Kimilerine göre krizin başlangıç tarihi 7 Şubat…
Kimilerine göre dershanelerinin kapatılacağına dair bir gazetenin attığı manşet…
Kimilerine göre 2004
Kimilerine göre 2010…
Müneccim ve dahi derin bilgi sahibi olmadığımdan kesin bilgiye sahip değilim.
Ancak bendeniz krizin en ma’kul tarihinin ve sebebinin “malum inek” olduğuna sıdk ile inanıyorum…
Delilim mi?
Birçok delilim var amma velâkin yer darlığından üç tanesini zikredeyim.
1-Katilin ortaya çıkması için İsrailoğullarından kesilmesi istenilen ve İsrailoğullarının ineği kurtarma adına verdiği mücadele…
2- Ve ineğin kutsallığını kabul eden dinlerde inek üzerine verilen kavgalar…
3- Anadolu insanının evladını dershane mafyasının elinde kurtarmak için geçim kaynağı olan ineği satmak zorunda kalmış olmanın verdiği yürek burkan, kan donduran hüzünlü destan(!)…
Hangisini kabul ederseniz edeni netice ortaya şöyle bir denklem çıkıyor.
İnek+ İsrailoğulları+ dershane mafyası= the cemaat(!)
O da = İmtihan, İntihar(!)
Bakınız ey okur! İnek deyip küçümsemeyin. Ne var bir ineğin satışında? Dindar -pardon- eğitimli bir nesil’in yetişmesi adına bir değil bin inek feda olsun demeyin sakın… Çarpılırsınız hafazanallah…
O inek ki, israiloğullarının imtihan vesilesi… Kimilerin kutsalı… Kimilerinin fişlenme müsebbibi… Kimilerinin dünyada geçim kaynağı… Kimilerinin sıratta burağı… Kimilerinin… kimilerinin…
Günümüzde ise dershane edebiyatının vazgeçilmez öğesi…
Şimdi ineğini satıp dershane mafyasına yardım ve yataklık edenler ile neden mücadele edildiğini anladınız mı?
Dershane mafyası ocağımızı söndürmekle kalmamış ey okur, gördüğünüz gibi bizi ineklerimizden de etmişler… Sadece ineklerimizden etseler yine gam yemem amma velâkin bizi canımızdan, cananımızdan da etmişler…
Etkili ve yetkili makamlarca bilimsel gazete kupürlerden(!) yola koyularak intihar edenlerden bahsediliyor…
Önceleri “vahh vahhhhh, iki elim yakanızda ulan mafyacılar!!! Bu millet ineğini satıp çocuğunu canlı bomba, intihar komandosu olsunlar diye mi verdi size” diye tam haykırıyor iken haberin devamında “dershane taksitini ödeyemediği için intihar etmiş” felan feşmekân gerekçeleri duyunca gülme krizi eşliğinde aklıma bir hinlik geldi… Gazete dağıtıcısını yakalayıp bundan böyle kapıma iki de bir dayanıp da abone ücretini istemeye gelmemesini söylemeye karar verdim.
Ertesi sabah gazeteci dağıtıcını yakalamak için erkenden pusuya yattım. Amma velâkin göz ile kaş arasında gazeteyi dış kapıya bıraktığı için yakalayamadım. Hemen bir gazeteci arkadaşı aradım bir iki ay ödeme yapmadığım takdirde ne yapılacağına dair fikrini sordum.
Gazetemin kesileceğini, tahsilâtı yapılmayan günlerin er geç tahsilâtının yapılması istenileceği aksi takdirde gerekli hukuki işlemlerin yapılacağını söyledi.
Bakkk bakkk olacak iş mi yahu… Cihat, irşat adına çıkan bir gazetenin bir iki ay abonelik parası ödenmedi diye hangi hakla okurun irşat ve tebliğ, cihat kaynağına engel olunur.
Bendeniz bura da suç duyurusundan bulunmak istiyorum.
Gazetecilik bir amme hizmetidir, kamu hizmetidir. Haber alma herkesin en temel hakkıdır, kimse engelleyemez. Taksitini ödeyemediği için hiç kimsenin aboneliğine son verilerek bilgilenme hakkı elinde alınamayacağı gibi kişilerin psikolojisi de bozulamaz. Testi kırıldıktan, inek satıldıktan sonra yapacağınız hiçbir şeyin değeri olmaz.
Yoksa daha çok inek edebiyatı yaparız benden söylemesi…
