Karakuşi Selahaddin-i Eyyûbi devrinde önemli görevler ifa eden ve aynı zamanda kadılık yapan Bahaüddin Karakuşî isimli bir vatandaştır. Kimilerine göre Karakuşi yolsuzlukları ile ünlü bir Osmanlı kadısı kimine göre ise hikmet sahibi bir zat olarak bilinir. Karakuşî, kadı olarak sadece yanlış değil hep abuk sabuk hükümler de verirmiş ve bundan dolayı da Karakuşî’nin verdiği hükümlere de ‘’Hükm-ü Karakuşî’’ denirmiş.
Karakuşî'nin meşhur "Pişmiş Ördek" hikâyesi ise günümüzdeki adalet sistemini özetler niteliktedir.
PİŞMİŞ ÖRDEK..!
Karakuşi Kadı
Osmanlı döneminde yolsuzlukları ile ünlü Karakuşi adında bir kadı varmış. Bir gün Karakuşi Kadı, bir fırının önünden geçerken burnuna güzel bir koku gelmiş.Vitrinde güveç içinde nar gibi kızarmış sahibini bekleyen nefis bir ördek var…. Karakuşi Kadı, fırıncıya:
– ‘Ben bunu aldım’ demiş. Kadıya itiraz edilir mi? Fırıncı hemen ördeği paket yapıp vermiş. Az sonra ördeğin asil sahibi gelmiş:
– ‘Hani bizim ördek?’ Fırıncı boynunu büküp:
– ‘Uçtu’ deyince iş kavgaya dönüşmüş. Kavga sırasında fırıncı, araya giren bir gayrimüslim müşterinin gözünü çıkarınca korkup kaçmaya başlamış… Gayrimüslim de peşinde kovalıyor…
Bir duvardan atlarken, bilmeden duvarın öteki tarafındaki hamile bir kadının üstüne düşmüş. Kadın, çocuğunu düşürdüğü için, kadının kocası da fırıncının peşine düşmüş. Can havliyle kaçan fırıncının çarpıp devirdiği Yahudi bir vatandaş da kızıp peşlerine takılmış… Sonunda duruma müdahale eden zaptiyeler hepsini yakalayarak Karakuşi Kadı’nın karşısına çıkarmışlar. Kadı sırayla sormuş…
Ördeğin sahibi,
– ‘Bu adam ördeğimi hiç etti’ diye şikáyet etmiş.
Karakuşi Kadı, fırıncıya sormuş:
– ‘Ne yaptın bu adamın ördeğini?’
Fırıncı
– ‘Uçtu’ demiş.
Kadı, kara kaplı defterini açmış:
– ‘Ördeğin karşısında tayyar yazılı. Tayyar ‘Uçar’ anlamına gelir. O halde ördeğin uçması suç değil’ diyerek, fırıncının ördek işinden beraatına karar vermiş. Gözü çıkan gayrimüslim vatandaşa sormuş. Onun şikáyetine de kara kaplı defterden bir madde bulmuş:
– ‘Her kim, gayrimüslimin iki gözünü çıkara, o müslimin tek gözü çıkarıla…
Davacı:
– ‘Benim tek gözüm çıktı. Şimdi ne olacak?’ diye sorunca Karakuşi Kadı
– ‘Şimdi’ demiş, ‘Fırıncı senin öbür gözünü de çıkaracak, biz de onun tek gözünü çıkaracağız. Tabii gayrimüslim şikáyetinden hemen vazgeçmiş, fırıncı bu davadan da beraat etmiş.
Çocuğunu düşüren kadının kocasına da Karakuşi Kadı:
– ‘Tamam’ demiş, ‘Karını vereceksin, bu adam yerine yeni çocuk koyacak.’ Böyle olunca adam da şikayetini anında geri almış, fırıncı bu davadan da kurtulmuş. Kadı dönmüş Yahudi’ye:
– ‘Senin şikáyetin nedir bre?’ Yahudi bir süre düşündükten sonra ellerini açmış,
– ‘Ne diyeyim kadı efendi’ demiş, ‘Adaletinle bin yaşa Sen, e mi !’
– Seni bu hâle koyan kadı ise, kimi kime şikáyet edeceksin?..
İşi Ehil Olana Teslim Edin!
Kıssadan hisse özel ve resmi kurumların birçoğunda vurdumduymaz ve sorunlu yöneticiler olduğu sürece bir arpa boyu yol alınamaz. Çalışanların yerini ve iş bölümünü değiştirmekle bir yere varılamaz. Sorumluluktan kaçan yöneticiler yüzünden günlerce, aylarca çok basit sorunlar çözülmediğinden hemen hemen bütün kurumlarda büyük mağduriyetler yaşanmaktadır.
Mobbing Yapmayı Bırakın!
Çalışanlara yönelik adil davranışlar sergilemeyen, tüm çalışanlara eşit muamele yapmayan, çalışanların haklı taleplerini görmezden gelen yöneticiler; çalışanların moralinin bozulmasına, tükenmişlik yaşamasına kurumlarda güven ve değer duygusunun zedelenmesine yol açar.
İyi bir genel sekreter, başkan, rektör talimat veren değil, kurumun başında durarak, her bölüme işini bilen yetkililer getirerek, iyi bir iş bölümü yaptığı müddetçe, kendisine fazla sorun gelmeyeceğini, aklından çıkarmamalıdır.
Üst makamlarda bulunanlara tavsiyem; Psikolojisi bozuk, vasıfsız insanlara
gelişi güzel sekreterlik, müdürlük, daire başkanlığı, şeflik kadrolarını peynir ekmek gibi dağıtmayın. Kurumlar hayır kurumu olsa bazı insanlara bir tas su bile verilmez.
Malatya'mın güzel insanlarına selam olsun.