Seyran Park
Doğa Veteriner Kliniği
SON DAKİKA
Siyaset 20 Eylül 2014 - 00:02 Yorum: 0

Kendi topraklarını onlara güvenli hale getirmeliyiz

Başbakan Yardımcısı Arınç, IŞİD saldırılarından kaçarak Türkiye'ye sığınan Suriyelilere ilişkin, "Mümkün olduğu kadar kendi topraklarında onları güvenli haline getirmemiz lazım" dedi.

Kendi topraklarını onlara güvenli hale getirmeliyiz

Bursa'da, Olay TV'de diri yayınlanan bir programa eklenen Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Irak Şam İslam Devletinin (IŞİD), süreç arasında güçlenen, çok acımasız, kimi topluca kullanmakta olanları öldürerek iri cinayetler işleyen bir terör örgütü olduğunu söyledi.

Türkiye'nin, bir sene öncelikle Bakanlar Kurulu kararnamesiyle Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararlarına müsait şekilde bu çeşit oluşumları 'terör örgütü' ilan ettiğini, bu ve benzer örgütlerin de mal varlıklarının dondurulması, ülkeye giriş çıkışlarının yasaklanması bu şeklinde tedbirleri aldıklarını söyleyen Arınç, bu konu konusunda ülkenin bir eksiği bulunmadığını vurguladı.

Konunun Türkiye'yi daha fazla aşırı ilgilendiren yönünün, Suriye'de yaşanan kargaşa ve Maliki yönetimindeki Irak'ın nerdeyse parçalanma ve bölünmeye gitmesi olduğunu dile getiren Arınç, IŞİD'in Musul'daki ilerleyişini hatırlattı. Arınç, şöyle devam etti: 

'O sırada tahliye edilmemiş bulunan konsolosluk görevlilerimiz de bayrağımızı indirmeden onların bir biçimde rehinesi özelliğine düştü. 'Alıkonmak' da diyebiliriz, 'rehine' de diyebiliriz ama 3 ay doldu. Yani 3 aydan beri... 49 kişidir bunlar. 3'ü mahalli ihtiyaçlar için uygulanan o bölgenin insanlarıdır. Türkiye'den giden veya Türkiye Cumhuriyeti'nin yurttaşı bulunan 46 yurttaşımızdır. İçlerinde hanım da çocuk da var. Onların her haliyle ilgileniyoruz. Kaldıkları noktayı biliyoruz, irtibatımız bir biçimde devam ediyor fakat birinin dahi burnunun kanamasını istemediğimiz için hassasiyet gösteriyoruz ve bir biçimde onları oradan çekip kurtarmak ve yurda dönmelerini dilek ediyoruz. Bunun ne kadar zor olduğunu az fazla aşırı hesap edebilir insanlar. Bursa'dan da birkaç tanesinin yakını var. Geldiğim süre onlarla da görüştüm. Türkiye'nin her yerinden de arayanlara, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarımız, bizler, ilgili arkadaşlarımız süre vakit bilgi veriyor lakin şu anda sağlıklarının iyi olduğunu, güvenli bir yerde bulunduklarını lakin maalesef hala IŞİD kontrolünde ve onların denetimi altında olduklarını bilmemiz lazım. Onları her gün konuşarak, onların yer aldığı vaziyeti daha trajik bir biçimde anlatarak, onlar konusunda yaptığımız çalışmaları neticesiz bırakacak bazı hareketlerden kaçınmamız lazım. En basitini söyleyeyim; ilk senelerde bulundukları sahaların fotoğrafı çekilip bir biçimde internete konulduğu veya haber ajansları geçtiğinde, bölgeleri değiştirildi. Yer değiştirmeler yoğun şekilde bizim bazı çalışmalarımız veya planlarımız ne yazık ki suya düşüyor ve Allah korusun bu şahısların neler yapabileceklerini de en azından yaptıkları işlerden anlayabiliyoruz. Oradaki bütün yurttaşlarımızın inşallah bir gün ve fazla aşırı da belki yakında, nedeniyse böyle bir beklenti içindeyiz, kurtulacaklarını, esas vatana döneceklerini, yakınlarıyla kucaklaşacaklarını da umut ediyoruz.'

