MENÜ

Malatya'da bakın kimler 28 Şubatçılar'dan şikayetçi!

Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen "28 Şubat" iddianamesinde Malatya ile ilgili önemli bilgiler ortaya çıktı.

Yayınlanma: 11 Haziran 2013 10:52 Güncelleme: 15 Eylül 2025 09:05
Malatya'da bakın kimler 28 Şubatçılar'dan şikayetçi!

MALATYA- Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen "28 Şubat" iddianamesinde Malatya ile ilgili önemli bilgiler ortaya çıktı.

6 BİN 800 ÖĞRENCİ OKULDAN AYRILMIŞ

Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen "28 Şubat" iddianamesinde Türkiye İmam Hatipliler Vakfı (TİMAV) Malatya Şube Mahmut Balcı’nın mağdur sıfatıyla savcılıkta vermiş olduğu ifadede, " 28 Şubat döneminde Malatya İmam Hatip Lisesinde idari ve psikolojik baskılardan dolayı okuldaki 7 bin öğrenciden 6 bin 800’ün okuldan ayrılmak zorunda kaldığını " söyledi.

BAŞÖRTÜLÜLERİ ATMAMIŞ KENDİSİ ATILMIŞ

Malatya İmam Hatip Lisesine ‘başörtüler girmesinler’  diye okulun haftalarca polis panzerleriyle kuşatıldığı ileri sürülen belgede, " 28 Şubat sürecinde Malatya İmam Hatip Lisesinde başörtülü öğrencileri okuldan atmadığı gerekçesiyle okul müdürünün görevden alındığı, yeni atanan müdürün yukarıdan gelen baskılarla öğrencileri hukuka aykırı bir şekilde okuldan uzaklaştırdığı" iddiasında bulunuluyor.

ÇOCUĞUM PSKİYATRİK HASTA OLDU

İddianamede Mahmut Balcı’nın müşteki olarak ifadesinin bulunduğu belgelerden birinde Balcı’nın," 5 çocuk babası olduğunu, çocuklarının dördünün İmam Hatip Lisesi mezunu olduğunu, birinin Ortaokulu İmam Hatip Lisesinde, Liseyi Malatya Anadolu Lisesinde bitirdiğini, çocuklarından birinin 28 Şubattan önce başarılı bir şekilde İmam Hatip Lisesini bitirip Eczacılık Fakültesine girdiğini ve Eczacılık Fakültesini bitirdiğini, diğer çocuğunun da Anadolu Lisesinden sonra Eczacılık Fakültesini başarıyla bitirdiğini, şuan mesleklerini başarılı bir şekilde sürdürdüklerini, ancak diğer çocuklarının en az ağabey ve kardeşleri kadar başarılı olmalarına rağmen İmam Hatip Lisesi mezunu olduklarından önlerine konulan engellemelerden dolayı yüksek öğrenime devam edemediklerini, çocuklarından birinin sıkıntılardan dolayı depresyonlar geçirdiğini, halen ağır psikolojik ve psikiyatrik hasta olduğunu, 10 yıldan beri tedavisinin devam ettiğini, ancak sonuç alınamadığını, yine kız çocuklarının kılık kıyafetleri bahane edilerek okullarından atıldığını, sürgün edildiğini, sınavlara alınmadıklarını, eğitim haklarının engellendiğini, bu 3 çocuğunun 28 Şubat uygulamaları sebebiyle telafisi imkânsız mağduriyetler yaşadığı" öne sürülüyor. 

MALATYA BARO BAŞKANI KAYDINI SİLDİRMİŞ

Öte yandan iddianamede yer alan bazı müştekilerin isimleri ve ifadeleri şöyledir:

Müşteki Yeter Akatay, “1996 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun olduğunu, 1997 yılında Malatya Barosunda avukatlık stajına başladığını, başörtülü olduğundan sıkıntılar çektiğini, 2000 yılında Malatya Baro Başkanının kendisini başka bir gerekçe ile barodan kaydının sildirilmesini sağladığını, yıllarca ruhsatı olduğu halde sırf başörtülü olduğu için avukatlık yapamadığını, büyük ruhsal çöküntüler yaşadığını, 28 Şubatın planlayıcısı, uygulayıcısı tüm şüphelilerden şikâyetçi olduğunu belirtmiştir”

BİR HABER ÜZERİNE SORUŞTURMA BAŞLATILDI

Müşteki Abdullah Aydoğmuş,“ 28 Şubat döneminde Malatya Milli Eğitim Müdürlüğünde Müdür Yardımcısı olarak atama işlerinden sorumlu olduğunu, Hürriyet Gazetesinde çıkan bir haber üzerine hakkında soruşturma başlatıldığını, gazetenin haberinde Malatya'daki irticai faaliyetlerin baş sorumlusu olarak gösterildiğini, disiplin soruşturması nedeniyle Konya Hadim’e tayininin çıktığını, 7 yıl süre ile Malatya dışında görev yapmak zorunda kaldığını, bu olay nedeniyle maddi ve manevi zarara uğradığını, 28 Şubat dönemini hazırlayan askeri, siyasi kişiler ve medya mensupları hakkında şikâyetçi olduğunu belirtmiştir.”

