BURSA (AA) - SERGEN SEZGİN - Uluslararası Rabia Platformu Sözcüsü Abdurrahman Dilipak, Suudi Arabistan öncülüğünde Yemen'de Husilere karşı başlatılan "Kararlılık Fırtınası Operasyonu"na ilişkin, "Yemen'de Husilerin bu terör ve şiddet hareketleri bastırılamayacak olursa kuzeyde terör örgütü DAEŞ, güneyde ise Husi hareketi çok ciddi olarak Suudi Arabistan'ı bir kıskaca alabilir" dedi.
Dilipak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Yemen'de bir iç savaş döneminin yaşandığını, bunun sonucunda Arap ülkeleri arasında uluslararası koalisyon kurulduğunu hatırlattı.
Arap Birliğinin dışişleri bakanlarının, Mısır'ın başkenti Kahire'de düzenlenen konferansta toplandığını belirten Dilipak, bu ülkelerin bir ortak savunma paktı oluşturması konusunda ilke kararı aldığını dile getirdi.
Bundan sonraki konferansın Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da gerçekleştirilebileceğini anlatan Dilipak, şöyle konuştu:
"Husiler, Yemen hükümetini ele geçirmeye ve ülkenin geneline hakim olmaya çalışıyor. Buna karşı Suudi Arabistan'ın liderliğini yaptığı, siyasi olarak Türkiye'nin, 10 Arap ülkesinin yanı sıra Pakistan'ın da destek verdiği bir operasyon başlatıldı. Öyle zannediyorum ki bu kararlılık devam edecek, İran'ın desteklediği Husilerin Yemen'i Suriye'ye çevirmesine ya da terör örgütü DAEŞ'in Suriye ve Irak'ta sebep olduğu görüntüleri bu defa Şiiler tarafından ona benzer bir örgütlenme olan Husilerin bölgede terör estirmesine pek izin verilmeyecek. Yemen'de Husilerin bu terör ve şiddet hareketleri bastırılamayacak olursa kuzeyde terör örgütü DAEŞ, güneyde ise Husi hareketi çok ciddi olarak Suudi Arabistan'ı bir kıskaca alabilir."
- Çözüm süreci
Dilipak, çözüm sürecinde gelinen noktaya da değindi.
Bu konuda tartışmaların sürdüğünü ifade eden Dilipak, süreçte HDP'nin, kendilerini Kürtlerin tek temsilcisiymiş gibi göstermeye çalıştığını söyledi.
AK Parti'nin Kürt milletvekili sayısının HDP'nin oranından fazla olduğunu vurgulayan Dilipak, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Burada 'Kim, nerede duruyor?' tartışmasından çok, silahı çözüm olmaktan çıkarıp siyasi sürece destek vererek akan kanı durdurmak ve bir arada ortak geleceğimiz için neler yapacağımızı önümüze almamız gerekiyor. Türklerin ve Kürtlerin birbirlerine karşı kazanacak bir zaferleri yok ama birlikte kazanacakları tek bir zafer var. Türkleri Kürtleri birbirinden ayırmak o kadar kolay değil. Bu insanlar artık akraba ve iş ortakları oldular. İstanbul'daki Kürt sayısı Diyarbakır'da bulunan sayıdan daha az değil ya da Diyarbakır'da sadece Kürtler yaşamıyor, Türkler, Araplar ve Süryaniler de yaşıyor. Bin yıllık bir ortak geçmişi bir anda kesip atmanın çok mümkün olduğunu sanmıyorum. Aramızdaki bu diğer sınırları nasıl kaldırırız ve aramıza yeni sınırlar çizmek yerine, aramıza İngilizlerin, Fransızların çizdiği bu sınırları nasıl kaldırırız, bunları düşünmemiz gerekiyor."