CEZALANDIRILAN İŞLETLEMELER VE SONUCU: KAYISI 2.5
Dünyanın kayısı başkenti dediğimiz Malatya"mızın aşı ekmeği kayısımızı, dünyaya tanıtamadığımızı, etkili pazarlama yapamadığımızı söyleyerek işimizi zorlaştırdığımızı düşünüyorum. Bunu söylerken ihracat yapmayalım demiyorum.
Yani dış Pazar diye diye, iç pazarı unutuyoruz. kayısının hak ettiği noktaya ulaşması için zaman kaybediyoruz diye düşünüyorum. İç Pazarda tüketim nekadar çok olur ise dış pazara da o kadar yüksek fiatlara satarız diye düşünüyorum.
Atalarımız ne güzel söylemişler Taş yerinde ağırdır. Biz kendi ürettiğimiz ürünü AB Başkentlerinde alınan kararlarla cezalandırırsak, 2000 ppm bahanesiyle AB Gıda kodeksine uymuyor diye kendi ürünümüzü pazarlayan , iç piyasaya çalışan küçük firmaları 500 gr. Kayısı için 6104 tl. para cezasına çarptırırsak, iç pazara ürün satışını engellersek, ihracattan başka şansı kalmayan ürünümüzün fiatı artarmı?
Güya kayısı başkenti biziz, ama kararlar başka başkentlerde veriliyor, kayısıyı biz üretiyor isek, AB nin kendi ürettiği şaraba verdiği 8000 ppm. Kükürt nasıl halka dokunmuyorsa kayısı hakkındaki kararı da biz verelim, eğer kayısıdaki 3000 ppm kükürt zararlı ise bilimsel olarak açıklansın, kararı başkaları vermesin kayısıdaki son sözü de, en büyük üretici ülke olan Türkiye versin, başkent diye kendimizi kandırıyoruz veya pof poflanıyoruz.
Bizim Türk gıda kodeksimizde açıkta döner satılması da yasak, caddelerin tozunun altında döner satanlara da ceza kesilmesi gerekmiyor mu? Yani kodeksimiz her yerde doğru işliyor da sadece Kayısıdaki kükürt mü kalmıştı ki bundan dolayı haksız bir şekilde iç piyasa çalışan piyasayı canlandıran ürünümüzü arı gibi kendi insanlarımızla buluşturan emeği karşılığı para kazanan,Tarım bakanlığından Gıda üretim belgesi almış, girişimci insanlarımız Sözde Kükürt bahanesi ile altından kalkılamaz (Her parti başına 6104 tl) cezalara çarptırılıyor. Bu ertelenemez mi, Zamana yayılamaz mı veya AB karar veriyor ise, bu oran AB"ye teklif edilerek, bilimsel çalışmalarla da desteklenerek 2500-3000 ppm aralığına çekilemez mi?
Bu oran ABD"de 3000 ppm, yani ABD"liye dokunmayan bu oran, bizim halkımıza ne zarar veriyor. Kayısı kükürtü konusunda da ABD standardlarını uygulamanın AB"ye zararı nedir? Vs. vs.
Bence kayısının önündeki en büyük sorun, iç pazarın bu şekilde SÖZDE BAHANELERLE BİTİRİLMESİNDEN kaynaklanıyor. Fiat bundan dolayı artmıyor, iç piyasaya çalışan küçük işletmeler bu korku ile iç piyasaya kayısı satamamaktadır. Şu an iç piyasada bulunan kayısıları da, her parti de çok miktarda kayısı satabilen, gelecek cezayı da göze alabilen firmalar satmaktadırlar. Bu firmalarda 2,5-3 tl"ye aldığı kayısıyı rakip olmadığı için 5-6 liraya satmaktalar. Yani SÖZDE KÜKÜRT SORUNU onlarında işine gelmektedir. İç piyasaya çalışan işletme sayısı nekadar çok olur ise, işletmeler kendi arasında rekabet eder, işletmelerin karlılığı düşer ama, köylünün ürünü daha yüksek fiattan satılır.
Daha önceki hükümetler kayısı iç piyasada satılsın diye gayret gösterirdi, AKP Hükümeti ise maalesef ceza üstüne ceza kesiyor.