AKÇADAĞ ÇPL’DE ÜSTEĞMEN TEHDİDİ

Müşteki Arif Koyun, “ 28 Şubat döneminde Malatya Akçadağ  Çok Programlı Lisesinde(ÇPL) Müdür olarak görev yaptığını, aynı lisede Milli Güvenlik dersine giren Üsteğmen olup Askerlik Şube Başkanlığı yapan kişinin kendisinin Batı Çalışma Grubundan olduğunu belirterek, başörtülü öğretmenleri koruduğu gerekçesiyle okuldan sürdüreceğini söylediğini, bu olaylar sonucunda disiplin soruşturması geçirdiğini, Malatya Yunus Emre Endüstri Meslek Lisesine öğretmen olarak atandığını, maddi ve manevi zarara uğradığını, kendisini haksız yere görevden uzaklaştıran kişilerle 28 Şubat dönemini hazırlayan askeri, siyasi kişiler ve medya mensupları hakkında şikâyetçi olduğunu belirtmiştir.”

25 GÜN GÖZALTI VE TUTUKLULUK GEÇİRDİM

Müşteki Ömer Çelik, “ 28 Şubat döneminde 30 Nisan 1999 tarihinde Malatya Akpınar Meydanında başörtüsü eylemine katıldığını, bundan dolayı toplantı ve gösteri yürüyüşüne muhalefet suçundan yargılandığını, 25 gün gözaltı ve tutuklulukta geçtiğini, neticede beraat ettiğini, o yüzden maddi ve manevi zarara uğradığını, kendisinin cezaevine girmesine neden olan 28 Şubat dönemini hazırlayan askeri, siyasi kişiler ve medya mensupları hakkında davacı olduğunu belirtmiştir.”

11 AY CEZAEVİNDE KALDIM

Müşteki Vedat Uzun, “28 Şubat döneminde 30 Nisan 1999 tarihinde Malatya Akpınar Meydanında başörtüsü eylemine katıldığını, bundan dolayı toplantı ve gösteri yürüyüşüne muhalefet suçundan yargılandığını, 2 yıl 3 ay ceza aldığını, 11 ay cezaevinde kaldığını, o yüzden maddi ve manevi zarara uğradığını, kendisinin cezaevine girmesine neden olan 28 Şubat dönemini hazırlayan askeri, siyasi kişiler ve medya mensupları hakkında davacı olduğunu belirtmiştir”

CEZAEVİNDE 1 AY KADAR KALDIM

Müşteki Cumali Çakar, “ 28 Şubat döneminde 1999 yılında Malatya Akpınar Meydanında bir toplantı ve gösteriye katıldığını, konusunu tam olarak hatırlamadığını, ancak dini içerikli olduğunu, Malatya DGM'de yargılandığını, cezaevinde 1 ay kadar kaldığını, 3 yıl ceza aldığını, Yargıtay aşamasından sonra dosyanın akıbeti hakkında bilgi sahibi olmadığını, kendisinin cezaevine girmesine neden olan 28 Şubat dönemini hazırlayan askeri, siyasi ve medya mensupları hakkında şikâyetçi olduğunu belirtmiştir.”

6 AY CEZAEVİNDE KALDIM

Müşteki Bayram Vurmaz , “ 28 Şubat döneminde 26,27,30 Nisan ve 7 Mayıs 1999 tarihinde Malatya Akpınar Meydanında başörtüsü eylemine katıldığı gerekçesiyle Anayasal düzeni değiştirmek suçundan yargılandığını ancak toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet suçundan hatırladığı kadarıyla 1 yıl 3 ay ceza aldığını, 6 ay cezaevinde kaldığını, yargılanmasına neden olan 28 Şubat dönemini hazırlayan askeri, siyasi kişiler ve medya mensupları hakkında şikâyetçi olduğunu belirtmiştir.”

CEZAEVİNDE 1 YIL KADAR KALDIM

Müşteki Ali Karakaş, “28 Şubat döneminde 26, 27, 30 Nisan ve 7 Mayıs 1999 tarihinde Malatya Akpınar Meydanında başörtüsü eylemine katıldığı gerekçesiyle Anayasal düzeni değiştirmek suçundan yargılandığını ancak toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet suçundan hatırladığı kadarıyla 2 yıl 3 ay ceza aldığını, 1 yıl kadar cezaevinde kaldığını, yargılanmasına neden olan 28 Şubat dönemini hazırlayan askeri, siyasi kişiler ve medya mensupları hakkında şikâyetçi olduğunu belirtmiştir.”

