Tekirdağ Çerkezköy Devlet Hastanesi Diyetisyeni Öznur Oskar, Ramazan ayında sağlık ve doğru beslenme konusunda dikkat edilmesi gereken noktaları anlattı. Oskar, iftar vakitlerinde mideye aniden yemek yüklenmemesi gerektiğini ifade ederek, sahur yapmadan oruç tutanları da uyardı.

Birçok vatandaşın merak ettiği "Ramazan ayı içerisinde nasıl beslenmeliyiz? Nelere dikkat etmeliyiz?" sorularını Çerkezköy Devlet Hastanesi Diyetisyeni Öznur Oskar yanıtladı. Oskar, Ramazan ayının oruç tutan vatandaşlar için beslenme ve yaşam şeklinin değiştiği bir ay olduğunu söyledi. Vatandaşların sıcak aylarda tutulan oruçlarda sağlığa önem vermelerinin gerektiğine vurgu yapan Öznur Oskar, iftar ve sahur menüleri konusunda dikkatli olunması gerektiğini kaydetti.

"Sahur olmazsa olmaz"

Diyetisyen Öznur Oskar, "Yeterli ve dengeli beslenmenin sürdürülebilmesi için günün oruç tutulmayan bölümünde en az 2 öğünü tamamlamak ve sahur öğününü atlamamak gerekir. Sahura kalkılması ya da sahurda sadece su içilmesinin zararlı olduğu unutulmamalıdır. Çünkü bu beslenme tarzı yaklaşık 17 saat olan açılığı, ortalamama 20 saate çıkarmaktadır. Bu da açlık kan şekerinin daha erken saatlerde düşmesine ve buna bağlı olarak günün daha verimsiz geçmesine neden olmaktadır. Bu durumun aksine eğer sahur öğünü, ağır yemeklerden oluşursa gece metabolizma hızı düştüğü için yemeklerin yağa dönüşme hızı ve kilo alma riski artmaktadır. Bu nedenle sahura mutlaka kalkılmadır. Sahurda süt, yoğurt, peynir, yumurta, tam tahıllı ekmekler gibi besinlerden oluşan hafif bir öğün tercih edilebilir" dedi.

"Hamur işlerinden uzak durulmalı"

Diyetisyen Öznur Oskar, hamur işlerinden uzak durulması tavsiyesinde de bulundu. Gün içerisinde aşırı acıkma problemi olanların midenin boşalma süresini uzatarak acıkmayı geciktiren kuru fasulye, nohut, mercimek, bulgur pilavı gibi yemekleri tüketmesi gerektiğini ifade eden Oskar, "Aşırı yağlı, tuzlu ve hamur işlerinden uzak durulmalı. Bu süreçte dikkat edilmesi gereken bir diğer husus da iftar sofraları için hazırlanan yiyecekler ve bunların tüketim miktarlarıdır. İftar sofralarında bir insana yetecek yemeğin 2-3 kat fazlası bulunabilmektedir. İftarda kan şekeri çok düşük olduğundan kısa sürede çok miktarda besin tüketme isteği doğmaktadır. Yapılan en büyük hatalardan birisi de çok hızlı bir şekilde, çok yüksek miktarda besin tüketmektir. Beyin doyma emrini yemekten 15-20 dakika sonra verir. Çok hızlı yemek yendiğinde bu süre zarfında fazla miktarda, enerjisi yüksek besinler yenilir ve bu durum hem sağlık açısından risk oluşturabilir hem de ilerleyen günlerde kilo alımına zemin hazırlayabilir" ifadelerini kullandı.

Sıvı tüketimine dikkat

Ramazan ayı içerisinde en önemli hususlardan birinin de sıvı tüketimi olduğuna dikkat çeken Diyetisyen Oskar, "Sıcaklık ve nem artışına bağlı olarak vücut ısısı artmakta ve metabolizma bu yeni duruma uyum sağlamaya çalışmaktadır. Sıcaklıkların etkisiyle artan terleme ile birlikte yeterince sıvı alınmazsa su ve mineral kaybı sonucu, bayılma, bulantı baş dönmesi gibi sağlık problemleri yaşanabilmektedir. Günde ortalama en az 2 veya 2 buçuk litre (12-14 su bardağı) su içmeye, bununla birlikte Ramazan ayında sıvı ihtiyacını da karşılayacak ayran, taze sıkılmış sebze-meyve suları, sade soda gibi sık sık tüketmeye özen gösterilmeli" diye konuştu.

Oruç tutanlara beslenme önerileri

Diyetisyen Öznur Oskar, oruç tutan vatandaşlara son olarak şu önerilerde bulundu:

"Oruç tutarken yeterli ve dengeli beslenmeye özen gösterilmeli. Tek seferde büyük porsiyonlar yerine, iftardan sonra aralıklarla her seferinde azar azar küçük porsiyonlar şeklinde beslenilmeli, yemekleri hızlı yemek yerine yavaş ve tam çiğneyerek tüketilmeli. Sahur öğünü kesinlikle atlanılmamalı. İftarda aşırı şerbetli, yağlı tatlılar yerine sütlü tatlılar tercih edilmeli. Kavrulmuş, kızartılmış ve tütsülenmiş yemeklerden uzak durulmalı. İftardan 1-2 saat sonra yarım saat hafif tempolu yürüyüş yapılarak sindirime yardımcı olunmalıdır" dedi.