TBMM Başkanı Cemil Çiçek, TBMM'de düzenlenen adli sene açılış resepsiyonunda gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Yargıtay Başkanı Ali Alkan'ın konuşmasını nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine Çiçek, konuşmayı dinlemediğini söyledi.

Bu konuşmayı dinlemeden bir şey söyleyeceğini belirten Çiçek, 'Devlet ve cemiyet hayatında yargının fazla aşırı mühim bir yeri var. Yargı bir devletin bağımsızlığının en mühim sembollerinden bir tanesidir sebebi ise yargılamayı Türk milleti hesabına yapar.  O nedenledir ki o yargıya itimat devlete güvendir. Eğer devlete itimat isteniyorsa yargıya güvenin en üst noktada olması lazım. Buna da hem yargı mensupları hem de yargıdan hizmet bekleyen hepimizin dikkat etmesi gerekiyor' diye konuştu.

Alkan'ın konuşmasının daha konjonktürel bir değerlendirme olabileceğini kaydeden Çiçek, 'Ne olursa olsun yargı uzunca süredir tartışılıyor. 20, 25, 30 senedir her adli sene açılışı dolayısıyla, sonra buna başka yüksek mahkemelerin açılışları da girince hep tartışılır günler oluyor. Yargıyı bu halden çıkarmak lazım' ifadelerini kullandı.

Bu tartışmaları Türkiye'nin en ücra köşesinden takip eden hakim, savcıların olduğunu ve bunların hepsinin morale gereksinimi bulunduğunu vurgulayan Çiçek, yargı tartışılır duruma geldiğinde bu kişilerin da moralinin bozulacağını, herkesin buna dikkat etmesi gerektiğini söyledi.

Türkiye'de demokratik standartların hangi seviyede olduğunun bir ölçüde yargı kararlarına bakarak değerlendirildiğini anlatım eden Çiçek, şöyle konuştu:

'Bugün saat 10.00'da Kalecik mahkemesinden verilen karar öğleden sonra Brüksel'den yankı bulur. Dolayısıyla Türkiye'nin demokratik standartlarının yüksek olup olmadığıyla ilgili bir değerlendirmeye en Önce yargı kararları üstünden gidiliyor. Siz dilediğiniz  kadar burada en son yasaları çıkarın, neticede bunu uygulayacak bulunan yargıdır. Hukuk biraz da yorumdur. Onun için yargının üzerine hepimizin titremesi lazım. Yargı mensuplarımızın da bu hassasiyeti her süre göstermesi gerekir. Türkiye'nin imajına en kocaman katkıyı müspet yada menfi yargı sağlamış oluyor.' 

Çiçek, Türkiye'nin yabancı yatırımlara gereksinimi olduğunu, bu kararı verenlerin Türkiye'de yasa güvenliği varmı yoktur mu buna dikkat ettiğini kaydetti.

Bir gazetecinin, '11. Cumhurbaşkanı 'ben gidip anlatım vereceğim' dedi' sözleri üzerine Çiçek, Abdullah Gül'ün görevdeyken de bunu söylediğini anımsattı.

'Yakışık almadı ki kimse de tasvip etmedi'

Genel Kurul'da kitapçık fırlatılmasını nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine Çiçek, 'Bunu kamuoyu değerlendirdi' karşılığını verdi.

'Neden söz vermediniz?' sorusu üzerine Çiçek, 'Bu toplantılar törensel toplantılardır. Töreni yaparsınız, işiniz biter. Bu, bugün, yarın konuşulabilir. Hiçbir şey kaçmış, göçmüş, bundan böyle bir şey söyleme olanağı yok diye bir şey yok. Yakışık almadı ki kimse de tasvip etmedi. Bazı gazetelerin 'günün kaybedeni' diye yazdı. O arkadaşımız da olgun bir arkadaşımız. Herhalde o da kendisiyle başbaşa kaldığında 'keşke yapmasaydım' diyebilir' değerledirmesinde bulundu.

'Sayın Altay 'yine olsa gene yaparım' dedi' sözlerine Çiçek, 'Bir daha yapmaz. Neyi çiğnemişiz? Öyle söylemekle bir şey çiğnenmez' diye konuştu.

HSYK seçimlerinin anımsatılması üzerine Çiçek, 'Yargı mensubu dediğiniz kişiler en üst kurda öğrenim görmüş, adalet dağıtan insanlar. Onların mesul davranacağına, yargının itibarını en az sizin benim kadar düşüneceğine inanıyorum. Şu günkü tartışmalar ve görüntü hoş değil. Onlar da bundan rahatsızdır. umut ederim kendilerine yakışan bir seçimi yapmış olurlar' ifadelerini kullandı.

Bir başka soru üzerine Çiçek, '1 ekimde Cumhurbaşkanın konuşması inşallah gerilmiş geçmez. Bu gerginliklerden kime yarar var?' dedi.

'Önlem var mı?' sorusuna Çiçek, 'Bizler milletvekiliyiz, seçilmiş insanlarız, sorumluluk taşıyoruz. İnsanlar bizden olgun bir davranış görmek ister, bundan daha iyi bir tedbir olur mu?' karşılığını verdi.

Muhabir: Alp Özden