FP TARAFTARI OLDUM İŞTEN ATILDIM

Müşteki Mahmut Dulkadir, “ 2000 yılında Malatya Sigara Fabrikasında çalıştığını, Fazilet Partisi(FP) taraftarı olduğu gerekçesiyle işine son verildiğini, 28 Şubatın etkisiyle işten atıldığını, o tarihten beri çalışamadığını, mağdur olduğunu, 28 Şubat dönemini hazırlayan askeri, siyasi kişiler ve medya mensupları hakkında şikâyetçi olduğunu belirtmiştir.”

TAŞEMDER’DE 28 ŞUBAT MAĞDURU

Müşteki Ahmet Atam (Taşemder Yönetim Kurulu Başkanı), “Demeklerine çeşitli konularda mağduriyetini dile getiren vatandaşların müracaat ettiğini, özellikle 28 Şubat dönemi ve sonrasında kendilerine haksız ve hukuksuz şekilde baskı yapılan eğitim hakları ellerinden alman öğrenciler ile bu öğrencilere destek verip halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçundan yargılananlar olduğunu, 28 Şubat dönemini hazırlayan askeri, siyasi kişiler ve medya mensupları hakkında davacı ve şikâyetçi olduğunu belirtmiştir.”

EĞİTİM BİR-SEN’DE 28 ŞUBAT’TAN ŞİKAYETÇİ

Müşteki Kerem Yıldırım (Eğitim Birsen Malatya Şubesi Başkanı), “ 28 Şubat dönemi ve sonrasında kendilerine haksız ve hukuksuz şekilde baskı yapılan eğitim haklan ellerinden alman öğrenciler ile bu öğrencilere destek verip halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçundan yargılanan kişilerin sendikaya müracaat ederek haklarını savunmasını istediklerini, kılık kıyafetinden dolayı okuldan atılan öğretmen arkadaşları ve İnönü Üniversitesinde başı kapalı olarak okumak isteyen ve okuldan atılan öğrencilerin sendikalara müracaat ederek haklarını savunmalarını istediğini, 28 Şubat dönemini hazırlayan askeri, siyasi kişiler ve medya mensupları hakkında davacı ve şikâyetçi olduğunu belirtmiştir.”

MAZLUM-DER’DE 28 ŞUBAT’TAN ŞİKAYETÇİ

Müşteki Sami Cengil (Mazlumder Malatya Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi ve Şube Sekreteri), “ 28 Şubat sürecinde Malatya Şube Başkanı ve Yardımcılarının hiçbir gerekçe gösterilmeden gündüz işyerlerinden alınarak TEM’e götürüldüğünü, alınma gerekçesi olarak “başörtüsü mağduru öğrencilere hukuki yardım sağlamaları” şeklinde ifade edildiğini, şube başkan yardımcılarından Özkan Hoşhanlı hakkında idam istemiyle dava açıldığını, daha sonra da 2911 sayılı gösteri ve yürüyüş kanununa muhalefetten 18 ay hapis cezası ile cezalandırıldığını, Mazlumder Malatya Şubesinin mahkeme süresince faaliyetten men edilmesine karar verildiğini, mahkeme kararında “suçun işlenmesinin Önlenmesi” gibi hiçbir hukuk devletinde rastlanmayacak bir gerekçeye, yani işlenmemiş suçun cezalandırılması gerekçesine dayanıldığını, demek tüzüğünde mağdur ve mazlumlarla dayanışmak amacıyla her türlü hukuki yardımda bulunmak ilkesi gereği hareket edildiğini, 28 Şubat sürecindeki tüm suç faillerinin tespiti ile cezalandırılmasını istemiştir.”

MADDİ VE MANEVİ ZARARA UĞRADIM

Müşteki Faruk Paluluoğlu, “ 28 Şubat döneminde 2000 yılında Mayıs ayı içinde Malatya'da gözaltına alındığını, 5 gün nezarette kaldığını, işkence görmediğini ancak başka arkadaşlarının gayri insani muamelelerle karşılaştığını, umut isimli operasyon çerçevesinde gözaltına alındıklarını, herhangi bir terör örgütü ile bağlantısının olmadığını, maddi ve manevi zarara uğradığını, kendisini haksız yere gözaltına alan kişilerle 28 Şubat dönemini hazırlayan askeri, siyasi kişiler ve medya mensupları hakkında davacı ve şikâyetçi olduğunu belirtmiştir.”