Olan üreticimize köylümüze oluyor. Bu durumu isteyen herkesin gözü aydın olsun diyorum. Onlar kazandılar, KAYISI ÜRETİCİSİ kaybetti
Kayısı 2.5-3 lira
Büyük Para
Aslında benim görebildiğim, söyleyebileceğim çok şey var ama, sizler daha fazlasını biliyorsunuz diye düşünüyorum.
Birde Tarım Bakanlığının Laboratuarları aynı kayısı için farklı kükürt oranları tespit ediyorlar. Bu da işin teknik sorun tarafı. Kükürt analizde uygulanan Monier Williams yönteminde belirtilen MAVİ MENEKŞE renk tabiri, ölçümü yapan kimyagerin MAVİ MENEKŞE renk algılamasına göre değişkenlik gösterdiği için, gerçekte tek olan kükürt miktarı ölçenin algılamasına göre farklılık göstermektedir.
Ayrıca kükürt kayısı da homojen olarak dağılmadığı için ve kayısı üreticileri derneğinin belirlemiş olduğu kükürtlemeye etki eden 32 adet değişken faktör var iken, her kayısının 2000 ppm gibi kesin bir kükürt oranıyla sınırlandırılması bir dayatmadan başka bir şey değildir.
Kısacası Tarım Bakanlığımızın, halkımızın sağlığı konusunda göstermiş olduğu duyarlılık eğer bilimsel verilere dayanıyor ise, sonuçta bende bir tüketici olarak memnun olurum. Ama kayısıdaki kükürtün zararları bilimsel olarak açıklanamamış iken, İnönü Üniversitesi Kayısı Araştırma ve uygulama merkezice (KAUM) hazırlanan (Tarım Bakanlığı tarafından da onaylanmış olan) KAYISIDA KÜKÜRT SORUNU adlı kitapta da belirtildiği gibi kükürt tartışılması gereken bir konu iken, Gizlice (Gizlice diyorum çünki, kükürtleme işlemini yapan üreticimiz, köylümüz cezalandırılan ise iç piyasaya çalışan küçük işletmeler. Köylünün haberi yok ama sonuç köylümüzü mutlaka etkiliyor.) Malatya"nın cezalandırılmasını anlayabilmiş değilim.
Tarım bakanlığımız bu uygulamaya böyle devam eder ise, bunu gören yabancı müşterilerimizde fiat kırmaya devam edeceklerdir. Yurt içi piyasada Mutlaka kükürt takibi yapılacaksa bir TOLERANS konulmasını ve Köylümüzün Gün kurusu kayısı yapması devlet tarafından teşvik edilmelidir. İhracaktçılarımızdan ve iç piyasaya çalışan işletmelerden düşük kükürtlü kayısıya yüksek fiat vermelerini beklemek (Tarım il müdürünün fikri) bence çok yanlış. Gerçekte Tüccar düşük kükürtlü kayısı renk yok vs. bahanelerle fiat düşürme sebebi yapmaktadır. Yani nereden bakar isek bakalım fatura üreticimize yansıyor.
Çok önemli bir hususu daha arz etmek istiyorum. İşletmelerde Kükürt düşürme yöntemi olarak çok daha zararlı olan HİDROJEN PEROKSİT kullanılmaktadır. Bu yasak olmasına rağmen kükürtten dolayı ceza yememek için halkın sağlığıyla oynanmaktadır. İşletmeler ise buna ilaca batırdım tabirini kullanmaktadırlar. Yani işletmenin ilacı olan bu kimyasal, kayısı tüketicisinin ZEHİRİDİR.
Yani KAŞ YAPALIM DERKEN, GÖZ ÇIKARTIYORUZ.
Özür dilerim kısaca belirteyim dedim ama bence sorun gözükmese de çok, Bazı şeyleri dışarı da değil, içeride aramız gerekiyor. Kayısının kurtuluşu öncelikle İÇ PAZARIN CANLANMASI , Faydalarının önce halkımıza anlatılması, önce halkımız tüketmesinin sağlanması gerekir diye düşünüyorum. Tabiî ki Tarım bakanlığımızın halk sağlığı konusundaki duyarlılığı bizleri memnun etmektedir ama, Bu konuda bilimsel araştırmalar yapmış olan KAUM"un kitabında belirttiği gibi tartışmalı bir konudan dolayı yüksek oranlarda yapılan cezalandırmalar, üreticimize mutlaka yansımaktadır.
Saygılarımı arz eder, başarılar dilerim.
Rahmi SEMİZ