'Biz Türk milletiyiz, hamiyetli insanlarız'

Arınç, IŞİD'in o alanda Erbil'e kadar gidebilecek yürüyüşünün, Peşmerge güçleri ile ABD hava unsurları tarafından engellendiğini aktardı.

Bu engellemeyle Kuzey Irak'ın biraz daha güvenli hale geldiğini bildiren Arınç, şunları kaydetti:

'Kerkük'ü de ele geçirebilecek, Selahaddin'i de ele geçirebilecek hatta bir koldan Bağdat'a, bir koldan da Erbil'e yürüyebilecek bir çalışmanın içindeydiler. Tabii Suriye'ye yine döndüler, Suriye'de, Kobani denilen, Kürt yönetimi ayrı ayrı kanton bölgeleri kurdu kendilerine göre, kantonlara da yönetici atadı. Ne kadar önemli bir tedbir, o ayrı bir konu. Şimdi, o Kobani yakınlarındaki Telabyad ve öteki bazı kasabaların üstüne yürüdü IŞİD birkaç günden bu güne ve bu yürüyüşte de aynen Musul'da yer aldığı bu şeklinde Irak askerlerinin bırakıp gitmesi bu şeklinde burada PYD'nin veya YPG'nin silahlı güçlerinin bir biçimde IŞİD'in önünden kaçtıklarını ve oralarda bir boşluk meydana getirdiklerini biliyoruz. Bize, bilhassa Suruç ve yanındaki ilçe ve köylerimiz, fazla aşırı yakın sınırlar. Suriye'yle sınırımız, benimle sizin aranız kadar, oradan öksürüyorsunuz, ben buradan duyuyorum. Hatta süre vakit atılan bombaların veya mermilerin de bizim tarafımıza düştüğünü, insan kaybına da yol açtığını biliyoruz.

Hükümet şekilde düşüncemiz; Suriye'de yaşanan vakalar sebebi ile Türkiye'ye gelen bu kadar insan var. Bu kadar kişiye maddi şekilde her şeyi veriyoruz çünkü onlar ölüm korkusuyla Türkiye'ye sığındı. Suriye'deki yönetimin, halkına karşı zulmetmesini her süre eleştirdik ama oradan kaçıp da hayatını kurtaran kişilere da kucak açtık. Şimdi tıpkı biçimde bir akım, Suriye kuzeyinden başlayarak Türkiye'ye Kürtleri de getirecek olursa bu, Türkiye için maddi manevi anlamda bir yıkım olabilir. Dolayısıyla mümkündür yer aldığı kadar kendi topraklarında onları güvenli haline getirmemiz lazım. İnsani katkısı yapalım, besin katkısı yapalım vesaire yapalım. Çünkü bunu yapmaya mecburuz. Biz Türk milletiyiz, hamiyetli insanlarız. Aman dileyene, bizden katkı isteyene, 'Beni kurtar' diyene kucağımızı, elimizi, kolumuzu açmak zorundayız. Bunu tarihin her zamanında Türk milleti yapmış.'

Halepçe katliamı

Başbakan Yardımcısı Arınç, 23 sene önce Turgut Özal zamanında Halepçe katliamında binlerce kişinin sınırdan Türkiye'ye girdiğini, milletin 500 bin sularında kişiyle ekmeğini paylaştığını anımsattı.