DİNDAR HALKIN ONURU İLE OYNANDI

Müşteki Muhammed Said Çelik,“ İlköğretimden sonra 2 kızının 4 yıllık Malatya İmam Hatip Lisesinde eğitimlerine devam ettiklerini, 2002–2003 yıllarında o dönemin Milli Eğitim ve İmam Hatip Lisesi müdürü marifetiyle temel haklar ve kıyafet konusunda kız öğrencilere yapılan baskı, yıldırma ve başörtüsü yasağı uygulandığım, polis panzerleri gölgesinde yapılan baskılarla kız çocuklarının psikolojik olarak yıpratıldığını, o günkü okul yöneticilerinin polisle tutuklama ile tehdit edilerek gencecik çocuklara terörist muamelesi yapıldığını, bunun sonucunda 2 kızının başörtüsü yasağının dayatılamadığı Diyarbakır İmam Hatip Lisesine gitmek zorunda kaldığını, orada 1 yıl eğitim aldığını, Malatya Anadolu İmam Hatip Lisesine dönmek istediğinde dönemediğini, büyük kızının Anadolu Lisesinde hakkından mahrum bırakılarak Yeşilyurt İlçesi normal İmam Hatip Lisesine kayıt yaptırmak zorunda kaldığını, diğer kızının ise açık öğretim lisesine devam etmek zorunda kaldığını, katsayı uygulaması nedeniyle çocuklarının İlahiyat dışı fakültelere giremediğini, bu durumun çocuklarında ailelerinde psikolojik travmalar oluşturduğunu, Toplumsal olarak ise naylon tarikat ve cemaatler ihdas edilerek bunların ahlaksızlık ve suç işleyebilecekleri ortamlar oluşturulup suçüstü yapılması sonucunda dindar halkın onuru ile oynandığını belirttiği, aynı tarihli ifadesinde de 28 Şubat dönemini hazırlayan askeri, siyasi kişiler ile medya mensupları hakkında davacı ve şikâyetçi olduğunu belirtmiştir.”

RADYO SELAM’DAKİ HARMAN İSİMLİ PROGRAM

Müşteki Fatih Çolak, “1999 yılında Malatya'da faaliyette bulunan Radyo Selam isimli radyoda Harman isimli program yaptığını, hakkında TCK'nın 312., maddesinden dava açıldığını, Malatya DGM'de yargılandıktan sonra 20 ay ceza aldığını, 6 ay cezaevinde kaldığını, yasal değişikliklerden faydalanarak cezaevinden çıktığını, ortopedik engelli tekerlekli sandalyeye bağımlı bir kişi olduğunu, kendisinin mahkûm olduğu ceza ile ilgili olarak 28 Şubat sürecinin etkili olduğunu düşündüğünü, 28 Şubat darbe sürecinde etkili olan sivil ve askeri bürokraside görevli tüm kişilerden davacı ve şikâyetçi olduğunu belirtmiştir.”

TRAFİK KAZASINA KURBAN GİDEBİLİR SÖYLEMİ

Müşteki Hüda Kaya, “ 1998 yılında ve öncesinde Selam isimli gazetede yazı yazdığını, 1998 yılında başörtüsünü  savunan bir yazısından dolayı Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı  tarafından soruşturma açıldığını, tutuklandığını, yazısının tamamen düşünce ve ifade özgürlüğü ve o dönemde haksız yere mağdur olan insanları destekleyen bir yazı olduğunu, 22 ay cezaevinde tutuklu kaldığını, Malatya Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünde gözaltında psikolojik baskılara maruz kaldığını, tehdit edildiğini, kendisine 2 çocuğun var herhangi bir trafik kazasına kurban gidebilir şeklinde söylemlerde bulunulduğunu, süreç içerisinde 3 kızının gözaltına alındığını, ticaretlerinin battığını, İnönü Üniversitesi Rektörü ve Malatya Cumhuriyet Başsavcısının baskıcı bir tavır gösterdiğini, hakkında TCK 146. maddeden soruşturma açıldığını, 3 kızı ile birlikte yargılandıklarını, başörtüsüne yönelik olarak yapılan bir toplantının büyütüldüğünü, kızlarından bir tanesinin özgürlük şiiri, bir tanesinin ise özgürlük duası okuduğunu, ancak mahkemenin 2911 sayılı yasaya aykırılıktan işlem yaptığını, kızı Nurulhak'kın yapılan toplantıyı basın mensubu olarak dışarıdan takip ettiğini, yaşının 18 olduğunu, kızı İntisar'ın 17, Nurcihan'm ise 16 yaşında olduğunu, yaşlarının küçük olmasına rağmen tutuklandıklarını, kadınlar koğuşuna konulduklarını, kızlarının mahkemeyle uğraşmaktan okuyamadıklarını, kızı Nurulhak'kın 2003 yılında tekrar cezaevine alınıp 2005 yılında tahliye olduğu sırada trafik kazası geçirerek vefat ettiğini, o dönemin yaptığı zulüm yüzünden çocuklarının ve kendisinin perişan olduğunu, süreci yöneten Çevik Bir, Erol Özkasnak, Fevzi Türkeri, Malatya Üniversitesi Rektörü ve Malatya Cumhuriyet Başsavcısı ile dönemin Malatya Emniyet Müdürü ve diğer görevlileri hakkında şikâyetçi olduğunu belirtmiştir.”

