Seyran Park
Doğa Veteriner Kliniği
SON DAKİKA
20 Mart 2012 - 10:01 Yorum: 4

 

            Her Millette görülen, toplumun bütün fertleri tarafından kabul gören, halkın tamamının katıldığı ortak değerler olarak kabul edilen bayramlar, dini ve milli bir inanıştır. Bayramlar milli kimliğin oluşmasına, birlik ve beraberliğin sağlanmasına yardımcı olur.

             Orta Asya’da yaşayan Türkler, Anadolu Türkleri ve İranlıların yılbaşı olarak kabul ettikleri güne Nevruz adı verilir ki, yeni gün anlamına gelir. Farsça Nev (yeni), Ruz (gün) kelimelerinin birleşmesinden meydana gelmiştir. Gece ve gündüzün eşit olduğu Miladi 21 Mart, Rumi 9 Mart gününe rastlamaktadır.

            Türklerde önemli bir yeri bulunan ve Farsça “Yeni Gün” sözcükleri ile ifade edilen “Sultan Nevruz” ilkbaharın başlangıcıdır. Türk Dünyası’nda yeniden diriliş, canlanış olarak yaşatılan Sultan Nevruz: Navruz, Novruz, Sultan-ı Navrız, Sultan Nevruz, Navrez, Nevris, Naurus, Norus, Noruz, Ulıstın Ulu Kunı,Ulusun Ulu Günü,Ulı Kün, Ergenekon, Bozkurt, Çağan, Baba Marta, Kürklü Marta, İlk Yaz Yortusu, Yeni Gün,Yengi Gün, Mart Dokuzu, Mereke, Mevris ve Meryem olmak üzere yirmi beşi aşkın isimle anıla gelmektedir.

            Kimi topluluklar, Allah’ın dünyayı yarattığı ve ilk insanın yaratıldığı gün, kimileri Hz. Âdem’in bugün yaratıldığını ve Hz. Havva ile bugün buluşup tövbelerini yaptıklarını, kimileri Hz. Nuh’un gemisinin Ağrı (Cudi) Dağında karaya oturduğunu ve karaya ayak bastığı gün, kimileri ise ilk insanın yaratıldığı gün, Hz. Muhammed’in nübüvvetinin başlangıç günü, Hz. Ali’nin doğum günü, Hz. Ali ile Hz. Fatıma’nın evlendikleri gün, Hz. Musa’nın asasıyla Kızıl Denizi yarıp halkını kurtardığı gün, Hz. İbrahim’in Urfa’da yakılmak istendiği gün, Hz. Yunus’un Yunus balığı karnından karaya ayak bastığı gün, Hz. Yusuf’un kuyuya atıldığı gün, Güneşin Balık burcundan Koç burcuna girdiği gün, olarak kutlarken gece ile gündüzün eşit olduğu bugün, bir bahar müjdecisi olarak dünyanın her yerinde çeşitli etkinliklerle kutlanır.

            Nevruz İslamiyet’ten çok öncelere giden bir gelenektir. Yani yeni bir dinin ve mezhebin bayramı değildir. Bundan dolayı herhangi bir şekilde herhangi bir dine, mezhebe ve etnik köken adına bağlı gösterilmesi, istismar edilmesi veya bir aylık unsuru olarak gösterilmeye çalışılması yanlıştır. Tarihin ve kültürün bütün gerçeklerine aykırıdır.

            Göktanrı inancında bulunan Türk Kamları dualarında Nevruz’u şöyle ifade ediyorlar:

“…Yüce Göktanrı’nın ilk defa gürlediği, yağız yerin altmış türlü çiçeklerle ilk defa bezendiği, altmış türlü hayvanın ilk defa kişnediği ve melediği zaman sen (Türk’ün Atası) yaratıldın.”

            Bu söz; Türk’ün yaratılış felsefesinin, inancının ve hayat tarzının ifadesidir. Bu gelenek İslamiyet’ten önceki Türk toplulukları arasında din adamlarının (Kamların, Şamanların ve Baksıların) yaptıkları dualarla geçmişten günümüze farklı şekillerde, ama aynı ruhla kutlanmaktadır. Bu bayram İslamiyet’i kabul etmiş, konar- göçer Türk topluluklarında; sürgün avı, toy, şölen ve yuğ gibi İslamiyet’le çatışmayan adetlerden biri olarak devam etmiştir. Bu ananeler günümüz Türk dünyasına ortak kültür mirası olarak soru sormaya bile gerek duyulmadan atadan oğula kalmıştır.

