Seyran Park
Doğa Veteriner Kliniği
SON DAKİKA
Ekonomi 23 Ekim 2014 - 17:03 Yorum: 0

Türkiye ekonomisi yadsınamayacak büyüme oranına ulaştı

Maliye Bakanı Şimşek, "Türkiye ekonomisi yadsınamayacak bir büyüme oranına ulaşmıştır" dedi.

Türkiye ekonomisi yadsınamayacak büyüme oranına ulaştı

Şimşek, Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, 2015 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Tasarısı ile 2013 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı'nın sunumunu yaptı.

Küresel ekonomi 2014 yılında ılımlı ancak potansiyelin ve kriz öncesi seviyelerin altında bir gelişme performansı gösterdiğini belirten Şimşek, IMF’ye kıyasla 2013 yılında yüzde 3,3 oranında büyüyen küresel ekonominin 2014 yılında da tıpkı oranda büyümesinin beklendiğini kaydetti.

Kriz öncesi süreçte yüzde 5 seviyelerinde büyüyen küresel ekonominin önümüzdeki beş yıllık devirde yüzde 4 ile daha düşük bir oranda büyümesi hesap edildiğini anlatım eden Şimşek, 'Gelişmiş ekonomilerde gelişme giderek iyileşmekle ortak hala potansiyelin altındadır. 2013 yılında yüzde 1,4 oranında büyüyen çağdaş devletlerin 2014 yılında yüzde 1,8; 2015-19 çağında ise ortalama yüzde 2,4 oranında büyüyeceği öngörülmektedir' dedi.

Dünya ekonomisinin lokomotifi ABD’de nispeten zinde bir ekonomik performans gözlendiğini,  2013 yılında yüzde 2,2 oranında büyüyen ABD ekonomisinin 2014 yılında da tıpkı oranda, 2015 yılında ise yüzde 3,1 oranında büyümesi öngörüldüğünü belirten Şimşek, Avro Bölgesi’nde ise yüksek işsizlik, yüksek halk borçları, kredi akışındaki durgunluk ve atıl kapasite bunun şeklinde problemler büyümeyi sınırladığını söyledi.

2013 yılında yüzde 0,4 oranında daralan Avro Bölgesi’nin bu sene resesyondan çıkmış olmakla ortak sırf yüzde 0,8 büyümesinin öngörüldüğünü bildiren Şişek, bölge ekonomisinin 2015 yılında ise yüzde 1,3 oranında büyümesi beklendiğini kaydetti.

Şimşek, Japonya ekonomisinde yapısal katılıklar ve GSYH’nin iki katını aşan halk borç stoku büyümeyi sınırladığını; güçsüz istek ve yapısal problemler nedeni ile büyümekte bulunan devletlerde gelişme performansının kriz öncesi devre kıyasla zayıfladığını anlatım etti.

Bakan Şimşek, şunları kaydetti:

'Küresel ekonomide ilginin güçsüz seyretmesi nedeni ile ticaret hacmindeki artış hala kriz öncesi seviyelere ulaşamamıştır. 2013 yılında yüzde 3 oranında artan dünya ticaret hacminin 2014 yılında yüzde 3,8; 2015 yılında ise yüzde 5 çoğalması beklenmektedir. Gelişmiş ülkelerdeki genişletici nakit politikalarına karşın güçsüz seyreden küresel istek nedeni ile enflasyon ılımlı seyretmektedir. IMF 2013 yılında yüzde 3,6 bulunan küresel enflasyonun 2014 ve 2015 yıllarında yüzde 3,9 olacağını öngörmektedir. 2015 yılında uluslararası petrol fiyatı 101,9 dolar/varil şekilde varsayılmıştır. Enerji ve sanayi tipi madeni fiyatlarında son devirde yaşanan düşüşün kalıcı olması biçiminde küresel enflasyon beklenenin altında gerçekleşebilecektir. 

Krizin üstünden 6 sene geçmesine karşın küresel gelişme hala kriz öncesi seviyenin altında ve ekonomik toparlanma kırılgan bir yapıdadır. Hatta son devirde küresel ekonomik toparlanmaya dair endişeler artmıştır. Bunda tesirli bulunan dört ana risk; Avro Bölgesi’nde düşük gelişme ve deflasyon; Gelişmekte bulunan devletlerin potansiyel büyümesinin azalması; Küresel finansal şartlarda sıkılaşma; Jeopolitik gerginliklerin artması olarak sıralanabilir. '

Türkiye Ekonomisi

2013 yılında yüzde 4,1 oranında büyüyen Türkiye ekonomisinin 2014 yılında yüzde 3,3 dolaylarında büyüyeceğinin tahmin edildiğini belirten Şimşek, '2014 yılında Latin Amerika ülkelerinin ortalama yüzde 1,3; gelişmekte bulunan Avrupa ülkelerinin yüzde 2,5; Çin ve Hindistan dış büyümekte bulunan devletlerin yüzde 2,7 ile bizden daha düşük oranda büyümesi beklenmektedir' dedi. 