ŞİİR OKUDUĞU İÇİN 7 AY CEZAEVİNDE KALDI

Müşteki Gülan İntişar Karagülle Saatçioğlu, “1999 yılında İnönü Üniversitesinde başörtüsü takan öğrencilere yönelik saygısızca davranıldığını, bunun da halk nezdinde sıkıntı  oluşturduğunu, o tarihte Malatya'da halkın katıldığı bir protesto eylemine iştirak ettiğini, kendisinden istenilmesi üzerine halkın sakinleşmesi için bir şiir okuduğunu, İmam Hatip Lisesinde derste bulurken sivil kıyafetli polislerin gelerek kendisini götürdüklerini, müdüre, velim olmadan bunlara beni verme demesine rağmen polis olduklarını belirterek götürülmesine engel olmadığını, Malatya Emniyet Müdürlüğünün Terörle Mücadele Şubesinde henüz 17 yaşındayken hücreye konulduğunu, bulunduğu sürece gözlerinin kapalı tutulduğunu, su dahi verilmediğini, velisiyle ve avukatıyla görüşmesine izin verilmediğini, başını açmasını istediklerini, buna karşı çıktığını, buradaki insanların müdürüm diye hitap ettiği, teşhis edebileceği bir kişinin kendisini ciddi şekilde dövdüğünü, boğazına sarıldığını, duvardan duvara çarptığını, karnına tekme ile vurduğunu, halen çocuk sahibi olmak için tedavi olduğunu, nezarethaneden çıkartılırken doktordan rapor alındığını, doktora yalnız başına götürülmediğini, doktorun dövüldüğünü görmesine rağmen raporu düzgün yazmadığını, bu kişinin gerek nezarethanede gerekse dışarıda bulunduğu yerlerde gördüğünde “Seni öldürürüm” diye tehdit ettiğini, şiir okuduğu için 7 ay cezaevinde kaldığını, Baskıdan dolayı üniversite imtihanına dahi giremediğini, fotoğrafları başörtülü olduğa için kabul edilmediğini, çok sevdiği halde tekvando milli takımına bile bu yüzden katılamadığını, o dönemin Cumhuriyet Başsavcısının çok sayıda soruşturma başlattığını, onun talimatıyla evinin devamlı arandığını, devamlı geldikleri için evdeki eşyaları toplamadıklarını, iddianamede bile Hûda Kaya'nın kızı olduğu için yargılandığının yazdığını, bunun ne kadar taraflı ve baskıcı tavır olduğunu gösterdiğini, yaşanan süreçten dolayı mağdur olduğunu, eğitim hayatım devam ettiremediğini, hala sağlık sorunları yaşadığını, işe giremediğini, dilekçesinde belirttiği Çevik Bir, Erol Özkasnak, Fevzi Turkeri ve diğer görevliler ile Malatya Emniyet Müdürlüğü görevlileri, özellikle kendisini döven görevli hakkında şikâyetçi olduğunu belirtmiştir.”

HALKIN SAKİN OLMASI İÇİN BİR DUA OKUDUM

Müşteki Nurcihan Rençber Saatçioğlu, “ 1999 yılında 16 yaşındayken cezaevi ile tanıştığını, o tarihte Malatya İnönü Üniversitesinde başörtüsüne yönelik bir baskı bulunduğunu, başörtüsü takan kız öğrencilerin üniversiteye alınmadığını, bu öğrencilerin ayrıca tartaklandığı da söylenince halk nezdinde protestolar başlandığını, bu protesto eylemlerinden bir tanesine katıldığını, halkın sakin olması için bir dua okuduğunu, bu yüzden hakkında soruşturma açılarak gözaltına alındığım, gözaltında ayrıca annesi Hûda Kaya ve ablaları İntizar ve Nurulhak'kın da bulunduğunu, Terörle Mücadeledeki görevlilerin psikolojik baskı yaptığını, gözleri bağlı olarak bulundurulduklarını, gidip gelirken ayaklarıyla vurduklarını, tehdit ettiklerini, emniyette ifade sırasında başlarını açmaları gerektiğinin söylendiğini, buna karşı çıktığını, yaklaşık 7 ay tutuklu kaldığını, mezuniyet törenine gidemediğini, yaşı küçük olduğu halde büyük kadınlarla aynı koğuşta barındırıldığını, kendisine ve ailesine yönelik baskılar nedeniyle düğününü 4 yıl sonra yapabildiğini, ailesinin dağıldığını, bu sürecin Batı Çalışma Grubu ismi ile yapılanan bir örgütlenmenin eylemleri olduğunu, mağdur olduğunu, Çevik Bir, Erol Özkasnak, Fevzi Türkeri ve diğer görevliler ile Emniyet Müdürlüğü görevlilerinden şikâyetçi olduğunu belirtmiştir.”

ÖĞRETMENLİK GÖREVİME SON VERİLDİ

Müşteki Yasemin Karakış, “ 28 Şubat döneminde başörtülü  olması nedeniyle Malatya İmam Hatip Lisesinde sürdürdüğü  öğretmenlik görevine son verildiğini, 9 yıl aradan sonra 2009 yılında tekrar mesleğine başladığını, işini yapamamasından dolayı maddi ve manevi zarara uğradığını, bu nedenle kendisini haksız yere görevden uzaklaştıran kişilerle 28 Şubat dönemini hazırlayan askeri, siyasi kişiler ve medya mensupları hakkında şikâyetçi olduğunu belirtmiştir.”

