"Siyasal ve askeri casusluk suçu oluştu"

''Paralel yapı'' operasyonunda 11 tutuklamaya ilişkin kararda, gizli kalması gereken görüşmelerin dinlenmesiyle ''siyasal ve askeri casusluk'' suçunun oluştuğu belirtildi.

Emniyetteki 'paralel yapı' iddialarına ilişkin yürütülen 'casusluk' soruşturması kapsamında eski İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürü Yurt Atayün'ün de aralarında bulunduğu 11 kişi, 'devlet güvenliği açısından ciddiyet arz eden, saklı kalması gereken ve temin edilmesiyle siyasal ve askeri casusluk suçunu oluşturan dinleme verileriyle ilgili içeriklerde imzalarının bulunduğu ve delilleri karartma şüpheleri olduğu' gerekçesiyle tutuklandı.

İstanbul 1. Sulh Ceza Mahkemesi Hakimi İslam Çiçek, savunmasını aldığı 32 şüpheli ve dosya üstünden işlem yaptığı 17 şüpheliyle ilgili hazırlayıp, gece yarısı bütün şüphelilerin yüzüne karşı okuduğu 115 sayfalık sorgu zabtı ve kararında, Yurt Atayün, Erhan Körtek, Ensar Doğan, Aytekin Koçak, Ali Fuat Altıntaş, Abdulkadir Ağır, Yunusemre Uzunoğlu, Şahin Akdeniz, Serdar Bayraktutan, Muhammed Kaya ve Mehmet Örs'ün tutuklanmasına karar verildiğini bildirdi.

Tutuklama nedeni şekilde 4 sayfa anlatım bulunan gerekçe yazıldığı görülen kararda, yürütülen soruşturma kapsamında fazla fazla sayıda siyasetçi, akademisyen, gazeteci, yazar, iş adamları, devlet kurumlarındaki görevliler, vakıf, dernek ve buna aynı şirketlerin başkan ile görevlilerinin soruşturmaya dahil edildiği belirtildi.

Soruşturmaya dahil edilen siyasetçiler

Soruşturmaya, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Danışmanı Mustafa Varank, eski AK Parti Milletvekilleri Hayrettin Çakmak ve Seracettin Karayağız ile Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Haydar Baş'ın da aralarında bulunduğu bazı siyasetçilerin dahil edildiği aktarılan kararda, Hüseyin Avni Yazıcıoğlu'nun eşi Kamile Yazıcıoğlu'nun 4 Mart 2011'de verdiği anlatım sonrasında AKABE grubu ismi altında bir soruşturma başlatıldığı ve bu kapsamda çok sayıda gazeteci, akademisyen ve yazarın öz geçmiş bilgilerinin kaydedilerek soruşturmaya dahil edildiği, 238 şahıs ile alakalı iletişimin tespiti kararı, bazı şüpheliler ile alakalı da teknik araçla izleme kararı alındığı, 13 vakıf, dernek, kültür merkezi, sosyal tesisler, cami, TV kanalı olmak üzere muhtelif yerlere de teknik araçlarla izleme yapıldığı dile getirildi.

Başbakanlık İdari ve Mali İşler Daire Başkanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı hususi Kalem Müdürlüğü, TRT Genel Müdürlüğü, Anadolu Ajansı Genel Müdürlüğü, İran İslam Cumhuriyeti Büyükelçiliği, İstanbul Üniversitesi, Ortadoğu Teknik Üniversitesi, Muş Alparslan Üniversitesi ve Kağıthane Belediye Başkanlığı bunun gibi kurumlara ait telefonların iletişiminin, hedef şahıs üstünden tetkik edildiği kaydedilen kararda, bunlara ilişkin fazla fazla sayıda tape ve çözüm tutanağının dosyada var bulunduğu dile getirildi.

