AB Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, 'Türkiye siyasi reform sürecini tekrar, eskiden bulunduğu kadar sıkı biçimde sürdürecek' dedi.

AB Bakanı olduktan sonra ilk kere Strasbourg’a gelen Bozkır, Türkiye’nin AB’ye üyelik sürecine ait AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

Bozkır, Avrupa ve Türkiye'de çok mühim değişikliklerini olduğunu belirterek 'Türkiye’de yeni bir halkın seçtiği cumhurbaşkanı, başbakan, kabine ve Yeni Türkiye dediğimiz yeni bir yapılaşma var. Ayrıca, AB’de de çok mühim değişiklikler oldu. Parlamento seçimleri yapıldı. Komisyon yenileniyor. Konsey başkanı yenileniyor. Bu kişilerle ivedi münasebet zorunluluğunu hissettim' diye konuştu.

Strasbourg'da Türkiye ile alakalı havayı koklamaya çalıştığını vurgulayan Bozkır, AB’nin Türkiye’nin stratejik misyonu olduğunu ve Türkiye’nin bu gayeye ulaşmak için siyasi, ekonomik ve sosyal bölgede bütün reformları eskiden bulunduğu bunun şeklinde kararlılıkla sürdüreceğini söyledi. 

AB'nin 8 Ekim’de Türkiye'nin İlerleme Raporunu ve sonrasında vize raporunu yayınlanacağını hatırlatan Bozkır, İlerleme Raporunun Türkiye ile AB’nin birlikte kağıdı olduğunu vurguladı. Bozkır, 'O kağıdın yalnızca AB’nin Türkiye’ye mesaj verdiği ve 'al bunları yap' dediği bir kağıt halinde olmaması lazım. İlerleme Raporunun doğru üslupla, kabul edebileceğimiz tenkitlerle yapılmasını önemsiyoruz. eğer bütün bu görüşmelerimiz sonunda kimi hususlarda tıpkı görüşte olmadığımız noktalar yer alırsa, o süre bunları her süre bulunduğu bunun şeklinde AB Komisyonunda paylaşırız. Bazen maddi hatalar olabiliyor. Bazen de mesnetsiz kimi görüşler olabiliyor. Onları da ayrı bir Türkiye’nin Ulusal Raporu halinde veyahut ilerleme raporuna karşılık vesikası şekilde değil, bunları biz matbuat önünde değil, görüşmelerimizde, yazışmalarla paylaşırız' diye konuştu.

AB stratejisi

Bakan Bozkır, bu hafta bünyesinde yayınlayacakları AB stratejisinde 3 ayak olduğunu belirtti. Birinci ayakta siyasal reformların devamı olduğunu aktaran Bozkır, konuyla ilgili şekilde Reform İzleme Gurubu'nun daha etken biçimde vazife alacağını anlatım etti. Bozkır  'Türkiye siyasi reform sürecini tekrar, eskiden bulunduğu kadar sıkı bir biçimde sürdürecek' ifadesini kullandı.

Stratejinin 2. ayağının AB müktesebatına uyum bulunduğu bilgisini verici Bozkır, bu ayağın iki aşamalı şekilde planlandığını belirtti. Buna göre 2015’e kadar bütün fasıllar sebebi ile yapılması gerekenleri içeren, tarihleri belirgin bulunan bir milli fiil planı çıkarılacak. Daha sonra ise 2015-2019 yıllarında çıkarılacak kanun ve yönetmelikler ve ikincil düzenlemeler belirlenecek. Stratejinin 3. ayağını da iletişim stratejisi oluşturuyor. İletişim stratejisinde de hem vatan arasında AB imajının, hem de AB’de Türkiye’nin imajıyla ilgili neler yapılabileceğine ait fiil planı bulunuyor. Bakan Bozkır, iletişim stratejisinde sivil topluma, iş dünyasına, iş kuruluşlarına çok kocaman rol düşeceğinin altını çizdi. Bozkır, iki tarafta da kusur algılar giderilebildiği takdirdi ilişkinin daha sıhhatli yürüyebileceğini belirtti.

'Konsantrasyonumuzu vizenin kalkmasına çevirme noktasındayız'

Vize muafiyeti konusuna değinen Bozkır, 'Konsantrasyonumuzu vizenin tam olarak kalkmasına çevirme noktasındayız. 3 yıl sonra vizeler kalkıyor. Vize kolaylığı etabını atladık. Birçok vatan vize kolaylığına geçti, sonra vizelerini kaldırdı. Biz bu etabı kaldırarak tam olarak 3 yıl sonra vizelerin kalkmasına yönelik bir anlaşma imzaladık. Enerjimizi bu anlaşmanın bir an öncelikle yürürlüğe girmesine teksif etmemiz lazım' şeklinde konuştu.

 'Avrupa'da çok sağın yükselişi yapısal bir değişiklik değil'

Avrupa siyasetinde aşırı sağın yükselmesiyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Bozkır, gelişmeleri yapısal bir değişiklik şekilde görmediğini söyledi. Avrupa'nın son zamanlarda yaşadığı ekonomik sıkıntılar ve bunun neticesinde ortaya çıkmış refah seviyesi azalmalarıyla her devirde bulunduğu bunun şeklinde radikal kimi görüşlerin daha çok oy bulmasına sebep olduğunu belirten Bozkır, 'AB ekonomileri toparlandıkça, AB yine vizyon üreten bir yapıya ulaştıkça, bu radikal, İslam karşıtı, rasist görüşler yavaşlayacaktır ve AB’yi kuran esas değerlere, kişiye ağırlık verici bir bina efor kazanacaktır. Türkiye’nin hesapları da kim gider kim gelir halinde olmamıştır. Biz ülkelere bakarız' diye konuştu.

Güçlü ekonomiye sahip olan Türkiye'nin AB'ye üyelik projesinin önemine dikkati çeken Bozkır, söyle devam etti: 

'Bu kadar iş verilmiş bir projede hiç kimsenin karşılıklı çıkarı tehlikeye atma lüksü yoktur. Avrupa Birliği kocaman ekonomik sıkıntılara düştüğü bir devirde Türkiye güzel bir örnektir. Şimdi Mastricht kriterlerine uyan belki de bir vatan var, o da Türkiye. Büyümesi azami bulunan ülke, işsizlik en az olan, refah seviyesi en az 3’e katlanmış bir vatan Türkiye. Böyle bir ülkeye AB’nin doğru bakması lazım. Buradaki birlikte çıkarı iyi hesaplaması lazım. 150 milyar avroluk bir ticaret hacminden bahsediyoruz. Çok mühim bir rakamdır. Dolayısıyla Türkiye ekonomik anlamda da AB için bir yük teşkil etmeyecektir hiç bir zaman. Üye bulunduğu süre 22 AB üyesi ülkeden daha iyi ekonomiye sahiptir. AB’nin herhangi korku duyacağı bir nokta yoktur.'