CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, Genel Sekreter Gürsel Tekin ve CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, Cumhurbaşkanı seçilen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, 15 Ağustos itibarı ile siyasal parti üyeliğinin düştüğü, milletvekilliğinin sona erdiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine (AYM) başvurdu.
Başvurunun ardından, çıkışta matbuat mensuplarına açıklamada bulunan Bülent Tezcan, Erdoğan'ın, 15 Ağustos'tan bu güne hukuka ve Anayasa'ya aykırı bir şekilde, hem cumhurbaşkanlığı hem başbakanlık hem de parti umumi başkanlığı makamını işgal ettiğini savundu.
Buna ilişkin daha öncelikle başvurdukları kurumların, hukukun gereğini yerine getirmek yerine, Erdoğan'ın dilek ve isteğini yerine getirmek üzere devinim ettiğini iddia eden Tezcan, açık bir anayasa ihlalinin olduğunu söyledi.
Daha öncelikle Atilla Kart'ın bireysel müracaatta bulunduğunu hatırlatan Tezcan, şunları kaydetti:
'Bugün de CHP hukuksal kişiliği adına, esas muhalefet vazifesini parlamenter demokratik konsept içinde yerine getirmeyi önleyecek, bu açık kanun ve anayasa ihlaline karşı Anayasa Mahkemesine müracaatımızı yaptık. Sonucu en üst kanun kurumu, yargı organı bulunan Anayasa Mahkemesinden bekliyoruz. Bugüne kadar Anayasa Mahkemesinin bireysel başvurularda uluslararası açıdan misal teşkil edecek adımlar attığını biliyoruz. Bu konu hakkında da açık anayasa ve kanun ihlalinin önüne geçecek bir karar vereceği ümit ve inancındayız.'
'Anayasayı Gül de ihlal ediyor'
CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin de söz konusu durumun AK Parti'nin başkanlık sisteminin ne olduğunun işareti olduğunu savundu.
'Recep umumi başkan, Tayyip başbakan, Erdoğan cumhurbaşkanı' diyen Tekin, şöyle konuştu:
'Kendilerinin hasret duyduğu, başkanlık sistemi dedikleri, bugün kanun dışı kullanılan modeli, hukuki bir duruma nasıl çevirebiliriz uğraşı içindeler. Burada muhtelif kurumların vazife yapması gerekiyor. Özellikle Sayın Cumhurbaşkanı Gül'ün. Burada Anayasa'yı yalnızca AKP Başbakanı değil, Sayın Gül de ihlal ediyor. Yine tıpkı biçimde hukukçu kimliği bulunan Sayın Cemil Çiçek... İnanılır benzeri değil, Yargıtay Başsavcısı, tüm bunlar suç işliyorlar. 10 gün öncelikle kendisinin anayasa profesörü oluğunu biliyorsunuz, Sayın Burhan Kuzu'ya da sorabilirsiniz. Daha bu süreç başlamadan, Sayın Kuzu'ya bu sorular sorulduğunda, 'asla bu olasıdır değil, olmaz' diye anlatım etmişti. Bütün bunlara baktığımızda yasayı, Anayasayı tanımayan bir anlayışı kabul etmemiz olasıdır değildir. Ülkenin en üst kanun kurumu, en kısa zaman içinde bu kanun tanımazlıkla, eşkıyalık sistemiyle ilgili gereken kararı alacaktır.'
'Muhalefet vazifesini yapamaz bir duruma geldi'
Atilla Kart da Türkiye'nin anayasal kurumlarının işlevini kaybettiğini ileri sürerek, Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı makamlarının iri bölümünün vazifesini yapamaz bir duruma geldiğini iddia etti.
CHP olarak, Siyasi Partiler Yasası ve Anayasa'dan kaynaklanan, demokratik ülke düzeninin gereklerini yerine getirme noktasında muhalefet vazifesini yapamaz bir duruma geldiklerini anlatım eden Kart, muhalefet görevinin tesirli şekilde yerine gelebilmesi için, anayasal kurumların işlevini yapar durumda olması gerektiğini söyledi.
Türkiye'deki anayasal kurumların, 15 Ağustos'tan itibaren seçilmiş cumhurbaşkanının kanunsuz komut ve buyrukları üstüne vazife yapar bir duruma geldiğini iddia eden Kart, yurttaşların hak ve hukukuna sahip çıkmak amacıyla, esas muhalefet partisi şekilde AYM'ye müracaatta bulunduklarını kaydetti.
Sorular
'Siz, hükümet 15 Ağustos'tan sonra bulunmaz hükmünde midir diyorsunuz?' sorusuna, Tekin, 'Kesinlikle. Biz demiyoruz, Anayasa söylüyor' yanıtını verdi.
Tekin, bu konu hakkında Cumhurbaşkanı Abdullah Gü'ün ve TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in düşüncelerini kamuoyuyla paylaşmasını istedi.
Bülent Tezcan da 'Şu anda başbakanlık sıfatını kullanan Recep Tayyip Erdoğan, fuzuli şagil durumundadır. Genel başkanlık makamında da fuzuli şagil durumundadır. Seçilmiş cumhurbaşkanı şekilde statüsü bellidir, bir başbakan vekilinin bulunması gerekirdi. İmzaladığı tüm kararnameler de geçersizdir, hukuken bulunmaz hükmündedir' dedi.
'Haşim Kılıç'ın son çağda bireysel başvuralardaki tavrını siz müspet bulmuştunuz, o intiabayı alabildiniz mi?' sorusuna Tezcan, 'Bizim görüşmemizde herhangi bir işaret vermesi olasıdır değil. Bu ihsas-ı oy anlamına gelir, böyle birşey olmadı. Nezaket ziyareti' yanıtını verdi.
'Bugün çıkan bir haberde, İçişleri Bakanı Efkan Ala'nın, 'CHP'li ve MHP'li bürokratları bilhassa Doğu ve Güneydoğu'ya sürün, onlara KOSGEB'den kredi bile vermeyin' tarzı ile ifadelerinin bulunduğu idda ediliyor. Bunla ilgili ne söylersiniz?' sorusuna, Tekin, 'Aslında onu söylemesine lazım yok. Son 5 yıllık uygulamalara baktığınızda o uygulamaların tamamını görebilirsiniz. Özellikle AKP'l olmayan iş adamlarının, bürokratların nasıl sürgüne tabi tutulduğu, tecrit edildiği bugüne mahsus değil. Onu söyleyip söylemesine lazım yok, tüm uygulamalara baktığınızda göreceksiniz' yanıtını verdi.