Mali Kriz yazımızı devam ettirmek istedik; çünkü dünyayı saran ve etkilerini yeni hissetmeye başladığımız kriz ülkemizi de derinden etkileyecek gibi.
Bu krize nasıl yakalandık? Ne gibi etkileri olacak? Hangi sektörler etkilenecek? Önümüzdeki yıl 2009"da krizin etkisi artarak devam edecek mi? Tüm bu sorulara cevaplar aranmalı ve acilen tedbir alınması kanısındayız.
ABD"de geçen yıl konut piyasasında başlayan ve BM"nin Yüzyılın Krizi diye adlandırdığı Küresel Finansal Kriz tüm dünyayı benzeri görülmemiş bir şekilde sarsıyor. Almanya, İngiltere ve Japonya ekonomileri durgunlukta. Uluslararası Çalışma Örgütünün açıklamasına göre 2009 sonuna kadar 20 milyon kişi işini kaybedecek diyor. Bu gerçekten çok ürkütücü!...
Ülkemizde bu krizin hafif atlatılması zor görünüyor; çünkü 2002'den bu yana, yüksek reel faiz, ucuz döviz, aşırı değerli YTL politikası ekonomiyi sıcak para cennetine dönüştürdü, deyim yerindeyse "sanal baharın" sonuna gelindiği görülmektedir. Ülkemizde ne acıdır ki; açlık ve yoksulluk boyutları her geçen gün büyümekte, artık milyonlarca aileye kömür ve gıda yardımı yapmak da rahatlatıcı bir etki yaratmamaktadır.
Finansal piyasaların yanında reel sektörde krizden etkilenmeye başladı, dün alınması gereken tedbirler bugün kısa adımlarla alınmaya başlandı. Oysaki tedbirlerin çok süratli alınması gerekmektedir.
Önümüzde ki günler, aylar Ülkemizi daha da zor günler bekliyor, küçük esnaf için yapılması planlanan kredi tedbiri sevindirici.. Bunun yanında özellikle kamu harcamalarının verimliliğinin ve etkisinin artırılması gerektiği, kamu kaynaklarının siyasi ikballer uğruna hoyratsızca harcanmaması yönünde tedbirler alınması gerekmektedir.
Sayın Başbakanımız; Recep Tayip ERDOĞAN" 2009 yılının ilk yarısında krizin etkilerinin sıkıntı yaratacağını söylemektedir. Bu sıkıntının en hafif şekilde giderilmesi için hükümetin etkili tedbirler alması ve Krizin fırsata dönüştüğü bir TÜRKİYE için hep beraber çalışmak temennisiyle