SAKARYA İLKÖĞRETİM OKULUNDA KOVULDUM

Müşteki Handan Korkut Ata, “ 28 Şubat döneminde başörtülü  olması nedeniyle Malatya'da Sakarya İlköğretim Okulunda sürdürdüğü  Sosyal Bilgiler öğretmenliği görevine son verildiğini, bu yüzden maddi ve manevi zarara uğradığını, bu nedenle kendisini haksız yere görevden uzaklaştıran kişilerle 28 Şubat dönemini hazırlayan askeri, siyasi kişiler ve medya mensupları hakkında şikâyetçi olduğunu belirtmiştir.”

BAŞÖRTÜM YÜZÜNDEN AVUKATLIK RUHSATIM GİZLİ VERİLDİ

Müşteki Tülay Aslan, “ 1996 yılında Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdikten sonra Malatya ilinde avukatlık stajını yapmaya başladığını, ancak staj döneminin 28 Şubat olarak adlandırılan döneme denk gelmesi ile başörtüsü kullanması nedeniyle haksızlıklara maruz kaldığını, stajını bitirip ruhsat alacağı zaman başı açık avukat arkadaşlarına törenle verilen avukatlık ruhsatının kendilerine gizli bir şekilde verildiğini, tüm bu olaylar nedeniyle küçük düşürüldüğünü, 28 Şubat döneminde aktif görev ifa eden ve bunun uygulanması için baskı uygulayan kişilerden şikâyetçi olduğunu belirtmiştir.”

SINIFIN DÜZENİNİ BOZMAKLA SUÇLANDIK

Müşteki Hülya Çelik, “ 1997 ile 1999 yıllan arasında İnönü Üniversitesi tarafından kendilerine verilen öğrenci kılavuzunun 16. ek maddesinde belirtilen “dini inanç sebebiyle ve saçların Örtü veya türbanla kapatılması serbesttir” maddesine rağmen başörtülü olarak kampüs binasına gittiklerinde Jandarma tarafından engellendiklerini, bazen darp edilip gözaltına alman arkadaşlarının olduğunu, okuldan kınama ve uzaklaştırma ile atıldıklarını, dersin işleyişini ve sınıfın düzenini bozmakla suçlandıklarını, mağduriyetine neden olan görevliler ve dönemin YÖK Başkanı Kemal Gürüz'den şikâyetçi olduğunu, 13 yıl süreden sonra eğitimini tamamlamaya çalıştığını belirtmiştir.”

“YA OKULUNUZ YA BAŞÖRTÜNÜZ”

Müşteki Tuba Yıldız (Çiçek), “ 1997 yılında İnönü  Üniversitesi Sınıf Öğretmenliği Bölümünü kazandığını, kaydını yaptırdığını, 1998–1999 eğitim öğretim yılında o dönemin rektörlerinin etkisiyle birçok arkadaşı ile birlikte okuldan uzaklaştırıldıklarını, eğitim hakkının elinden alındığını, öğrenci affıyla geri döndüğünü, okuldan uzak kaldığı süre içerisinde büyük ruhsal çöküntü yaşadığını, kendilerini “ya okulunuz ya başörtünüz” dendiğini, örtülerini çıkarmadıkları için haklarının elinden alındığını, mağduriyetlerinin telafisinin imkânsız olduğunu, dönemin rektörleri ve YÖK Başkanı da dahil edilerek 28 Şubat sürecinin faillerinin cezalandırılmasını istemiştir.”

28 ŞUBAT SÜRECİNİN FAİLLERİ CEZALANDIRILDI

Müşteki Cemile Koşar, “ 1998 yılında İnönü Üniversitesi Matematik Bölümünü kazandığını, kaydını yaptırdığını, 1998–1999 eğitim öğretim yılında o dönemin rektörlerinin etkisiyle birçok arkadaşı ile birlikte okuldan uzaklaştırıldıklarını, eğitim hakkının elinden alındığını, öğrenci affıyla geri döndüğünü, okuldan uzak kaldığı süre içerisinde büyük ruhsal çöküntü yaşadığını, kendilerini “ya okulunuz ya başörtünüz” dendiğini, örtülerini çıkarmadıkları için haklarının elinden alındığını, mağduriyetlerinin telafisinin imkânsız olduğunu, dönemin rektörleri ve YÖK Başkanı da dahil edilerek 28 Şubat sürecinin faillerinin cezalandırılmasını istemiştir.”

11 YIL SONRA OKULA AFLA DÖNEBİLDİM

Müşteki Fikriye Özer, “ 1995 yılında İnönü  Üniversitesi Fizik Bölümünü kazandığını, okula kaydını  yaptırdığını, 1998–1999 eğitim yılı esnasında YÖK Başkanı Kemal Gürüz ve o dönem ki Malatya İnönü Üniversitesi rektörü Ö. Ş.'nin etkisi ile birçok arkadaşının ve kendisinin okuldan uzaklaştırıldığını, eğitim hakkının elinden alındığını, 11 yıl sonra okula afla dönebildiğini, bunun yaş haddinden dolayı hiçbir işe yaramadığını, 28 Şubat döneminde kendisini mağdur eden tüm şahıslardan, YÖK Başkanı Kemal Gürüz ve rektörden şikâyetçi olduğunu belirtmiştir.”