'Başbakan Erdoğan'ın saklı kalması gereken görüşmeleri kaydedildi'

Kararda, Başbakan Erdoğan'ın başmüşaviri şekilde vazife oluşturan Sefer Turan'ın konumu sebebi ile fazla fazla sayıda yabancı görevliyle yaptığı görüşmelerin dinlenildiği ve Turan'ın yaptığı görüşmelerden ötürü soruşturmaya dahil edildiğine dikkati çekilen kararda, Turan'ın kullandığı telefonların Kudüs Ordusu örgütü ile irtibatlı olup olmadığının tespiti, bağlantılarının ortaya konulabilmesi ve örgüt içindeki hiyerarşik yapının deşifre edilebilmesi amacıyla iletişimin tespitinin yapıldığı aktarıldı.

Söz konusu soruşturmada Başbakan Erdoğan'ın fazla fazla sayıda başka memleket devlet büyüğüyle yaptığı ve devlet güvenliği açısından saklı kalması gerektiği düşünülen bir takım görüşmelerin tetkik edildiği vurgulanan kararda, Erdoğan'ın başmüşaviri Sefer Turan'ın Başbakan Erdoğan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Somali Büyükelçisi Cemalettin Kani Torun, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker ile yaptığı, devlet politikaları açısından ciddiyet arz ettiği düşünülen bir takım görüşmelerin kayıt altına alındığı anlatım edildi.

'MİT Müsteşarı Fidan, terör örgütü üyesi bunun gibi gösterildi'

Kararda, Başbakan Erdoğan'ın danışmanı Mustafa Varank'ın konumu sebebi ile yaptığı fazla fazla sayıda görüşme bulunduğu belirtilerek, Varank'ın kullandığı telefondan Başbakan Erdoğan'ın 'İsmail' isimli şahıs ve Cübbeli Ahmet Hoca şekilde isimlendirilen Ahmet Mahmut meşhur ile görüşmesinin kayıt altına alındığı, Varank'ın o devre Başbakanlık Müsteşarı olan Efkan Ala, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve zamanın Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin ile yaptığı muhtelif dönemdeki, devlet politikası açısından ciddiyet arz ettiği düşünülen bir takım görüşmelerin tetkik edilerek kayıt altına alındığı anlatıldı.

Yine eski AK Parti mebus iş adamı Faruk Koca'nın Kudüs Ordusu terör örgütü ile irtibatlı olup olmadığının tespiti ve bağlantılarının ortaya çıkarılması için kullandığı telefonların dinlenildiği belirtilen kararda, bu bağlamda Koca'nın Bakan Taner Yıldız, MİT Müsteşarı Fidan ve hususi kalemi Edip Ali Yavuz ile olan bir takım iletişimlerinin tetkik edilip kayıt altına alındığı ve bunlardan bir kısmının da tape dökümleri yapılarak yazılı bir hale getirildiğine vurgu yapıldı.

Söz konusu iletişimlerin bir kısmının içeriğinin devlet güvenliği açısından ciddiyet arz ettiği ve saklı kalması gerektiği düşünülen görüşmeler bulunduğu kaydedilen kararda, tapelerin dökümlerinde Hakan Fidan'ın terör örgütü üyesi bunun gibi gösterildiği ve Fidan'a 'Emin' kod ismi verildiğinin tetkik edildiği aktarıldı.

Kurtulmuş'un 'Mısır darbesi' görüşmesi de kayda alınmış

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş'un danışmanı Furkan Torlak'ın bulunduğu konum sebebi ile soruşturmaya dahil edildiği ve Kudüs Ordusu terör örgütü ile irtibatlı olup olmadığının tespiti için telefonuyla mail adresinin 19 Eylül 2012'den itibaren teknik takibe alındığı bilgisi verilen kararda, Torlak'ın Kurtulmuş'un danışmanı olması sebebi ile devlet politikası açısından ciddiyet arz ettiği düşünülen görüşmeleri bulunduğu, Kurtulmuş ile Mısır darbesine ilişkin konuşmasının kayıt altına alınarak tape biçimine getirildiği ve Kurtulmuş ile muhtelif tarihlerde yaptığı fazla fazla sayıda görüşmenin de kayda alınıp tape dökümlerinin yapıldığı vurgulandı.

