
Hakkı Yiğit

Göl maya tutana kadar…

08 Şubat 2014 - 01:28 Yorum: 0

Geçtiğimiz günlerde Rahmeti Rahmana yürümüş olan Malatya Ziraat Odası Başkanı Rahmetli Bayram POLATBAŞ’ın taziyesinin üçüncü gününde verilen mevlit yemeğinde Sayın İl Müftümüz H. Yusuf GÜL önemli bir açıklamada bulundu.

Ölmüş olan birisinin arkasında üçüncü günde rahmetlinin yakınları tarafından okutulan mevlit ve bu gün verilen yemek İslam’ın temel bir rüknüymüş gibi yapılmasının hiç doğru olmadığını, böyle bir mevlit okuma ve yemek vermenin ne farz, ne vacip ne de sünnet olmadığını tamamen adet olduğunu belirtti. Kimilerinin çevresinin “ne derler, anne babasının bir hayrını, yemeğini dahi vermedi…” gibi ayıplanma, mahalle baskısı ile bütçesinin el vermemesine rağmen bankalarda faizli kredi çekip böyle bir yemek gibi bir dizi yanlışlığa, günaha girdiklerine işaret etti ve bundan kaçınmak gerektiğini ifade etti.

Geçtiğimiz Cuma günü Vaizoğlu Camisine gitmiştim.

Kürsüde Cami İmam Hatibi Mustafa YILMAZ Hoca vaaz ediyor.

O da bu konuya değindi ve cemaate her ay mahallemizde, çevremizde birkaç tane taziye gerçekleşiyor. Bu taziyelerin üçüncü gününde mevlit okunuyor yemek dağıtılıyor. Şimdi biz bunu söylerken sanki mevlide karşı imiş gibi algılanmasın ama üçüncü günde böyle bir yemek vermek dini bir vecibe değildir. Bakınız yanı başımızdan Suriye’de feryatlar yükseliyor. Açlık, sefaret diz boyu. İnsanlar kedi köpek eti yemeğe dair fetva alıyorlar ve artık bunu dahi bulamayanlar var. Ülkemize, ilimize sığınan binlerce Suriyeli vatandaş var. Devlet ve millet olarak elimizde geleni yapmaya çalışıyoruz. Bu konuda kimi Sivil Toplum Örgütleri ciddi gayretlerde bulunuyorlar. Ama yeterli mi? Asla. Öyleyse gelin bu üçüncü taziyelerde eşe dosta, çevremizdekilerine vereceğimiz yemeği, yapacağımız masrafı bu kardeşlerimize gönderelim. Onlara yardımcı olalım. Zaruri olmayan, desinler diye, çoğu zaman yerini bulmayan bu harcamaları yapmayıp Afrika’da, Somali’de, Suriye vb. dünyanın dört bir yanında mağdur ve mazlum kardeşlerimize güvendiğimiz sivil toplum örgütlerinin aracılığıyla gönderelim… şeklinde kırmadan, dökmeden cemaate bir çağrıda bulunması son derece önemli ve yerinde bir çağrıdır.

Bu konuda insanlarımızın bilinçlenmesi ve ibadete dönüştürüverdikleri anlamsız adetlerden bir an önce vazgeçebilmeleri ancak böyle duyarlı ve samimi müftülerimizin, hocalarımızın, kanaat önderlerimizin ısrarlı ve kibar tebliğ ve nasihatleri, ikazlarıyla olur.

Meselenin bir diğer boyutu ise bence en az bu konu kadar önemlidir…

Sayın Müftümüzün böyle konulardaki çağrısı, sosyal problemler karşısındaki duyarlılığı, problemlere yaklaşımı ve çözüm yolundaki gayretleri kendi personeline de örnek oluyor ve onların çevresinde gördükleri sosyal problemleri çözme yolunda gayrete getiriyor, onlara alternatif düşünmesinin yolunu açıyor.

Bunun tam tersi de söz konusu olabilir(di.)

“Bir hayra sebep olan O’nu yakmış gibidir” “kim İslam’da güzel bir çığır açarsa o yolda gidenlerin sevabı o çığırı açana da gider” fehvasınca Sayın Müftümüz bence güzel ve bir o kadar da önemli bir çığır açtı ve bu konu üzerinde ısrarla durmalıdır.

Göl maya tutana kadar…

YAZARIN DİĞER YAZILARI