BAŞÖRTÜMDEN DOLAYI OKULA ALINMADI

Müşteki Nesibe Aytan, “ 28 Şubat sürecinde İnönü Üniversitesi Sınıf Öğretmenliği bölümünde öğrenci olduğunu, 1. sınıfta okuduğunu, 1. dönemi bitirip 2. döneme geçince olayların patlak verdiğini, başörtüsünden dolayı kendilerini okula almadıklarını, 1998 yılı 2. döneminden itibaren okuldan uzaklaştırılmadığını bu yüzden okulu bitiremediğini, mağdur olduğunu, 2011–2012 döneminde eğitim hakkını geri aldığını, sınıftaki öğrencilerin kendisinden oldukça küçük durumda olduklarını, 28 Şubat sürecinde eğitim hakkını elinden alan tüm sorumlulardan şikâyetçi olduğunu belirtmiştir.”

MALATYA ORDUEVİNE EŞİM VE ÇOCUKLARIM ALINMADI

Müşteki Salih Özarslan, “ Kendisinin 1999 yılı Ağustos ayında Kad.Başçavuş rütbesinde iken TSK’dan ihraç edildiğini, atılmadan yaklaşık 12 sene önce üste hakaret ve fiili tecavüzden ceza aldığını, buradaki hakaret fiilinin kıdemli Astsubay olan M. E.'ye kendisine ''lan'' diye hitap etmesi üzerine bu sözü kendisine iade etmesinden kaynaklandığını, fiili tecavüz olarak değerlendirilen eylemin ise boğazını sıktığında esas duruşunu bozarak ellerini boğazından açmasından kaynaklandığını, yaklaşık 18 yıllık TSK’da görev yaptığı sürede bunun dışında herhangi bir ceza almadığını, bunlarla ilgili verilen kısa süreli hapis cezalarının da tutuklu olduğundan dolayı, tutukluluğuna sayıldığından paraya çevrilmediğini, anadan babadan görme olarak namazını kıldığını, ancak bunu hiçbir zaman görevinin önüne geçirmediğini, örneğin hiçbir şekilde cuma için izin istemediğini, eşinin başörtülü olduğunu, bundan dolayı devamlı rahatsız edilerek psikolojik baskı altında tutulduklarını, askeri mahallere eşini almadıklarını, Malatya Orduevinde kalmak isteyen eşi ve çocuğunu kendisi yanlarında yokken içeri almadıklarını, eşi yanında olarak Bursa Orduevine aracını park edip çıkmak istediğinde eşini içeri almadıklarını, dini inanç ve yaşamı ile ilgili sürekli denetim ve kontrole tabi tutulduğunu, bir defasında deniz altında seyir halinde iken Ramazan ayında gemi komutanının bir askere ''iki çay söyle'' diyerek oruç tutup tutmadığını test etmek için birlikte çay içmek istediğini, yine bir defasında gemide kendisi için hazırlanan pizzanın üzerinde salam ve sosis olmamasını istediğinde, bunu fark eden Mustafa isimli Başçavuşun yanına yaklaşarak ''sen yoksa domuz eti olduğu için mi salam veya sosis yemiyorsun, ben özellikle domuz eti olduğu için yiyorum'' dediğini, kendisinin ''o sizin tercihiniz komutanım'' demesi üzerine, aşağılayıcı bir şekilde , “bu çağda bunun gericilik” olduğunu söylediğini, bunun gibi bir çok aşağılayıcı ve ayırımcı muamelelere tabi tutulduğunu, haksız yere TSK’dan ihraç edildiğini, ihraçtan sonra ailevi sorunlar yaşadığını, eşi ile boşandığını, kendisine gösterilen 1999 yılı sicil belgesindeki sicil üstlerinin kendisin hakkındaki kanaatlerin asla kabul etmediğini, kendisinin mesai arkadaşlarına ve komutanlarına ''insan güdümlü bir torpil olsa üzerine biner düşmana o şekilde giderdim, sonuçta şehit olacağım'' diyen birisi olduğunu, ayrılış yazısını tebellüğ ederken de yazıyı imzalatan komutana aynı şeyleri söylediğini, söz konusu kanaatlerde belirtilen ''yasa dışı siyasi, yıkıcı, bölücü, irticai ve ideolojik görüşleri benimsediği'' şeklindeki iddiaları hakaret olarak kabul ettiğini, bu nedenle hakkında bu isnatlan yapanlar ile soruşturma kapsamında tutuklu bulunan Batı Çalışma Grubu görevlilerinden şikâyetçi olduğunu belirtmiştir. Müştekinin Genelkurmay Başkanlığında bulunan şahsi dosyasından temin edilen belgelerin incelenmesinde, Dz.K.K Donanma Komutanlığı Gölcük Askeri Mahkemesinin 13/05/1987 tarihli 1987/369 sayılı karan ile üste hakaret suçundan 5 gün hapis cezası ile cezalandırıldığı, aynı karar ile üste fiilen taarruz suçundan 3 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırıldığını, 17/06/1999 tarihli Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral S. D. onaylı komisyon tutanağında ''tutum ve davranışları ile yasa siyasi, yıkıcı, bölücü, irticai ve ideolojik görüşleri benimsemesi ve bu gibi faaliyetlerde bulunması'' şeklinde görüş belirtilmiş olmasına rağmen, bu konuda suç olarak değerlendirilebilecek hususlarla ilgili herhangi bir adli soruşturma yapılmamış olması ileri sürülen iddiaların gerçek dışı olduğunu ortaya koymaktadır. Özet Bilgi Formu başlıklı belgeye bakıldığında sicil notu ortalamalarının; 1983 yılı 61.5, 1984 yılı 83,1985 yılı 94,1986 yılı 92.5,1987 yılı 62.5,1988 yılı 72.5, 1989 yılı 84,1990 yılı 86.5, 1991 yılı 86, 1992 yılı 82.5, 1993 yılı 70.5, 1994 yılı 67.5, 1995 yılı 72, 1996 yılı 73.5, 1997 yılı 65, 1998 yılı 61.5, olduğu, müşteki ile ilgili 1988 yılından itibaren verilen menfi kanaatlere yer verildiği, müspet kanaatlere yer verilmediği, 1988 yılı öncesi ise müspet ve menfi kanaatlere yer verilmediği tespit edilmiştir.1999 yılı 1. ve 2.sicil amirleri tarafından aynı şekilde ''Astsubay Sicil Yönetmeliğinin 60.maddesi (e) fıkrası gereğince, tutum ve davranışları ile yasa dışı, siyasi, yıkıcı, bölücü, irticai ve ideolojik görüşleri benimsediği, bu gibi faaliyetlerde bulunduğu anlaşıldığından Silahlı Kuvvetlerde kalması uygun değildir'' şeklinde kanaat şeklinde görüş belirtilmiş olmasına rağmen ileri sürülen suç isnatları ile ilgili herhangi bir adli soruşturma yapılmamış olması ileri sürülen iddiaların gerçek dışı olduğunu ortaya koymaktadır. Lojmanlar olarak yazılmasının, dosyasının alelacele hazırlandığını gösterdiği, kendisi hakkında bir komisyon kurularak istihbarat raporu hazırladığını, bu raporun atılmasında gerekçe gösterildiğini, oysaki bu komisyonun yasal olarak oluşturulmasının mümkün' olmadığını, komisyonun yasal olarak görev yapmadığını ve illegal yapı olan Batı Çalışma Grubunun emirleri, doğrultusunda 'bu çalışmaları yaptığını, düşündüğünü, atılmasına gerekçe oluşturacak şekilde rapor düzenleyen komisyon üyelerinden, atılmasına neden olan Yüksek Askeri Şura kararında imzası olan kişilerden şikâyetçi olduğunu belirtmiştir.” (Kaynak: Malatya Hakimiyet Gazetesi)