'Tutuklanan şüphelilerin imzaları, dinleme evrakında'

Kararda, eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin'in danışmanı Adnan Boynukara'nın da dinlenildiği ve Boynukara'nın telefonundan Ergin ile HDP Iğdır Milletvekili Pervin Buldan'ın yaptığı fazla fazla sayıda telefon görüşmesinin tetkik edilip kayda alındığı anlatılarak, haklarında tutuklama kararı verilen şüphelilerin soruşturma kapsamında bulunan, muhtelif tarihli fazla fazla sayıda evrak, doküman ve inceleme tutanağında imzaları bulunduğuna işaret edildi.

Kararda, 'Sonuç şekilde terör örgütü üyeliği ve yöneticiliği ile ilişkilendirilerek haklarında telefon dinleme, teknik fiziki takip kararları alınan kişilerden bir kısmının, kamuoyunda da tanınan politika adamı, gazeteci, yazar, akademisyen, iş adamı, devlet yönetiminde görevli üst düzey bürokrat, bir kısmının da dernek, vakıflar bunun gibi sivil cemiyet kuruluşları temsilcileri bulunduğu ve terör ile ilişkilendirilebilecek herhangi bir faaliyetleri olmaması sebebiyle haklarında takipsizlik kararı verildiği anlaşılmıştır' denildi.

'Siyasal ve askeri casusluk suçu oluştu'

Soruşturmaya dahil edilen mühim kişilerin, şüpheliler tarafından, iletişime müdahale edilmek suretiyle, şuurlu ve gerçeğe aykırı bir biçimde konuşmalarının dinlenilmesi ve kayda alınmasının sağlandığı anlatılan kararda, şu ifadeler yer aldı:

'Ayrıca bu konu ile ilgili gerçeğe aykırı evrak düzenledikleri, bu belgelerin resmi evrak niteliğinde olduğu, zira görevi gereği düzenlemeye yetkili bulunduğu resmi bir belgenin düzmece şekilde düzenlenmesi, gerçek bir belgenin başkalarını aldatacak biçimde değiştirilmesi ile resmi belgede sahtecilik suçunun oluşacağı, bu dinlemelerin kod ismi verilmek şekli ile yapıldığı, dinlemeler sonucu elde edilen verilerin içeriklerinin devlet güvenliği açısından ciddiyet arz ettiği ve saklı kalması gereken bilgiler olduğu, bu haliyle bu bilgilerin temini ile siyasal ve askeri casusluk suçunun oluşacağı, zira üke başbakanının başka memleket cumhurbaşkanları ve başbakanları ile onlarca dakika görüşmelerinin dinlenilmesi ve kayıt altına alınmasının rastlantı olamayacağı, bu dinlemelerde gerçek insanların kimliklerinin mahkemelerden saklanarak yargıyı yanılttıkları, noksan ve yanlış bilgi verilmek şekli ile yapılan dinlemeleri erek dışı kullandıkları, bizzat dinlemeyi oluşturan insanların dinlemelerin içeriği ve hangi erek için kullanılacağı ile alakalı bilgilerinin olmayabileceği, lakin mesuliyet noktasında rütbeli görevlilerin olmamış dinlemelerin hangi kısmının çıkarılıp hangi kısmının çıkarılamayacağına karar verdikleri, bu noktada içeriğine vakıf oldukları anlaşılmıştır.'

