Değerli okurlarım; bu yazımda komşumuz İran"da yapılan bir seçimi ve bunun sonucunda meydana gelen olayları değerlendirmeye çalışacağım. İran hem komşumuz, küresel güçler hem de Ortadoğu açısından önemli, AB ve ABD tarafından; hedef tahtasına oturtulmuş bir ülkedir.
1979 yılından bu yana ilk defa; bir seçim sonucunun kardeş kavgasına dönüştürülürmüş olmasına İran"ın içişleri diye bakmanın pek de doğru olmayacağı kanaatindeyim. Bu olaylara küresel güçlerin baz alınarak bakılması daha doğru olur.
1979 yılından bu yana uygulanan ambargolara rağmen; İran teknolojide ( özellikle savunma sanayinde) çok büyük ilerlemeler kaydetmiş, nükleer çalışmalarına hız vermiş ayrıcada; petrol zengini olan bir Ortadoğu ülkesidir.
Seçimlerden sonra meydana gelen olağan tepkiler yabancı medyanın etkisi ile büyütülmüş "" en büyük insan hakları ihlali"" olarak dünyaya sunulmuştur. ABD ve İngiltere başta olmak; üzere bütün batı; İran seçimlerini çok hararetli bir şekilde izledi, her negatif haberi, görüntüyü daha dumanı çıkarken; bütün dünyaya servis etti. Çünkü batı; İran"da karşı bir devrim için bütün umutlarını sokaklardaki protestolara bağlamıştır.
Tahran sokaklarındaki her gösteri AB ve ABD için bir zafer olmuştur.
Seçimler bahane edilmiş, Soros"un renkli devrimleri İran üzerinde denenmeye çalışılmıştır.
Sağlam bir İran devleti Orta doğudaki dengeler için çok önemlidir. Bunu yıkmak, İsrail"in güvenliği açısından, AB ve ABD ülkeleri için çok önemli olmuştur. ABD"nin yapmış olduğu, özellikle Irak işgalinde farklı düşünen AB ülkeleri (özellikle Fransa ve Almanya) İran konusunda tamamen örtüşmüşlerdir.
Oysa iktidarda bulunan Ali Hamaney- Ahmedi Necad ile muhalif olarak adlandırılan batının reformistler dediği Rafsancani Muhammet Hatemi ve Musavi denilen grubun rejim ile İran"daki sistem ile hiçbir problemleri olmadığı gibi; Rafsancani İran"ın derin devleti, Musavi de kurucu rejimin sağlam ayaklarından biridir. Aralarındaki fark yapacakları hizmetlerdeki tarz farkı olabilir. İşte Batı ve ABD bu nüans farklarını seçimlerden önce ve sonra çok ustaca kullanmışlar, muhalefet kaybedince de sanki kendileri kaybetmişçesine de üzülmüşlerdir.
ABD ve AB"nin büyük elçilikleri; özellikle bu olaylar sırasında tam bir ikiyüzlülük örneği göstermişler, kendi ailelerini ülkelerine göndermiş, ancak sokak çatışmalarında polisten kaçan insanlara büyükelçiliklerinin kapılarını açmışlardır. Kısacası batılı güçler, ABD ve İsrail İran"la savaşmayı tehlikeli ve masraflı bulduklarından İran"ı içerden karıştırmayı denemektedirler.
Bunu doğrularcasına ABD"li bir üst düzey yetkili; Irak"ın işgali sırasında İran"ı karıştırmak için 400milyon dolar ayrıldığını ifade ediyor.
Bu iç karışıklıklardan medet uman batı; bölgenin şımarık çocuğu olan İsrail i rahatlatmak ve İran"dan korumak, bölgede egemen olmak için Ortadoğu"da yürüttükleri İran politikasını Obama eli ile değiştirmiş yumuşak zemine oturtmuş, bütün sokak kavgalarından, iç çatışmalardan medet umar hale gelmiştir.
SAYGILAR ALLAHA EMANET OLUN