Sevgili okurlarım; Kürt sorunu adı altında Kürt açılımını haftalardır konuşuyoruz. Her gazete, her TV kanalında mutlaka bununla ilgili görüşler, makaleler, basın toplantıları, açık oturumlar var. Artık ezberledik hatta usandık.
Ancak ben bu olaya farklı bir açıdan yaklaşarak görüşlerimi siz değerli Malatya Güncel okurları ile paylaşacağım.
Değerli okurlar; biz zaten Kürt açılımını yapmıştık. Kısa geçmişe bir yolculuk yaparsak nasıl açılım yaptığımızı anlatayım.
AB dayatması ile Türk yargısının 15 yıla mahkûm ettiği Zanagiller"i 9 yılda serbest bırakıldılar mı?
Evet.
Bunlar devletin en üst seviyesinde ayaklarının altına kırmızı halılar serilerek ağırlandılar mı?
Evet
Daha sonra bunlar otobüslere bindirilerek güney doğuya gönderildiler mi? Gönderildiler.
Hatta kahramanlar gibi karşılanıp, yeni vazifeler ile de donatıldılar.
Geçen yıl, dış işleri özel temsilcisi; Talabani ve Barzani ile yani; Kuzey Irak yerel yönetimi ile tam 6 kez görüştü.
Diyarbakır"ın meşhur Belediye Başkanı Türkiye Cumhuriyeti aleyhinde ağzına geleni söylüyor mu?
Söylüyor.
DTP milletvekilleri kamuoyu önünde Türkiye"nin sınırlarını tartışmaya açıyor mu? Açıyor.
Peki sonuç? Hiçbir şey
Anayasanın değiştirilemeyecek, değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek hükümlerinden bir tanesi; devletin resmi dilin Türkçe olduğudur. Peki devlet eli ile TRT6 (ŞEŞ) açtık mı?
Açtık.
Çıkardığımız yasalar ile askerin görevini kısıtladık, yargıyı törpüledik
Peki, geriye ne kaldı?
İki ucu açık içi boş Kürt açılım paketi
Bu yukarda saydıklarımız ne idi? Bilen varsa söylesin.
Sevgili kardeşlerim, bütün bunlar bahane. Ben size asıl sebebi; ABD fikir kuruluşlarında biri olan ""uluslararası kriz gurubu"" nun yayınlamış olduğu rapor ile açıklayayım.
Adı geçen rapor; ""ABD askeri Irak"tan çekilirse; Barzani ve Talabani"nin güvenliği tehlikeye girer; dolayısı ile Kuzey Irak"taki yapılanma ayakta kalamaz"" diyor. Bu rapora aynen katılıyorum. Ülkesini bölen Barzani ve Talabani ikilisine Sünni ve Şiiler dâhil bütün Araplar düşmandır. Zaten bütün dış basında Arap ve Kürt çatışmasının kapıda olduğu yazılıyor. Hal böyle olunca ne yapmak lazım? Bu işi Türkiye"ye havale edelim(!) ama birazda ambalajlayalım
ABD stratejisi şu; biz Irak"tan çekiliyoruz. Kuzey Irak sana emanet(!) Al topraklarına kat(!) Hatta yeni Osmanlı devleti olma yoluna gittiğini halkına da anlat(!) Buraya kadar güzel. İyi de bunun devamı var. Anayasanı değiştir. Üniter devlet yapısını boz. Toprakların bir federasyona göz yum. Kuzey Irak"ta konfederasyon olsun.
Sevgili okurlar; bütün bunlar aldatmacadan başka bir şey değildir. Tarihte bunun örneği yoktur. Komşumuz Irak"ın bölünmesi Kuzey Irak topraklarımız içinde olsa dahi bütün Arap ve İslam âlemini karşımıza almaktır. Akabinde İsrail"in güvenliğini bu devletlere karşı Türkiye Cumhuriyeti Devleti üstlenmesini, ABD"nin elde ettiği enerji kaynaklarının da polisliğini ülkemize havale ettirmek istedikleri ayan beyan ortadadır.
Kısacası bu proje ABD ve AB projesidir.
Bu proje ABD"nin enerji kaynaklarını kontrol altında tutma projesidir.
Bu proje İsrail"in güvenliğini sağlama projesidir.
Bu proje Büyük Kürdistan"ı kurma projesidir.
Bu proje Türkiye"nin bölünme projesidir.
Ermeni"ye jest yapmak, tarih ile yüzleşmek, Talabani-Barzani ile görüşmek, kandilden mesaj getirmek ""ezber bozmak"" oldu diyen ve bunları 12 adam korosu şeklinde söyleyen sözüm ona aydınlara(!) ,akademisyenlere, yazarlara, araştırmacı gazetecilere de duyurulur.
SAYGILAR SUNUYORUM. ALLAH"A EMANET OLUN.