'Kayıtların içeriğini bilmemeleri mümkün değil'

Kararda, 'devletin saklı kalması gereken bilgilerini siyasal ve askeri casusluk amacıyla temin etme' ve 'resmi belgede sahtecilik' suçları yönünden, şüphelilerin emniyette rütbeli oldukları, uzun zaman çalıştıkları ve fazla fazla sayıda dinlemeyle takip kararının altında imzaları bulunduğu belirtilerek,' Dolayısıyla içeriklerinden haberdar olmamalarının mümkün olmadığı, böylece suç işledikleri anlamında güçlü suç şüphesinin var olduğu, tutuklama verilen suçlar için yasada ön görülen ceza miktarı, suçun nitelikli ve mühim suçlardan olduğu, devlet sırlarına karşı suçlardan sayıldığı, bu sebeple tutuklama nedeninin var bulunduğu kanaatine varılmıştır' denildi.

Söz konusu suçlar için kanunda düzenlenen cezanın alt ve üst miktarlarına göre şüphelilerin kaçma, soruşturma devam ettiği için delilleri bulunmaz etme, gizleme, Şahit ve mağdurlar üstünde baskı oluşturma şüphelerinin bulunduğuna vurgu yapılan kararda, 'Verilmesi beklenen ceza ve ya güvenlik önlemi değerlendirildiğinde adli denetim tedbiri uygulanmasının bu aşamada soruşturmaya konu suçlara, şüpheliler açısından yetersiz kalacağı kanaatine varılarak, şüpheliler ve müdafilerin serbest bırakılmaları isteminin reddi ile şüphelilerin üzerine atılı suçlardan Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 100 ve devamı maddeleri uyarınca ayrı ayrı tutuklanmalarına karar verilmiştir' ifadesi kullanıldı.

Serbestlik gerekçesi: 'Yeterli kanıt bulunsa da ceza sınırları az'

Hakim Çiçek'in kararında, serbest bırakılan 29 kişinin, 'devletin saklı kalması gereken bilgilerini siyasal ve ya askeri casusluk amacıyla temin etme' suçundan, bu suçu işlediklerine dair tutuklamayı gerektirir mesuliyet noktasında yeterli kanıt bulunmadığı, 'hukuka aykırı şekilde şahsi verileri kaydetmek', 'özel yaşamın gizliliğini ihlal etmek', 'resmi belgede sahtecilik' ve 'suç uydurma' suçlarından da yasada ön görülen cezanın alt ve üst miktarları, kanıt durumu, suç vasfının değişme ihtimali gözetilerek serbest bırakıldığını dile getirildi.

'Devletin saklı kalması gereken bilgilerini siyasal ve ya askeri casusluk amacıyla temin etme' suçundan tutuklanması istenen şüpheli Samet Sincar'ın bu suçu işlediğine dair tutuklamayı gerektirir mesuliyet noktasında yeterli kanıt olmadığı için serbest bırakıldığı belirtilen kararda, 'hukuka aykırı şekilde şahsi verileri kaydetmek, hususi yaşamın gizliliğini ihlal etmek, resmi belgede sahtecilik ve suç uydurma' suçlarını işledikleri gerekçesiyle tutuklanmaları istenen şüpheliler Yurt Atayün, Ömer Köse, Erhan Körtek, Ensar Doğan, Aytekin Koçak, Ali Fuat Altuntaş, Abdulkadir Ağır, Yunusemre Uzunoğlu, Şahin Akdeniz, Serdar Bayraktutan, Muhammed Kaya, Mehmet Örs, Erkan Ünal, Selman Yuyucu, Ramazan Bolat, Osman hür Açıkgöz, Oğuzhan Ceylan, Kazım Aksoy ve Gafur Ataç'ın, bu suçu işledikleri anlamında mesuliyet noktasında yeterli kanıt bulunsa da suçların kanunda ön görülen cezaların alt ve üst sınırları dikkate alınarak tutuklanma taleplerinin reddedildiği anlatım edildi.

