Adıyaman'da 6 yerinden bıçaklanarak vahşice öldürülen ve cesedi boş araziye atılan 13 yaşındaki Hüseyin Nasrullah Çelik'in davasında cinayet zanlısının mahkemede verdiği ifadeler tüyler ürpertti.

30 Temmuz 2019'da evden ayrılan Hüseyin Nasrullah Çelik'in (13), 2 Ağustos 2019'da Kahta ilçesine bağlı Boğazkaya köyü yakınlarında cansız bedeni bulunmuştu. Olayın ardından şüpheli Abdurrahman Murat Ç., Antalya'da operasyonla yakalanmıştı.

Adıyaman Adliyesi 2. Ağır Ceza Mahkemesinde 10 Temmuz 2020 tarihinde davanın 2. duruşması görüldü. Türkoğlu 2 Nolu L Tipi Kapalı Cezaevinde tutuklu bulunan Abdurrahman Murat Ç., güvenlik nedeniyle duruşmaya SEGBİS ile katılmıştı.

Daha önce emniyette verdiği ifadeleri reddeden Murat Ç., "Olayın olduğu gün Hüseyin Nasrullah Çelik bana ara mesajı attı bende kendisini aradım. Bana gel seni TOKİ'nin orada bekliyorum dedi ve bende durum üzerine arabama binerek yanına gittim. Yanına giderken de bel çantamda 5 bin TL para vardı. Bu paranın yarısını cebime yarısını da markette bulunan kasaya koydum. Ve daha sonra Hüseyin'in belirttiği yere gittim. Hüseyin'in yanında intihar etmek ya da Hüseyin ile birlikte intihar etmek fikri yoktu. Hüseyin yalnızdı. Ben araçtan inmeden Hüseyin aracımın yanına gelir gelmez, bana çocuğunu buldun mu diye sordu. Hatta bir dahaki sefere ölüsünü de dirisini de bulamazsın dedi. Bunun üzerine kan beynime sıçradı çok sinirlendim ve Hüseyin'e intihar edeceğimi söyleyerek birlikte intihar edelim dedim. Hüseyin de bunun üzerine bana ben hayattan bıktım, babam yok beni de sıkıştırıyorlar ölmek istiyorum diyerek kendi rızasıyla arabama bindi. Daha sonra olayın işlendiği yere gittik. Biraz araçta sohbet ettik. Ben kendisine intihar edeceğimi söyledim ve birlikte intihar etmeye karar vererek araçtan indik. Önce ben Hüseyin'i bıçaklayacaktım ancak yapamıyorum diyerek bıçağı Hüseyin'e uzattım. Al önce sen beni bıçakla dedim ancak korkup yapamadı. Sonra aramızda önce sen yap sonra ben yaparım diye konuşmalar olduğu esnada ben Hüseyin'i bıçakladım. Sonra bende yanında oturup ağladım. Hatta önce kucağıma alıp hastaneye götürmeye karar verdim. Ancak yapamayacağımı anlayarak yere bıraktım. Sonra bıçağı yanıma alarak araca binip Diyarbakır'a gitmek üzere yola çıktım. Bu sırada bıçağı kendime saplamaya çalıştım ancak yapamadım. Sincik yoluna girdiğim sırada bıçağı camdan dışarıya fırlattım. Diyarbakır'a, Diyarbakır'dan Mardin'e gittim aracı Mardin'de bıraktım. Orada zehir aldım ancak içemedim. Daha sonra Antalya'ya gittim ve burada da yakalandım" diye konuştu.

Mahkemece, Murat Ç.'nin tutukluluk halinin devamına davanın ileriki bir tarihe ertelenmesine karar verildi.