Türk Halkı’nın iradesine ipotek koymaya çalışan FETÖ-PDY terör örgütü ‘DARBE KALKIŞMASI’ yaparak Türkiye’nin aydınlık geleceğini sekteye uğrattı. 15 Temmuz gecesi bizlerde sıradan vatandaşlar gibi olan biteni TV ve sosyal medyada takip ettik. O gece uyumadık. Ben Malatyalı siyasiler başta olmak üzere diğer siyasilerin duruşlarını takip etmeye çalıştım. Darbenin başlangıcında kimlerin tepki verip, kimlerin tepki vermediğini tam olmasa da öğrendik. ‘DARBE’nin ne berbat bir şey olduğunu bilen halkın çoğu sokaklara çıkarak tepkisini gösterirken, hayatını günlük yaşayan, ihanet çetesinden korkan, bu yapının torpillileri ise marketlerin raflarını boşaltmakla meşgul idi. Hangi caddede hangi sokakta neler yaşandığını gazeteci arkadaşlardan dakika dakika öğrenmeye çalışıyordum. Malatya tamamen kaos içerisindeydi. Kale düşmek üzereydi. Ulusal TV’lerde de MECLİSİN bombalandığını görünce bu işin bittiğini düşündüm. Günün ilk ışıklarıyla birlikte yeni ve emir dolu yeni bir hayatın başlayacağını zannediyordum. Ama gerçek kahraman olan halk, ayaklanarak DARBEYE DARBE yapmıştı.
HALK, VALİ, BELEDİYE BAŞKANI VE EMNİYET MÜDÜRÜ MALATYA’NIN GERÇEK KAHRAMANLARIDIR
Malatya Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ahmet Çakır, olayları ilk gördüğünde terör saldırısı sanmıştı. Daha sonra olayın DARBE olduğunun anlaşılmasının ardından hemen Malatya Valisi Mustafa Toprak ve İl Emniyet Müdürü Ömer Urhal ile bir araya gelerek durum değerlendirmesi yaptı ve aldığı kararları hemen uyguladı. Bir yandan uçakların iniş kalkışları engellenirken diğer yandan belediye ve kurumlarında ne kadar iş makinesi varsa Ordu’nun önüne barikat olarak konuldu. Halkında desteği ile askerin kışladan çıkması engellendi ve DARBE püskürtüldü. Malatya’nın kahramanları; Malatya Valisi Sayın Mustafa Toprak, Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Ahmet Çakır, İl Emniyet Müdürü Sayın Ömer Urhal ve halktır.
‘ABLA’ ÖLÜMÜ GÖZE ALARAK YOLA ÇIKTI
O gece yine basından bir arkadaşım beni aradı. ‘ABLA’nın apor topar karayolu ile Ankara’ya gittiğini söyledi. Bende neden izin verdiklerini, yollarda mutlaka askerlerin olacağını ve ablaya zarar verebileceğini söyledim. O arkadaşımız ablayı kendilerinin aynı şekilde uyardığını söyledi. Ablanın ise, ‘Benim Ankara’da olmam lazım. Mutlaka gideceğim. Ölüm umurumda değil’ dediğini söyledi. Tüm ölüm risklerini göze alan Ak Parti Sosyal Politikalardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Sayın Öznur Çalık, bu hareketiyle ‘MALATYA’NIN ve TÜM TÜRKİYE’NİN ABLASI’ olduğunu bir kez daha kanıtlamış oldu.
BURADA SİZE EKMEK YOK, BAŞKA KAPIYA
Darbenin engellenmesinin ardından günlerdir sokaklarda demokrasi nöbetindeyiz. Bunu fırsat bilen bazıları bulduğu sponsorlar sayesinde güzel reklam yapıyor. Her fırsatta ‘ASIL KAHRAMAN BİZİM DERNEĞİMİZ, BİZİM TARİKATİMİZ, BİZİM ÜYELERİMİZDİR’ diyorlar. Bu sayede kendisini şirin göstererek üye ve mürid bulmanın peşine düşmüşler. Bu durum gerçekten beni endişelendirmekte. Kimsenin umudunu kırmak istemiyorum ama bu işi biraz uzayacak gibi. Yeni oluşumlar kendisine cemaat ararken, var olanlar ise FETÖ ile bağlantısının olmadığını kanıtlamanın derdindeler. Bu saatten sonra güçlenen hangi dernek olursa olsun ileride hükümetle çıkar çatışması içinde olacaktır. FETÖ’nün yaptığının aynısını onlarda yapacaklardır. Eğer darbe gerçekleşmiş olsaydı; sahte kahramanlar her şekilde g…tünü kurtaracaktı. Dünün FETOŞU bugünün HOCA EFENDİSİ olacaktı.
KURUMLAR HALK KADAR ÖZGÜR OLMALI
Son sözüm şu; eline bayrak alıp darbe karşıtı slogan atanların hepsi kahraman değildir. Bazıları günah çıkartmaktadır. Paralel yapının tamamen kurumlardan temizlenmediği ve yeni paralele müsaade edilmesi durumunda bu virüs bizi bugün olmasa da birkaç yıl sonra öldürecektir. Halk kadar özgür olmayan kurumlar ne zaman özgürleşirse işte o zaman darbe sözcüğü lügatimizden çıkacaktır.