            Ergenekon Destanı; Türk’lerin Çinli’ler tarafından yenilerek Ergenekon’a sığınmalarını ve dört yüz sene burada mahsur kalarak esaret hayatı yaşamalarını anlatır. Zamanla çoğalan Türk’lerin buralara sığmamaları üzerine bir Bozkurt’un da yol göstericiliği ile demirden dağları eriterek yol bulmuş tarih sahnesine çıkmaları sonucunda ulaştıkları yerlerin sulak, topraklarının bitek ve av hayvanlarının bol olması büyük sevince sebep olmuş; bu kutlama sırasında bir parça demir ateşte kızdırılarak Türk Hakan’ı tarafından Örs üzerinde dövülerek Tanrı’ya şükür etmişlerdir. Bu yeniden doğuş olan “Nevruz” sonraki her sene 21 Mart’ta bayram olarak kutlanarak günümüze kadar diğer Türk toplulukları tarafından kabul görerek devam ettirilmiştir.

            Eski Türk bayramı olan Nevruz, Türkler aracılığı ile Avrasya’ya yayılmıştır. Çin kaynaklarından Hun Türklerinin Milattan Önceki yıllarda 21 Mart’ta yemekleri ile kıra çıkarak bahar şenlikleri yaptıkları görülür. Uygur Türkleri bu geleneği sürdürmüş ve Nevruz kutlamalarını konu alan tablolar yapmışlardır.

            Büyük Selçuklu Veziri Nizamü’l Mülk de “Siyasetname” adlı eserinde Nevruz geleneğini anlattığı gibi yılbaşı olduğundan da bahseder. Melik Şah adına lakabından dolayı yapılan takvime, Takvim-i Celali denildi. Bu takvimin başlangıcı 21 Mart’tır. Selçuklu Devletinde hem mali işlerde hem de devletin diğer işlerinin düzenlenmesinde bu tarihe itibar edildi. Kaşgarlı Mahmut Divan-ı Lügat’it-Türk adlı eserinde 12 hayvanlı Türk Takvimi’nin ve yıl başlangıcının 21 Mart olduğunu belirtmektedir. Selçuklularda Nevruz bayramının ihtişamlı şenliklerle kutlandığı ve o güne has özel yemekler yapılarak hediyeleştiği görülmektedir.

            Osmanlıda ise Sultanların 21 Mart günü Nevruz tebriklerini kabul edip, halkın Nevruzunu kutlamalarından dolayı bugüne “Nevruz-ı Sultani” denilmektedir. Kayı boyundan olan Karakeçililerin 21 Mart günü Ertuğrul Gazi’nin Türbesi etrafında toplanarak bayram yaptıklarını bilmekteyiz.

            18. Yüzyılda Siirt’in Tillo ilçesinde yaşamış olan İbrahim Hakkı Hz. “Marifetname” adlı eserinde yılbaşını güneşin koç burcuna girdiği günü 21 Mart olarak tespit etmiştir. Kendi hesaplarıyla 21 Mart’ta Nevruz güneşinin Şeyhinin mezarının üzerine düşmesi için Türbesinin tepesine pencere açtırarak yaptığı bir aletle yılda bir defa güneş ışıklarının ulaşmasını sağlamıştır. Ama acemi eller bu ışık yansımasının nasılını araştırırken bozmuşlar ve tamirini de yapamamışlardır.

            Nevruz kutlamaları, Cumhuriyet’in ilk yıllarında da resmi olarak kutlanmaya devam edilmiştir. Atatürk 22 Mart 1922 tarihinde Ankara Keçiören semtinde Nevruz şenlikleri düzenletmiş ve kendisi de bu şenliklere katılmıştır. Bununla milli değerlere, örfümüze, gelenek ve göreneklerimize sahip çıkmamızı, bunları unutmamamızı ve unutturmamamızı istiyordu. Ata diyor ki: “Gençlerimize, çocuklarımıza görecekleri eğitimin hududu ne olursa olsun en evvel ve her şeyden evvel kendi geleneklerine milli ananelerine ve Türkiye’nin bağımsızlığına düşman olan unsurlarla mücadele etme gereği öğretilmelidir.” Diyerek konun ehemmiyetini belirtmektedir.

            1990 yılında bağımsızlığını ilan eden Türk Cumhuriyetlerinden Kırgızistan, Kazakistan, Özbekistan ve Azerbaycan ile Rusya Federasyonundaki Tataristan 21 Mart Ergenekon Nevruz Bayramını “Milli Bayram” olarak ilan etmişlerdir. Temeli beş bin yıl önceye dayanan bu milli bayramı bizde 1991 yılında Türk Dünyası ile birlikte resmi tatil olmaksızın kutlamaktayız.

