Seyran Park
Doğa Veteriner Kliniği
SON DAKİKA
Hakkı Yiğit

Gezi Parkı Eylemleri ve Zalim Avcılar

08 Haziran 2013 - 23:35 Yorum: 1

“Gezi Parkı” olarak adlandırılan eylemlerin 12. günü geride kaldı ve eylem halen devam ediyor.

Evvela bu olay iyi yönlendiril(e)mediği, iyi bir sınav veril(e)mediği, yangın daha küçükken söndürül(e)mediği için gayesi “üzüm yemek”ten ziyade “bağcıyı dövmek” olan fırsatçıların ekmeğine yağ sürüldü…

Bu durum iktidarın kendi ayağına sıkmasıdır.

Bana göre iktidarıyla, muhalefetiyle bu olay hâlâ iyi okunmuyor.

Yüzeysel okuma, güne birlik tahlil ve değerlendirmeler ile mesele geçiştirilmeye çalışılıyor.

Oysa bu olayın iktidara bakan, muhalefete bakan, güvenliğe bakan, eğitim sistemine bakan, belediyecilik anlayışımıza bakan, yönetişim anlayışımıza, demokrasi anlayışımıza, toplumsal değişimimize bakan…  birçok sosyo-ekonomik, psikolojik, siyasi, politik… yönü var.

Bunların her biri işin ehli olanlarca her yönüyle ele alınıp değerlendirilmeli, rapor edilip sunulmalı ve gerekli dersler çıkarılmalıdır.

Yine de her şeyde, her olayda bir hayır vardır.

Önemli olan olaylardan gerekli olan dersi çıkarabilmektir…

Mesela bence bu olay, yıllarda toplumun çeşitli katmanlarında ve çevrelerde adeta fay hatları nevindeki gönül ve ruh dünyalarında, zihinlerinde oluşan öfke, darılma, alınganlık gazının alınmasına vesile oldu ve böylece daha büyük öfke patlamasının, sosyal depremlerinin önü alınmış oldu.

Uzun bir zamandır ağını atmış sinsice bekleyen insafsız avcı gibi bir kısım sinekten yağ çıkarmaktan mahir zevatın cümbür cemaat hemen sokağa dökülüp kin ve nefretlerini eylem ve söylemleriyle izhar etmesi bazıları üzerinde namaz öncesi imam efendilerin “ey muhterem cemaat saflarını sık ve düzgün tutunuz ki Allah’ın rahmeti üzerinize olsun; şeytan aranıza karışmasın kalp ve gönüllerinizde fesat ve bozgunculuk çıkarmasın.” çağrısı nevinde bir etki bıraktı ve safların daha da sıklaşmasına sebebiyet verdi. Pire için yorgan yakmakta kararlı olan ve şu gök kubbeyi gasvete boğan, dünyayı yaşanmaz hale getirmek isteyen, kendi yumurtasını pişirmek için komşusunun evini ateşe vermekten geri durmayan bir takım zevatın eylem ve söylemleri “Zalim, Allah"ın kılıcıdır. Onunla (hak edenlerden, uyuyanlardan) intikam alır. Sonradan da (zulmeden zalimden) intikamını alır.” diyen Efendiler Efendisi (sav)’in mübarek sözünün zihinlerde şimşek gibi çakmasına vesile oldu.

Umarım bu olay zafer ve makam, devlet olma sarhoşluğu içinde bulunan “artık tehlikeli ve karanlık eski günler mazide kaldı, bu gün yeni bir Türkiye var” edebiyatı ve “kendilerini devlet olarak görme, bu görmenin kişinin ruh, gönül ve fikir dünyasında oluşturduğu bencillik, makam-mevki, menfaat, kendi unutma, halka tepeden bakma, bal tutan parmağını yalama, acı söyleyen dostlarını defterlerde silme, sapla samanı karıştırma… gibi virüslerin bünyeden açtığı tahribat ve yıkımları anlamaya vesile olmuştur.

Olayların ilk gününde Gezi Parkında yol açma çalışmaları ve sonrasında inşa edilmek istenen Topçu Kışlası, AVM ve sair projelere karşı çıkan bir avuç samimi insanların (kendilerince haklı veya haksız) direnişi elbette anlaşılır, takdire şayan demokratik bir tepki ve emniyet güçlerin şafak baskını ise kabul edilemez bir müdahale biçimidir.

Ancak daha sonraki günlerde bu demokratik direniş gösterenlerin zalim avcılar tarafında avını avlamak için ortaya atılan bir avuç dane nevinden görülmeleri ve toplumca öyle algılanmaları eminim onların da ruh ve gönül dünyasında derin yaralar açmıştır.

Avına kilitlenen zalim avcının kurduğu tuzakta bir ceylanın, güvercinin veyahut bir diğer masum canlının çırpınarak can vermesinin hiçbir önemi avcı için söz konusu olur mu ki?

Zira zalim avcı av derdindedir ve avını avlaması için her yol onun için mübahtır.

Gezi parkıyla başlayan ve ülkenin her tarafına yayılması için canla başla gayret edilen, üç kişinin ölümüne sebebiyet verilen bu olayları “masum gençlerin en demokratik bir hakkı” olarak görenlerin avına kilitlenen zalim hilekâr bir avcıdan farkı var mıdır sizce?

Anne babasına (velev ki o ana baba haksız, zalim de olsalar) isyan eden, onları ölümle tehdit eden, onların kafasına silah dayayıp, tetiğe basan bir evlada “aferim gençlere, zalim babasını ne güzel yola getirdi. Evlatlarının isteklerini yerine getirmeyen bir babanın evlatları tarafından öldürülmesinden daha doğal ne olabilir ki... Helal olsun be koçlarıma, aslanlarıma… Hadi gençler siz de böyle kahraman, cesur olun” demek ne kadar gayri insani bir durum ise üç vatandaşın ölümüne sebebiyet veren bir eylemi masum bir eylem olarak görmek ve göstermek da o kadar zalimce değil midir sizce?

Bin ağaç acaba ölen bir genç eder mi?

Bu olay, samimiyet testi oldu herkes için.

Ve Cenab-ı Allah, Onlar (inanmayanlar) bir düzen (hile ve tuzak) kurdular. Allah da (buna karşılık) bir düzen kurdu. Allah, düzen kurucuların en hayırlısıdır.” diye buyurur Al-i İmran süresinin 54. ayetinde…

Elverir ki biz samimiyet ve hakkaniyetten, doğruluktan ayrılmayalım.

YAZARIN DİĞER YAZILARI