Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Fen Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sevgi Kolaylı, meşe balının fenolik bileşenleri vasıtası ile varlıklı olduğunu belirterek, '5 kat daha fazla antioksidan karaktere sahiptir. Bu da demek olmaktadır ki meşe balının bünyenin savunma sistemini kuvvetlendirici etkisi yüksektir' dedi.
Kolaylı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, meşe ağaçlarının salgısından elde edilen ürünün, bilimsel çalışmalarla biyolojik değerini gün yüzüne çıkarttıklarını söyledi.
Ürünün değerlerinin emsallerine nazaran yüksek olduğunu anlatım eden Kolaylı, 'Yaptığımız tetkikte bu balın fazla aşırı değerli olduğunu saptama ettik. Meşe balı, fenolik bileşenleri vasıtası ile varlıklı olup, 5 kat daha fazla antioksidan karaktere sahiptir. Bu da demek olmaktadır ki meşe balının bünyenin savunma sistemini kuvvetlendirici etkisi yüksektir' diye konuştu.
Kolaylı, meşe ormanları oluşturulması gerektiğine işaret ederek, şöyle konuştu:
'Türkiye'nin değişik yörelerine ilişkin balları bilimsel şekilde inceleyip değerlerini saptama ediyoruz. Meşe balının sağladığı faydalara karşın üretiminin kısıtlı olduğunu, üreticilerin ve tüketicilerin bunları yeterince bilmediğini düşünüyoruz. Bu konu hakkında Orman ve Su İşleri Bakanlığının da katkılarıyla meşe ormanları oluşturulması, yetiştiricilere bu türün tanıtılması oldukça olumlu neticeler doğuracaktır. Ülke şekilde bu konunun üstüne ciddi açıdan eğilmemiz gerekiyor çünkü varlıklı bir nebat örtümüz, bitkisel hazinemiz var.'
'Arı ürünleri şuurlu tüketildiğinde şifa kaynağı'
Türkiye'nin değişik bölgelerinde imal edilen bal, polen, arı sütü bu şeklinde ürünlerin şuurlu tüketildiğinde şifa kaynağı olduklarını vurgulayan Kolaylı, 'Arı ürünleri, şuurlu tüketildiği takdirde birer şifa kaynağıdır, bünyenin savunma mekanizmasını bitkisel şekilde güçlendirir' değerlendirmesinde bulundu.
'Arı ürünleri, insan sağlığı için bitkisel koruyucu kalkan” diyen Kolaylı, 'Bal, enerji verir, bağışıklık sistemini kuvvetlendirir. Solunum yolu enfeksiyonları, mide rahatsızlıkları, cerahat ve yanıklar, en önemlisi de kanser hücrelerinin oluşumuna karşı bu alternatifler bitkisel birer güvenlik duvarıdır' ifadesini kulandı.
Kolaylı, dünyada çam balı üretiminde Türkiye'nin önder konumda olduğuna dikkati çekerek, 'Salgı balları, kestane balı, anzer balı ve kara kovan balı son derece mühim alternatifler lakin maalesef arı ürünlerinin üretimi, sahip olduğumuz bitkisel mirasa karşın arzulanan düzeyde değil. Örneğin, salgı balları grubunda değerlendirdiğimiz çam balının üretiminde yurt şekilde önder durumdayız. En iri arzumuz, öteki türlerin de bu biçimde ön plana çıkması. Üretimlerin artırılması, alternatif tedavi çözümleri ve ekonomik getirileri açısından da faydalı olacaktır' değerlendirmesinde bulundu.