Sorgulama yapılmadığından adli kontrolle serbest bırakılanlar

Sorgu sürecinde yaşanan karışıklık sebebi ile dosya üstünden karar verilmesi anlamında hüküm kurulan şüpheliler Erkan Ünal, Selman Yuyucu, Ramazan Bolat, Ömer Köse, Osman hür Açıkgöz, Oğuzhan Ceylan, Kazım Aksoy ve Gafur Ataç'ın, 'devletin saklı kalması gereken bilgilerini siyasal ve ya askeri casusluk amacıyla temin etme' ve 'resmi belgede sahtecilik' suçlarını işledikleri anlamında haklarında dosyada yeterli kanıt bulunduğu belirtilen kararda, bu şüphelilerin hakimlikçe sorgulamaları yapılmadığı için serbest bırakıldığı aktarıldı. Kararda, 8 şüpheli ile alakalı bu nedenle 'yurt dışına çıkış yasağı' konulmasına karar verildiği de vurgulandı.

Hakim Çiçek, sorgu sürecinde yaşanan sıkıntıları da yazdı

Şüphelilerin avukatları ile mahkeme içinde yaşanan sorgu sıkıntısının da dile getirildiği görülen kararda, bir kısım şüphelilerin savunmaları alınmamış bulunduğu hatırlatılarak, tabi hakim ilkesi gereğince 4 günün üstünde kesintisiz sorgu yapıldığı ve süreçte bütün iyi niyet çabalarına karşın şüpheli avukatlarının savunma yaptırmama ile alakalı sorgu hakimliğine direnç gösterdiği anlatım edildi.

Avukatların devamlı taleplerde bulunduğu, reddedilmesine karşın taleplerin sonunun gelmediği, sıhhatli ve güvenli sorgu ortamının kalmadığı, sorgunun lüzumsuz uzaması için her çeşit yolun denendiği ve bu sürece kadar sorgu hakimliği sebebi ile taleplerin sabırlı bir biçimde karşılandığı belirtilen kararda, ilk iki gün şüpheli ve avukatlarının savunmasına hiç müdahale edilmediği, ilgi üzerine zabıtların katipler sebebi ile yazıldığı, lakin bazı şüphelilerin lüzumsuz uzunlukta, 20 sayfaya yakın anlatım vermesi sebebi ile sürecin uzadığına işaret edildi

'Avukatlar savunma hakkını kötüye kullandı'

Kararda, 49 şüphelinin her birinin üçer avukatı bulunduğu ve toplamda 196 bireyin savunmasının saatlerce uzayabileceği belirtilerek, şu ifadelere yer verildi:

'Bunun da savunma hakkının kısıtlanması değil, savunma hakkının kötüye kullanılması olabileceği, sorgunun yargılama işlemi olmadığı, delillerin tartışılmasının yargılama esnasında mahkemeler sebebi ile yapılabileceği, gene şüpheli avukatlarının sorgu esnasında 100 klasörün üstündeki dosyalardan devamlı sayfalar dolusu kanıt ve evrak istedikleri, bu taleplerinin bile iyi niyet kuralları bünyesinde değerlendirilemeyeceği, sorguya çoğunlukla belirgin müdafilerin girdikleri ve sorguyu uzatmaları ile alakalı düşünce birliği bünyesinde devinim ettikleri anlaşılmıştır.'

Güncel Haberleri

Battalgazi’de yol çalışmaları sürüyor
İş merkezinde hırsızlık yapan şahıs yakalandı
Baro Başkanı Demez, depremzede avukatların taleplerini iletti
Başkan Sadıkoğlu: “Rezerv Alan uygulaması belirsizliği artırıyor”
Depremzede baba oğulun konteynerde ekmek mücadelesi
Rögar borusuna düşen kirpiler kurtarıldı
Malatya Sabancı Kültür Sitesi yenileniyor
Üç aracın karıştığı kazada ortalık savaş alanına döndü: 3 yaralı
Yeni Malatyaspor U19 Takımı ligde kaldı
AK Partili Ölmeztoprak: "Kalıcı konutlar için kuralar devam edecek”