Seyran Park
Doğa Veteriner Kliniği
SON DAKİKA
Siyaset 17 Eylül 2014 - 17:04 Yorum: 0

Müebbet hapisle cezalandırılıyorlar

Başbakan Yardımcısı Arınç, "Bugün Türkiye'de darbe yapanlar, ülkeyi idare etmiyorlar, 12 Eylül'ü kastediyorum, yargılanıp müebbet hapislerle cezalandırılabiliyorlar" dedi.

Müebbet hapisle cezalandırılıyorlar

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 'Artık Türkiye'de vuruş yapanlar, yaptıkları süre kahraman olup ülkeyi yetinme etmiyorlar, 'yeni anayasa yaptık' diye sevinmiyorlar nedeni ise 12 Eylül 2010 referandumundan sonra ve gelişen politik şartlarda, bugün darbeyi yapanlar, 12 Eylül 1980'i kastediyorum, yargılanıp müebbet hapislerle cezalandırılabiliyorlar. 27 Nisanlar bir ayıpla hatırlanabiliyor. 28 Şubat'ın davaları da henüz yargıda devam ediyor' dedi. 

Merhum Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan'ın vefatlarının 53. yılı sebebiyle Anıt Mezar'da anma programı düzenlendi. 

Törene eklenen Başbakan Yardımcısı Arınç, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun anma törenine katılmak üzere kendisini görevlendirdiğini anlatım ederek, Davutoğlu'nun selamını ve rahmet dileğini iletti. 

Arınç, 27 Mayıs 1960 darbesi yaşandığında Manisa'da rüştiye öğrencisi olduğunu, Menderesi'i de bir kez gördüğünü dile getirerek, 50 sene Manisa'nın belki de tek yatırımı şekilde kalan mensucat fabrikasını Menderes'in yaptırdığını, hafızasındaki hatıraların milletin Menderes'e karşı duyduğu gönül ve itibar olduğunu anlattı. 

Radyolardan Yassıada'daki duruşmaların veriliş şekillerine yer veren Arınç, 'Salim Başol'un o boğuk sesiyle 'Sanıklar getirildiler, bağlı olmayarak yerlerine alındılar' diye başlar. Sonradan da gazetelerden ve radyodan takip ettiğimiz kadarıyla çoğu tahkir ve tezyif ifadeleriyle onları küçültmeye çalışan, onlara baskı kuran, 'Sizi buraya tıkan kuvvet böyle istiyor' bunun şeklinde adalet tarihinde hiç bir süre noktayı olmayacak çehre karası ifadelerle sureta bir tenkit yapılmaktadır görüntüsünü Anadolu insanı yürekten hissediyordu' diye konuştu. 

Arınç, siyasete alaka duymasının nedenlerinden birinin de bu olabileceğini belirterek, 'O süre küçüktük fakat evimizde konuşuluyordu. Manisa'da fazla fazla iri bir üzüntü hakimdi. Bunu hala dün bunun şeklinde hatırlarım. İnsanlar belki yemekten içmekten kesilmişlerdi' dedi. 

27 Mayıs Darbesi'ni 'demokrasiye indirilen, sivil, seçilmiş hükümetleri yıkmak için kurgulanmış bir olay' şekilde hatırladıklarını anlatan Arınç, TSK'nın ilk kere bir vuruş yaptığını hatırlatarak, 'Cemal Gürsel'in akıbetini biliyoruz. Daha sonra gelenlerin de akıbetini biliyoruz. Yine o günlere ilişkin tek hatırladığımız şey, zulüm yapanların bugün kutlama ve takdirle anılmadığını tersine katı şekilde bilindiklerini fazla fazla iyi görüyoruz' değerlendirmesinde bulundu. 

Arınç, 27 Mayıs'ın arkasından muhtelif vuruş ve vuruş girişimleri olduğunu anımsatarak, şöyle devam etti:

'Demokraside ulus iradesi sandıkla tecelli eder, hükümetler kurulur, bazan tek başına bazan koalisyonla ve o partiler Şayet muvaffakiyetsiz olurlarsa, sandıkla geldikleri bunun şeklinde gene ulus iradesiyle gidebilirler. 'Siz herşeyi berbat ediyorsunuz. Biz bu ülkeyi sizden daha iyi yönetiriz' iddiasında, dünyanın hiç bir demokratik ülkesinde silahlı kuvvetler böyle bir fikri anlatım edemez. Ama Türkiye böyle oldu. Cumhuriyeti korumak, kollamak bahanesi altında pek fazla fazla vakitler açık, pek fazla fazla vakitler üstü örtülü darbeler dönemini ne yazık ki son yıllara kadar yaşadık. 71 Muhtırası da böyleydi. Kaşlarını çattıkları süre hükümetler yıkılıyor, kaşlarını çattıkları süre Türkiye'de her şey allak bullak oluyordu fakat onlar siyaseti de dizayn ediyorlardı. İstedikleri hükümeti getiriyorlar, istedikleri bakanları ta o vakitler dahi Amerika'dan getirip, 'Teknokrat hükümetler kuracağız, ülkeyi bu siyasetçilerin ayıbından temizleyeceğiz' diyebiliyorlardı.'

'53 sene evvela yapılan zulümlerden ötürü özür diliyoruz, af diliyoruz'

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, sivil asker ilişkilerinin demokrasilerde olması gereken, garp ülkelerindeki modern ölçütlerine kavuşmasının, 2000'li zamanlardan sonra olduğunu aktararak, şunları söyledi:

'Artık Türkiye'de vuruş yapanlar, yaptıkları süre kahraman olup ülkeyi yetinme etmiyorlar, 'yeni anayasa yaptık' diye sevinmiyorlar nedeni ise 12 Eylül 2010 referandumundan sonra ve gelişen politik şartlarda, bugün darbeyi yapanlar, 12 Eylül 1980'i kast ediyorum, yargılanıp müebbet hapislerle cezalandırılabiliyorlar. 27 Nisanlar bir ayıpla hatırlanabiliyor. 28 Şubat'ın davaları da henüz yargıda devam ediyor. Türkiye'de demokrasinin giderek güçlenmesi ve özgürlük alanlarının genişlemesi, millet iradesi önündeki tüm engellerin kaldırılmasının, şehitlerimizin huzurunda rahatlıkla anlatım ediyorum ki onlara karşı borçlarımızı yerine getirmiş olmanın da bir ifadesidir. Onlar adına, 53 sene evvela yapılan zulümlerden ötürü özür diliyoruz, af diliyoruz. Onları küçülten, tezyif eden, sahte, saçma sapan iddianamelerle mahkeme bozuntuları önünde en iri cezaları almasına yol açan her türlü girişimden, geçmişte yaşanan vakalardan elbette utanıyor ve özür diliyoruz. Türkiye'de ulus iradesini güçlendirmiş olmak itibarı ile fazla fazla şükür hükümetlerimiz hesabına da haysiyet duyuyorum, izzet duyuyorum ve şehitlerimize karşı bir borcu ifa etmiş olmaktan ötürü da alnımızın açık, başımızın sarp olduğunu anlatım etmek istiyorum.'

'Toplumsal barışın fazla fazla şükür gürül gürül Türkiye'de geldiği günlerdeyiz'

Siyasi hayatında 4 kere partisi kapatılmış bir insan olduğuna yer veren Arınç, 'Sonra tek başımıza iktidar olduk. Yine kapatmaya kalktılar. Bereket ki bir vicdanlı üyenin yardımı ile partiyi kapatamadılar da nakit cezasıyla paçayı kurtarabildik. Geldiğimiz bu süreçte bundan sonra parti kapatmak yok. Artık Türkiye'de niyet ve niyet özgürlüğü var, vicdan ve inanç özgürlüğü bulunduğu bunun şeklinde zaten Türkiye'de teşebbüs özgürlüğü var. Kılık kıyafetinden, inancından, siyasi düşüncesinden ötürü ayrımcılık yok. Toplumsal barışın fazla fazla şükür gürül gürül Türkiye'de geldiği günlerdeyiz. Bu şehitlerimiz olmasaydı bugünlere gelemezdik. Onlar acı çektiler, kalanlar, yakınları, hepimiz acı çektik fakat bugün çocuklarımız bundan sonra bu acıyı çekmeyecek. Gelecek nesiller de çekmeyecek. İktidarlar kansız, hilesiz, entrikasız, bir vakitler birilerinin söylediği fakat fazla fazla da ardında durmadığı bunun şeklinde değil, bundan sonra ulus kendi iradesiyle gelene emanetini teslim edecek. O emanet sokak ortasında kalmayacak ve ya birilerinin süngüsü ve ya gücü karşısında eğilmeyecek' halinde konuştu. 

Haber Kaynağı: MALATYA GÜNCEL
Malatya Haber
Malatya Haber
Malatya Güncel Haber