2014 yılında Türkiye'de büyümenin en ciddi kaynağının 2 puanlık yardım ile net dışsatım olacağını hesap etiklerini bildiren Şİmşek, 'Öte yandan harcama artışına bağlı şekilde yekün ülke içi ilginin büyümeye yardımı muhtemelen 1,3 puan olacaktır.2014 yılı gelişme oranı bir önceki Orta Vadeli Plan (OVP) tahmini bulunan yüzde 4’ün ve potansiyel gelişme oranımızın bir tutar altındadır. Ancak; hummalı nakit politikası ve makroihtiyati tedbirler nedeni ile yavaşlayan iç talep; en iri ticaret ortağımız bulunan AB’deki ekonomik durgunluk; artan jeopolitik gerginlikler ve bilhassa en iri dışsatım pazarımız bulunan Irak’taki iç savaş; uluslararası kapital girişlerinde azalma gibi hususlar göz önünde tutulduğunda Türkiye ekonomisi yadsınamayacak bir gelişme oranına ulaşmıştır' diye konuştu.

IMF'nin 2014 yılı gelişme tahminlerini büyümekte bulunan devletler için 0,6 puan, çağdaş devletler için ise 0,2 puan aşağı çektiğini belirten Şimşek, şunları söyledi:

'2015 yılında ise küresel ekonomideki toparlanma, ticaret ortaklarımızda büyümenin hızlanması ve iç talepteki canlanma ile büyümenin yüzde 4 dolaylarında olmasını bekliyoruz. Önümüzdeki devirde de mali disiplin ana çıpamız olmaya devam edecektir. Birçok ülkenin halk açıklarının ve borç stoklarının yüksek seyrettiği, nema dışı dengelerinin açık verdiği bir devirde zinde halk mali dengeleri Türkiye’yi başka ülkelerden yararlı yönde ayrıştırmaktadır.

Genel devlet açığında Türkiye, son 10 yılda küresel kriz yılı bulunan 2009 hariç, Maastricht kriterini tutturmuştur. 2002 yılında yüzde 10,8 bulunan umumi devlet açığının GSYH’ye oranını 2014 yılında yüzde 0,8 şekilde öngörüyoruz. Bu nispet OECD ortalamasının 4'te 1'inden, Maastricht Kriterinin 3'te 1'inden ve büyümekte bulunan devletler ortalamasının yarısından azdır. OVP çağı sonunda ise yüzde 0,1 ile umumi devlet fazlası vermeyi hedefliyoruz. Diğer taraftan 2002 yılında yüzde 74 bulunan AB tanımlı borç stokunun GSYH’ye oranını 2014 yılında yüzde 33,1’e, Program sonunda ise yüzde 28,5’e indirmeyi hedefliyoruz.

Brüt halk borç oranımız 2014 yılı nedeni ile yüzde 111,1 bulunan OECD ortalamasının üçte birinden az, yüzde 96,4 bulunan Avro Bölgesi ortalamasının takribî üçte bir tanesi ve Maastricht Kriterinin ise hemen hemen ½ si kadardır. Öyle ki Estonya, Bulgaristan ve Lüksemburg bunun şeklinde üç küçük ülkeyi saymazsak Türkiye AB-28’deki en düşük borç yüküne sahip ülkedir. Mali dengelerimiz sırf çağdaş ekonomilerden değil çoğunluğu emtia ihracatçısı konumunda bulunan oldukça çok büyümekte bulunan ülkeden dahi daha iyi durumdadır. Benzer biçimde halk net borç stokunun GSYH’ye oranını 2002-2014 çağında 50 puandan çok azaltarak yüzde 61,5’ten yüzde 11,3’e düşürdük. Aynı devirde halk net dış borç stokunun GSYH’ye oranını da yüzde 25,2’den eksi yüzde 4,8’e düşürdük.'

ETİKETLER: Maliye , Bakan , Şimşek , Türkiye , ekonomi
Haber Kaynağı: MALATYA GÜNCEL
Malatya Haber
Malatya Haber
Malatya Güncel Haber