SEN DE ÖLECEKSİN ESAD
Fazla değil 3-5 yıl öncesine kadar Suriye-Türkiye baharı yaşanıyordu. Beşar Esad ve eşi Türkiye’ye geldiğinde Beşar, çok beyefendi, iyi bir insan ve iyi kalpli bir devlet başkanı profili çiziyordu. Veya biz öyle zannediyorduk. Eşini ise medya yere göğe sığdıramıyordu. Ne olduysa, bu baharın yerini bir başka bahar alınca oldu. Arap baharı. Orta doğu ülkelerindeki arap halklar, başlarındaki zalim, iki yüzlü, şahsi çıkarları için her şeylerini satabilecek karakterli diktatörlere karşı iletişim çağının olanaklarından da faydalanarak birleşip seslerini yükseltmeye başladılar. Öyle yükselttiler ki bu sese Mübarek, Kaddafi, Zeynel Abidin Bin Ali ve Ali Abdullah Salih dayanamayarak devrildiler. Herbiri darmadağan oldu. Bu insanları kim seviyor deseniz, iktidarda iken yanlarındaki küçük bir grup asalak dışında bütün dünya insanları nefret ediyorlar. Yani seven yok. Bu insanların yaptıkları zulümlerden dolayı hiç kimse sevmiyorsa Yüce Yaratıcının da herhalde sevdiği düşünülemez. Öyleyse bu insanlar ne uğruna bu kadar kötülük yapabiliyorlar.
Esad, son olarak ülkesinde 11 yaşın üzerindeki bütün erkek çocukların öldürülmesini emretmiş. Esad askerleri cadde sokak gezip ailelerinden zorla kopardıkları bu çocukları infaz etmek üzere götürüyorlarmış. Bu, aslında Esad’ın sonunun geldiğinin habercisi. Çünkü Firavun da, çıtayı daha da yükseltip yeni doğmuş bütün bebeklerin katledilmesini emretmişti. Ne oldu. Musa kendi sarayında büyüyüp sonunda başına bela oldu. Daha doğrusu Firavunun kendisi bir belaydı. Ve Allah, zalimler ne yaparsa yapsın, ne ederse etsin önceden hükmedilmiş takdire hiçbir şekilde engel olamayacaklarını, çok nükteli bir şekilde göstermekteydi.
Suriye’de bütün bunlar olurken çıkarı olduğunda gökten yağmur gibi bomba yağdıran devletler, sus pus bekliyorlar. Ülkemizde de başka münferit olaylarda ortalığı yıkan insan hakları savunucularından ses çıkmıyor. Suriye vatandaşları insan değil mi.
Oradaki insanlar haykırıyor. Ey dünya insanları. Bizi neden duymuyorsunuz. Her şey gözlerinizin önüne serildiği halde neden susuyorsunuz. Ve bu insanlar haykırıyor. Bizim Allah’tan başka kimsemiz yok. Evet gücü elinde bulunduran bir devlet başkanı kendi halkını öldürürken o halkın Allah’tan başka kimi olabilir ki. Fakat burada bütün insanlık aslında bir imtihandan geçiyor. Yoksa Allah istese Esad’a ne bir santim ileri ne bir santim geri adım attırıp olduğu yerde hareketsiz de bırakabilir. Yüce Kitabımız da da öyle demiyor mu Cenab- Allah bu zalimler için; biz istesek onları ne ileri ne geri gidebilecek bir hale çevirebiliriz diye. Öyleyse neden yapmıyor. Cevabını, o kitabı okuyanlar benden daha iyi bildiği için öğretmek gibi olmasın diye yazmıyorum.
Sen de öleceksin Esad. Allah sen ve senin gibi insanları dünyada rezillik, ahirette ise çok çetin bir azabın beklediğini müjdeliyor kitabında. Yani ölmeden daha bu dünyada iken önce bir rezillik elbisesi giyeceksin. Öyle kolay değil hemen ölüp gitmek. Dünyada iken de çekeceksin. Ve bizler o anın bir an önce gelmesi için dua ediyor ve iple çekiyoruz.