Seyran Park
Doğa Veteriner Kliniği
SON DAKİKA
22:25 TBMM Çevre Komisyonu Başkanı Kurum: "Yeşil dönüşüm çalışmalarında en önemli...22:23 Taksici meslektaşını vurarak öldürmüştü, olay anına ilişkin kamera görüntüs...22:15 Galatasaray, Fenerbahçe maçı hazırlıklarına başladı22:13 Tavuk yüklü kamyon uçuruma devrildi, yüzlerce tavuk telef oldu: 1 yaralı22:12 Yahudi yerleşimciler Batı Şeria’da Gazze’ye gittiği gerekçesiyle gıda yüklü...22:11 Diyanet İşleri Başkanı Erbaş: "Filistinliler özgürlüğün ne olduğunu bütün d...21:50 Slovakya Başbakanı Fico’ya saldırı anı ortaya çıktı21:45 Trabzonspor, Başakşehir maçı hazırlıklarına başladı21:43 Kütahya Tasarım Teknokent’in yeni binası açılışa hazır hale geldi21:35 Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: "Cari dengelerimizi geçen yıldan bu yana n...21:33 Çatı onarımı yaparken yüksekten düşen şahıs hayatını kaybetti21:32 Emine Erdoğan, Nijerya’da temaslarda bulundu21:30 Kütahya’nın talepleri Kentsel Dönüşüm Başkan Yardımcısına iletildi21:27 Bisikletliler trafikte farkındalık için sessiz sürdü21:23 Fenerbahçe, Galatasaray derbisi hazırlıklarını sürdürdü21:16 Kuşadası’nda Engelliler Haftası için renkli kutlama21:12 Yangın tüpünden uyuşturucu çıktı: 2 gözaltı21:12 Putin: “Slovakya Başbakanı Robert Fico’nun hayatına kastedildiğini büyük bi...21:01 Bakan Fidan, Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Al Sani ile telefonda görü...21:01 Ezilmemek için eylem yaptılar
Hakkı Yiğit

Ehl-i Beyt Bağının Bülbülleri

12 Ocak 2010 - 16:15 Yorum: 1

EHL-İ BEYT BAĞININ BÜLBÜLLERİ YETİŞTİREBİLMEK                       

Malatya Belediyesi tarafından 9 Ocak Cumartesi günü Belediye Konferans Salonunda “Ehl-i Beyt Paneli” gerçekleştirildi.

Bu panelden dolayı belediyemizi tebrik ediyorum.

Sadece belediyeyi mi?

Elbette hayır.

Malatya"mızda kardeşliğin ve dayanışmanın oluşuma katkısı çok olan Sayın Eşref DOĞAN, Sayın Hasan MEŞELİ ve Sayın Erdoğan ÜNVERDİ de teşekkürü fazlasıyla hak edenlerden…

Çünkü isimlerini zikrettiğim bu büyüklerimiz gönüllerini ve kapılarını herkese açıyorlar…

Tutundukları yol; sevgi, kardeşlik, saygı, hoşgörü yolu…

Dillerindeki vird-i zebanları; “Kin ve nefrete zamanımız yok…” “Zalim olmaktansa mazlum olmayı tercih etmek lazım…” “Alevilik İslam dışı değil, bilakis İslam"ın ta kendisidir…” “Yaratılı olarak Allah (c.c), peygamber olarak Hz. Muhammed (sav) kitap olarak Kuran-ı Kerimimiz varken bu ihtilaf da niye” diye sorabiliyorlar…

Eşref Doğan dede, her fırsatta “gelin mezhep İmamlarımız Ebu Hanife"yi, İmam-ı Şafii"i, Ahmet b. Hambeli, İmamı Maliki, tekrar iyi bir okuyalım… Onları hakkıyla tanıyalım.

