Koca bir şehre ( koca deyişime de aldanmayın ) ve halkına söylenmiş en okkalı yalanlardan birisi de Büyük şehir olduğu yalanıdır. Bu şehrin doğurduğu, büyüttüğü ve hala bağrında sakladığı bir yazanı, çizeni, düşünüp ve dolayısıyla itiraz etmekle birlilkte deşifre edeni olarak itiraf edeyim ki şehrin büyüklük ile zerre kadar alakası yoktur.
Hani büyüklerin (!) küçükleri kandırma kabilinden eline tutuşturdukları vitaminsiz, kalorisiz, yararsız ama sadece tatlandırıcı bir nektar içeren uyuşturucu nitelikteki lililop şekeri cinsinden bir sözcüktür Büyük şehir Malatya.
Dile kolay, yaklaşık yarım asırdır hep sağ ve muhafazakar partilerin sarsılmaz kalesi olup, bunun da yaklaşık çeyrek asrını da tek partiye ve üstelik ortalama %70’ gibi ciddi bir destekle gösteren şehre ve sakinlerine atılmış en şık gol olarak nitelemekte hiç bir beis görmüyorum.
Ve yine bu yarım asırlık süre içerisinde, kimi hormonlu kişilerin kaplaması mümkün dahi olmayan büyük ölçekleri istila ediyor oluşları da, yine bu boş zamana denk düşmektedir. Malatya’nın büyüklerinin (!) Malatya’ya büyük payesini vermiş olmaları, aslında kendilerini takdim etmek amaçlı sözüm ona tevazü gösterme kabilinden bir başka kurnazlığa cila atma şeklinden başkası da değildir.
Oysa bütün Malatyalı bilir ki ne Malatya büyük şehirdir ve ne de büyük görüntüsü veren o zavallılar büyük kişiler değildirler. Mahallesine muhtar bile olamayacakların Malatya’nın ve Malatya’lının kaderi ile oynayacak durumda olmaları da kederin acı bir tecellisi olsa gerektir.
Bu büyük şehre ve büyüklerine ve hatta birbirini yiyişlerine ama dışarıya ahenk ve uyum görüntüsü verip daha bir küçülenlere dair biriktirdiklerim koca bir kitabın konusudur. Ve çok kısa bir zaman içerisinde yayına sokacağım bu kitap ile, büyük Malatya’nın büyüklerini daha yalın, çıplak ve gerçekçi şekilde Malatya’lı hemşehrilerimin gözleri önüne de sereceğim.
her zaman ve her anlam da sadece kendi kendisini finanse eden, kendi kendisini ayakta tutan ve bu sebepledir ki ancak kendi kendisine yetmeye çalışan küçük bir şehirdir Malatya. İşsizliğin ayyuka çıktığı, esnafının, küçük ve orta ölçekli yatırımcısının son derece berbat halde olduğu bu şehri büyük diye telakki etmek, en hafif tabirle şehrin sakinlerine yapılacak okkalı bir küfür ve harakete denk düşmektedir.
Bakmayın siz otobüslerinin ya da çeşitli ilan ve reklam afişlerinde büyük şehir belediyesi yazıyor olmasına. Ne kadar büyük bir şehir ve ne kadar büyük bir belediye olduğunu, yine o şehrin sakinlerine sorarak daha net cevaplar alacağınız küçük bir şehir ve son derece müşkül şartlarda yaşamaya, hayatta kalmaya çalışan bir şehrin sakinleridirler.
Küçük bir şehir olması dolayısıyla büyük ölçekli bir yatırım ve yatırımcıdan da söz etmenin mümkün olmadığı ama kimi büyüklerin (!) bir bardak su da kopardıkları fırtınayla bir avuç asalağın şakşakları dolayısıyla beslendiği bir şehirdir Malatya.
Yazıyor, konuşuyor, deklere ve deşifre ederek bahsini yaptığım büyüklerin hışmını bir kat daha üzerime çektiğimin elbette farkındayım. Beni yemek için, susturmak için, dilimi kısaltıp kalemimi kırmak için sıraya girmiş kimilerinin, bu yazım dolayısıyla kin ve nefretlerine kabartma tozu serpiştirdiğimin elbette farkındayım.
Ama o büyüklere !
Allah’ın bir ayeti ile cevap verip nereye tekabül ettiklerini yüzlerine haykırmak istiyorum.
Allah dilemedikçe sizler bir şey dileyemezsiniz....