ETİKETLER: malatya,28 şubat,yüksek askeri,şura,malatya dav
KAYNAK:

Malatya Namaz Vakitleri

Yükleniyor...

00:00:00

İmsak 06:01
Güneş 07:29
Öğle 12:27
İkindi 14:53
Akşam 17:14
Yatsı 18:37

Süper Lig Puan Durumu

Takım Puan
Galatasaray A.ş. Galatasaray A.ş.
39
Trabzonspor A.ş. Trabzonspor A.ş.
35
Fenerbahçe A.ş. Fenerbahçe A.ş.
33
Göztepe A.ş. Göztepe A.ş.
29
Beşi̇ktaş A.ş. Beşi̇ktaş A.ş.
26
Samsunspor A.ş. Samsunspor A.ş.
25
Gazi̇antep Futbol Kulübü A.ş. Gazi̇antep Futbol Kulübü A.ş.
23
Rams Başakşehi̇r Futbol Kulübü Rams Başakşehi̇r Futbol Kulübü
20
Kocaeli̇spor Kocaeli̇spor
20
Corendon Alanyaspor Corendon Alanyaspor
18
Çaykur Ri̇zespor A.ş. Çaykur Ri̇zespor A.ş.
18
Tümosan Konyaspor Tümosan Konyaspor
16
Gençlerbi̇rli̇ği̇ Gençlerbi̇rli̇ği̇
15
Kasimpaşa A.ş. Kasimpaşa A.ş.
15
Hesap.com Antalyaspor Hesap.com Antalyaspor
15
Zecorner Kayseri̇spor Zecorner Kayseri̇spor
14
İkas Eyüpspor İkas Eyüpspor
13
Misirli.com.tr Fati̇h Karagümrük Misirli.com.tr Fati̇h Karagümrük
9