Onları tanıdığımızda onların Ehli Beyt âşıkları, Ehli Beyt şehitleri olduğunu göreceğiz.” diye çağrıda bulunuyor…

Maalesef ne aleviyim diyenler, Kuranı, peygamberimizi, Hz. Ali"yi, Ehl-i Beyti, Hoca Ahmet Yeseviyi, Hacı Bektaşı Veliyi, Yunus"u okuyup anlama yolunda ciddi gayret ediyorlar; ne de sünniyim diyenler Kuranı, Peygamberlimizi, Ehli Beyti, H Hacı Bektaşı Veliyi hakkıyla okuyup öğrenme derdindeler…

Hal böyle olunca mesele kördüğüme dönüşüveriyor…

“Benim babam senin babanı döver”e dönüşüyor…

İşte bundan dolayı okuma özürlüsü olan bir toplumda Ehl-i Beyt Sevgisi gibi paneller önem kazanıyor…

Sayın, DOĞAN; MEŞELİ; ÜNVERDİ"nin söylem ve demeçleri çok önem arz ediyor…

Muhataplarını doğru bilgilendiren, tarihteki olup biten vakalardan doğru dersler çıkarabilen, yaşadığını anı iyi okuyabilen ve bunları hakperestçe aktaran, anlatan büyüklerin varlığı çok önem arz ediyor…

Çok şükür Malatya"mız bu konuda şanslı…

Her ilde böyle akl-ı selim, kalb-i selim değerli büyükler yok çünkü…

Her ilde geleneksel hale dönüşen “Ehl-i Beyt Paneli” yapılmıyor…

Programa konuşmacı olarak katılan Hitit Üniversitesi Hacı Bektaşı Veli Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Osman Eğri Beyefendiye gelince…

O artık bir Malatyalı sayılır...

Bu panelin müdavimlerinden oldu…

Bu tür güzelliklerin gelişmesinin mimarlarından…

Ehl-i Beyt sevgisinden mahrum bir gönül kalmasın diye çırpınıp duranlardan…

Ehli Beyt"in bir sulh, sevgi, şefkat, merhamet, hoşgörü adacığı olduğunu göstermek, anlatmak derdinde…

O her fırsatta, “Peygamber Efendimiz (sav)"in hanesinde yetişen ve O"nun kızıyla evlenen Hz. Ali ve ailesinde kin ve nefretin, düşmanlığın, hırçınlığın, zulmün olması hiç mümkün mü? diye soruyor…

Ve cevabını da yine tarihten veriyor…

“Bu tür kalbi ve manevi pislikler, virüsler, hastalıklar ancak intikam duygusu ile yatıp kalkan Hindin, Ebu Süfya"nın hanesinde yetişenlerde neşet edebilir…”

İşte tam bu noktada nasıl bir aile olduğumuzun önemi kendiliğinden ortaya çıkıyor…

Hangi ortamda yetiştik, hangi ortamda, psikolojide, iklimde yetişiyor çocuklarımız…

Acaba meyvesi Ehl-i Beyt olan sevgi, merhamet, şefkat, adalet, doğruluk…  gibi değerler mi beslenme kaynaklarımız; yoksa meyvesi Yezid"ler olan/olacak olan kin, nefret, aldatma, zulüm, isyan, kötü ahlakın her çeşidi mi bizim beslenme kaynağımız…

Bu gün bizim için can alıcı nokta işte budur?

Sayın Eğri Hocam kendisiyle Ufuk Tv. yaptığımız programda söylenecek her şeyi söyledi…

Sözün faciayı anlatmaya kifayet etmediği yerde “gözyaşları” devreye girdi…

Bilmezdim
Şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerin kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce” diye Orhan Veli,

“Ağlarım ağlatamam; hissederim, söyleyemem,
Dili yok kalbimin, ondan ne kadar bîzarım!”
diyen Akif gibi kelimelerin kifayetsizliği karşısından gönül diliyle konuştu…

Akan gözyaşları Kerbela"da akan kanın zayi olmadığının bir göstergesiydi aslında…

Asırlar geçse de çok şükür Ehli Beyt sevgisi gönüllerde eksilmemiş…

Akan kanlardan bir gülistan oluşuvermiş…

Ve o bağın bülbülleri kıyamete kadar firak ve vuslat aşkıyla yanıp tutuşmaktalar…

Kerbala faciasında akan kanlardan meydan gelen gülistanın kıyamete kadar kurumayacağını, solmayacağına inancım, imanın tamdır…”

Ama “Her devirde ve zamanda, her beldede, dünyanın her coğrafyasında bu bağa yakışır bülbüllerin şakıması konusunda ise bu kadar emin değilim…”

Çünkü bülbüllerin varlığı dedelerimizin, hocalarımızın, gönül erenlerimizin, bizim himmetlerimize bağlıdır…

YAZARIN DİĞER YAZILARI