Seyran Park
Doğa Veteriner Kliniği
SON DAKİKA
Hakkı Yiğit

Kitap Fuarı üzerine bir değerlendirme

12 Mayıs 2014 - 13:49 Yorum: 0

Malatya’mızda bu yıl “Kendini Oku” teması ile 3.’sü düzenlenen Anadolu Kitap Fuarına emeği geçen başta Malatya Kültür A.Ş. Müdürü Murat NALÇACI olmak üzere herkese teşekkür edelim.

Bu fuarın Malatya’mıza çok şeyler kattığına, katacağına inananlardanım.

Temennim ve duam odur ki, bu tür fuarların kişisel, tarafgirlik, dar bir kalıba, bakışa, güncel siyasete kurban edilmeden devam etmesidir.

Ama maalesef bu yıl “paralel yapı” rüzgârı, fırtınası kendini iyiden iyiye hissettiriyordu.

Oysa ki tüm sermayesi “kendini oku” teması ile güzel bir şekilde ifade edilen “düşünce, tefekkür” olan ve hedefi; düşünce, tefekkür üreten, farklı bakmayı, görmeyi öğreten kendi alanlarında mahir fikir işçileri ile bu yola yeni girecek, girmiş, emekleyenleri buluşturan bir fuarda neden sanal, siyasi, güncel yaftalar ile bir düşünceye, kitleye ambargo uygulansın, ayrım yapılsın, bir düşünceden korkulsun ki?

Olayın perde arkasını detaylı olarak bilmiyorum. Ancak yazar ve söyleşi listesine bakan herkesin perde arkasında bir elin müdahalesini bariz bir şekilde görmesi mümkündü.

Fuarları tek bir düşünceye, bakışa hapsetmek fuarların katline davetiye çıkarmaktır.

Allah’tan bu yıl Doğu PERİNÇEK’in oğlu Mehmet PERİNÇEK; Aziz NESİN’in oğlu Ali NESİN, Yılmaz ODABAŞI gibi bir elin parmak sayısını geçmeyecek farklı kitlelere hitap edecek sembolik yazarlar vardı da büsbütün tek tip olmaktan çıkmıştı.

Yukarıdaki zikrettiğim isimlere bakıp da “daha ne zenginlik istiyorsunuz? Hangi ambargodan, engellemeden bahsediyorsunuz” diye soranlara elbette “siz de haklısınız” demekten başka verecek bir cevap bulamayacağımı peşinen itiraf edeyim.

“Düşüncelerin” “hislerin” “duyguların” “dokunmaların” estetiğin”… sergilendiği fuar özgürlük alanı olmalıdır bence.

Çeşitlilik zenginlik katar…

Engellemeler, sınırlandırmalar, kasmalar, siyasi-güncel olayların parelinde güne, an’a hapsolmalar ufuk açmaz.

Böyle duruşlar kimseye bir şey kazandırmaz…

Düşüncelere zincire vurulamayacağı gibi, düşüncelere ambargo da uygulanmaz, uygulanmamalıdır.

Hele hele günümüz dünyasında…

Günümüzde topluma hizmet veren sivil toplum örgütlerin, hele hele kamu kurum ve kuruluşların farklılıklara tahammül göstermeleri, hoş görülü olmaları, herkesi kuşatmaları bir lütuf, bir ihsan değil; bir zaruriyettir, mecburiyettir.

Geriye bakıldığında utanmayacak, hayıflanmayacak, yüzümüzü öne baktırmayacak bir anlayışla hareket etmek lazım.

Perde arkasında olup bitenlere tam vakıf olmadığımdan belki de ben yanılıyorum.

Yanlış okudum, yanlış gördüm, yanlış değerlendirdim.

Yanlış okumuş olmayı çok isterim…

Bilgilendirilsem de burada yayınlarım.

Bizim ki sadece tarihe not düşmek…

YAZARIN DİĞER YAZILARI