Türkiye'nin güvenli bir yer olduğuna belli eden Arınç, şöyle konuştu:

'Türkiye'de sorunsuzca edeceklerini bilirler, kendilerinin ağırlanacaklarını bilirler. Siyaseten de bize karşı faydalar süre zaman ama 'aman' dediklerinde de Türkiye'den başkası akıllarına gelmez. Şimdi buralarda naturel top sesleri yaklaştı. IŞİD, binleri önüne katıp kovalamaya başladı. Yani bize gelen haberlere kıyasla 1-2 kilometre kadar kalmış aralarındaki mesafe. Gelecekler sınıra kadar, bunları katledecekler, yoktur edecekler. Sabah onu haber aldığımızda dünkü gelişmelere kıyasla bir proje yapmıştık zaten. Bu proje gereğince İçişleri Bakanımıza ve Numan Bey'e, 'En azından bu 4 bin kişiyi sınırdan içeri alalım, yaşam memat meselesi, daha sonrakiler için A, B, C planlarımızı düşünürüz' dedim. Onlar Sayın Başbakanımızla da görüşmüş. O da zaten beyanatta bulundu; 'Kapımıza gelenin kökenine, dinine, inancına bakmayız. Hayat memat meselesi bulunan ve bizden katkı arzulayan herkese kucağımızı, gönlümüzü açarız' dedi. Nitekim alındılar. O trajik manzaraları hepimiz gördük. Ağlayan kadınlar, çığlık eden çocuklar, annelerin, ninelerin sırtlarda taşınması, can havliyle bir bölümü araçlarıyla bir bölümü da araçsız bir biçimde sınırlarımızdan içeri girdiler. AFAD yönetimimiz onlar için bir hazırlık yapmıştı. O hazırlık gereğince sıhhat hizmetlerimiz bir taraftan, yeme içme, barınma hizmetleri bir taraftan götürülüyor. Belki oradan alınıp başka bölgelere de taşınabilirler.'

'Tampon bölgeler, uçuşa yasak bölgeler...'

Hükümetin, gelişmelere bağlı şekilde bir planı bulunduğunu aktaran Arınç, IŞİD'in Telabyad civarına kadar girdiğini belirtti.

Bu örgütün girdiği yerlerde yaşayanların ya kaçtığını veya canını kurtarmaya çalıştığını söyleyen Arınç, 'Büyük bir korku var. Bu korku sırf psikolojik değil nedeniyse ellerinde uygar silahlar var. Yani havan toplarından uçaksavarlara, ağır makineli tüfeklere kadar, son model gıcır gıcır arabaların içine monte edilmiş bütün silahlarıyla maddi bir korku da veriyorlar' değerlendirmesinde bulundu.

Arınç, Irak Ordusunun ise perişan vaziyette olduğuna değinerek, hükümet değişikliğinin arkasından ülkenin toparlanmaya çalıştığını bildirdi. Batılı bazı ülkelerin, Irak Hükümetine ve Peşmergeye silah katkısı yapabileceğini, onların unsurlarını silahlandırıp eğitimler vererek IŞİD'e karşı destekleyebileceğini anlatan Arınç, şunları kaydetti:

'İç güvenlik güçleriyle koordineli hazırladığımız, bir taraftan istihbaratımızı taşıyan, bir taraftan da Türkiye'ye ziyan vermemek üstüne yapılabilecek her çeşitli planımız var. Bugün örneğin fazla aşırı pratik bir biçimde, kısa bir koordinasyonla bunun kararı verildi. Kolay bir karar değil. Çünkü Şayet sınırlar tam olarak açılacak olursa ve bu korkuyla arkadan binlerce insan istikbal olursa, bunun sayısını bugünden biz hesap edebiliyoruz, bu korkunç bir rakam. O nedenden dolayı bugün konuşulan tampon bölgeler, uçuşa yasak bölgeler, şunlar bunlar olabilirliği konusunda hepsi bir planın içerisinde. Çok şükür çalışkan, başarılı, idareci ve kuvvetli bir hükümetimiz, ordumuz var. Bunları yapabilecek noktadayız.'

Haber Kaynağı: MALATYA GÜNCEL
Malatya Haber
Malatya Haber
Malatya Güncel Haber