            Sonuç itibari ile Mete Han döneminden bu yana var olan bu bayram, bir bahar bayramı geleneğidir. 1200 yıldan beri Müslüman Türklerle ilişkisi kalmamış olan Saha yani Yakut Türklerinin de Nevruz geleneğini eskiden olduğu gibi bütün canlılığı ile yaşattıkları görülmektedir. Bu bayramın kaynağının Hun Türklerinden daha eski Türkler olduğu bilinmektedir. Orta Asya’dan Anadolu’ya, Anadolu’dan Balkan Türklerine kadar çeşitli isimlerle anılarak kutlanan Nevruz, İslamiyet’ten önceki Türkler hariç dini hüviyeti bulunmayan bir gelenektir. Yaşama sevincini ifade eden, barış, kardeşlik, dostluk, yeniden doğuş ve diriliş günü olan milli bayramımızın Türk Milletine kutlu olmasını diliyorum. 

 

Mehmet KAZANCI

İl Kültür ve Turizm Müdür Yardımcısı

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

YAZIYA YORUM YAP
UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderilen, yorumlar/yorumcuya aittir.
Hiç bir şekilde Malatyaguncel.com sorumlu değildir.
İHA tarafından geçilen tüm haberler, bu bölümde malatyaguncel.com editörlerinin hiçbir editoryal müdahalesi olmadan otomatik olarak ajans kanallarından geldiği şekliyle yer almaktadır. Bu alanda yer alan haberlerin hepsinin hukuki muhatabı haberi geçen İHA ajansıdır.
YORUMLAR 4
Yorumcu
Şahinbey 01 Nisan 2012 - 22:01
Emeğinize ve elinize sağlık. Sadece biz Türklerde değil bütün dünya milletlerinde; Dini, Milli ve gelenekten gelen bayramlar var. Hepsi de bayram. Malatya diliyle Sultan Navruz çocukluğumuzda kutladığımız geleneksel bir bayramdı. Sonra birileri sahiplendi ve yasaklandı. Allahın verdiği aklı kullanan devlet adamlarımız sağolsun bu yanlışlığa son verdi. Bugün Türkiye Cumhuriyetini yönetenler, okullarımız, Sivil Toplum Kuruluşlarımız, en önemlisi halkımız...Kökleri Türk Milletinin geçmişine dayanan Sultan Navruz Bayramını coşkuyla kutluyor. Ne mutlu bize...!!!
Yorumcu
İhsan KALENDER 24 Mart 2012 - 22:58
MÜSLÜM'ÜN iki bayramı vardır.Diğerleri ANGARYADIR.
Yorumcu
Mehmet Emin YAĞMUR 24 Mart 2012 - 12:34
SAYIN MÜDÜRÜM, ÇOK GÜZEL VE İÇERİĞİ DOLU OLAN VE TARİHİ GERÇEKLERLE ÖRTÜŞEN BİR YAZI YAZMIŞ. ELİNE SAĞLIK. ANCAK, PEYGAMBERİMİZ MEDİNEYE HİCRETLERİNDE MEDİNE DE YAŞAYAN HALKIN BİR KISMININ GÜN DÖNÜMLERİ KABUL EDİLEN DAHA DOĞRUSU GECE VE GÜNDÜZ SÜRELERİN EŞİTLENDİĞİ GÜNLERDE İKİ BAYRM KUTLADIKLARINA MÜŞAHİT OLMUŞ. <br>21 MART NEVRUZ-23EYLÜL İSE MİHRİCAN BAYRAMI BU DURUM KARŞISINDA İSLAM TOPLUMUNA MENSUP OLANLARIN BU DURUMA KARŞILIK MÜSLÜMANLARI RAMAZAN VE KURBAN BAYRAMLARINI MÜJDELEYEREK BAHSİ GEÇEN BAYRAMLARIN İSLAMLA, MÜSLÜMANLA İLGİ VE ALAKASI OLMADIĞINI TÜM DÜNYAYA İLAN ETMİŞ. <br>YANİ MÜSLÜMANIN HAYATIND BÖYLE BAYRAMLAR YOKTUR. VAR DİYEN VARSA BUNUN KAYNAĞI İSLAM DİNİ DEĞİLDİR,
Yorumcu
İhsan KALENDER 23 Mart 2012 - 12:38
Sn.KAZANCI,nevruz'u detaylarıyla teferruatıyla içeriğiyle ne gözel ifade edip izah etmişsiniz.Bizler çocukluk ve gençlik yıllarımızda bu çiçekli bitkiyi kırlardan bayırlardan toplar sonra da YERDİK.Lezzetli latif bir çiçektir nevruz.Baharın gerçek bir NİŞANESİ olarak bilinirdi nevruz.KIŞ'a veda günüydü nevruz.Belki bu nedenle YENİ-GÜN adı ile BAHARA girdiğimiz İLK GÜNÜN İLK IŞILTININ tanımıydı nevruz.Böylesine MASUM bir günü,ANARŞİYE TERÖRE KARGAŞAYA boğarak ortalığı efin-tefin etmek niye?..
YAZARIN DİĞER YAZILARI