Bir ülkenin geleceği ve ilerlemesi sağlam kalelere, güzel binalara ve milli gelirine değil, o ülkenin insanlarının ahlaki değerlerine bağlıdır...” ( Martin LUTHER)
Bilinip de bilmezden gelinen çifte standartın adresi bu sefer ne yazık ki İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi Eğitim ve Araştırma Hastanesi!
Sağlık sorunları ile hastahanenin yolunu tutan hastalar saatlerce hastahane koridorlarında muayene sırası beklemek zorunda kalıyor. İş bilmez pratisyen ve asistan doktorların yanlış teşhis ve tedavisi sonucunda bir çok hastalığa maruz kalıyorlar. Malatya dışından gelen bir çok hasta ve yakını ise hastahanede çalışan temizlik görevlisi ve hasta bakıcıların yakınlarına uyguladığı çifte standart neticesinde muayene olamadan geri dönmek zorunda kalıyor. Nice yaşlı hastalar ise saatlerce ayakta beklemek zorunda. Tedavi edilmeden ölmeyi bekliyormuşcasına hayıflanıyorlar.
Olacak iş değil hipokrat yeminini ne çabuk unuttunuz?
Hekimlik mesleği kutsal bir meslek olmanın yanında milli duygularla donanmış mesleği gereği yaşamı ön planda tutmaktan geçer. Sınıf, mezhep, kişi ayrımı gözetmeksizin her hastaya adaletli davranmak gerekir. Uzman doktorlarımız Turgut Özal Tıp Merkezi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde can siperhane mücadele ederken yeni mesleğe atılmış olan pratisyen ve asistanların kendilerine acilen çeki düzen vermesi gerekiyor.
İnsan sağlığı bu kadar ucuz olmamalı. Her hastaya eşit davranılmalı, yanlış uygulamalardan kaçınılmalıdır. Sırf birilerinin yakını diye hemşirelere talimat verilmemelidir. Bir hastanın sağlığına kavuşması için bütün imkânlar seferber edilirken; kimsesi olmayan hastalar dışlanmamalıdır. Hiçbir hastaya kötü davranılmamalı, bağırılmamalı, küçük düşürücü sözler sarfedilmemelidir.
Sağlıkta torpil değil kul hakkı öne geçer. Hesabını her iki dünyada da veremezsiniz. İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi Eğitim ve Araştırma Hastanesi içinde yaşanan çifte standartın diğer bir ucu Hastahane Oteline kadar uzanıyor. Cebinde beş kuruş parası olmayan hasta yakınları; doktorlardan gelecek umut dolu sözleri beklerken hastahane koridorlarında mermerlerin üzerinde yatmak zorunda kalıyorlar. Hastahane oteline gelen torpili olan hasta yakınları ise ücretsiz konaklama imkanı buluyor.
Velhasıl-ı hem sağlığından hemde canından medet ummak için Hastaneye gelen hastalar ve yakınları için hasta olmak eziyet haline dönüşüyor.
Hastaları deneme tahtası olarak kullanmaktan vazgeçen bir anlayışın
İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde artık hakim olması gerekiyor. Serum takmayı dahi bilmeyen asistan ve hemşilerin olduğunu üzülerek ifade ediyorum. Bunun en bariz örneğini geçenlerde hastahaneye uğrayan bir vatandaş olarak söylüyorum.
Uzman doktorlarımızı aynı kefenin dışında tutmakla beraber Rabbim doktorlarımızı, sağlık çalışanlarımızı başımızdan eksik etmesin. Atlar hiçbir zaman sahibine göre kişnemez. “Beni Türk Hekimlerine Emanet Ediniz” sözüne güvenerek şifa bulmak için hastahaneye gelen hastaları üzmeyin.
Lütfen çifte standarta biran önce son verin.
"Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi"
Kimi varlıkla imtihan edilir kimi yoklukla. Depremi yaşayan ilimize bir depremide siz yaşatmayın.