Seyran Park
Doğa Veteriner Kliniği
SON DAKİKA
Hakkı Yiğit

Reğaib Kandili

16 Mayıs 2013 - 03:11 Yorum: 0

İslam’ın şiarlarından olan şuhur-u selase olarak zikredilen ve bağrında birçok kandilleri ve bilhassa bin aydan daha hayırlı olan Kâdir Gecesini taşıyan üç ayların içerisine girmiş bulunmaktayız.

Mübarek gün ve geceler sadece İslam’a veyahut bizim kültürümüze ait bir olgu değildir.

İslam’dan önce de önemsenen, kutsallık atfedilen zaman dilimleri vardır.

Mesela “eşhürü’l Hurum” olarak zikredilen hicri takvime göre muharrem, zilkâde, zilhicce ve recep aylarını kapsayan “haram aylar” İslam öncesinde de Arap dünyasında kutsal zaman dilimleri idi ve bu aylarda kabileler arasında savaşmak büyük bir suç ve günâh idi.

Araplar bu aylarda düşmanını köşeye sıkıştırmış dahi olsalar kılıçlarını kınlarına korlar, savaşmazlardı.

Ancak kandil gecelerine bizim kadar önem atfeden başka bir Müslüman topluluğun olmadığı bir vakadır.

Bazen öyle ifrat ölçüsüne varan kutsamalar var ki akla ziyân…

Bir yıllık ibadetlerini bir geceye sığdırmaya kalkışanları görünce insan yılın her gününde ibadetlerini mutad bir şekilde yerine getirenlere acıyası geliyor.

Meğer her şey bir iki kandil ile olup bitiyor ise bitmez tükenmez bitmeyen bu ibadet eza ve cefâsı da neyin nesi(?)

Bu anlayışın, algının, kültürün toplumumuza yerleşmesinde bazen “kralcıdan daha çok kralcı geçinen” bazen de “bol keseden vad eden, dağıtan” ehl-i din ve diyanetin de sucu yok değil hani…

Oysaki İslam her türlü ifrat ve tefritten uzak, vasat-orta yol üzerinde bir dindir.

Umre’de Elazığlı bir teyzeyi biraz yorgun görünce “hayrola teyze yorgun gibisin? Çok mu tavafta bulundun? Kendini fazla yorma” dediğimde teyze:

“çağam çağam bizim ki de iş mi yani? Allah kabul etsin amma zor?”

Niye böyle diyorsun? Bu topraklarda, bu makamlarda bu ümitsizlik de niye?” diye sorduğumda:

“Çağam memlekette işte güçte kendimizi helak ediyoruz. Aha buraya geldik bu defa da tavaf ve namazlarda kendimizi helak ediyoruz. Elbette bu canın da üzerimizde hakkı var. Bir sene yat sonra gel burada canına bu kadar zulmet. Allah hiç bunu hoş görür mü?” dedi.

Doğru söze kim ne diyebilir ki?

Biz de bir şey diyemedik tabi…

İslam dünyasında ortaya çıkan ilk bid’atlar biri Kâdir Gecesinin Ramazanın 27. gecesine has kılınmasıdır.

Oysa ecdat “Her geceyi kadir her geleni Hızır bil” diyerek olması gerekene, hakikate ne güzel de işaret eder.

Reğaib, “çokça rağbet edilen, nefis, kıymetli, değerli” gibi manalara gelir.

Kendisine çokça rağbet edilen şey hiç kıymetsiz, sıradan bir şey olur mu ki?

Olmadığını Efendiler Efendisi (sav)’in şu hadis-i şerifinden anlıyoruz.

“Recep, Allah’ın ayıdır, Şaban benim ayımdır, Ramazan ise ümmetimin ayıdır.”

Ve yine Allah Resulü (sav) “Allah’ım recep ve şabanı bize mübarek kıl ve bizi ramazana ulaştır.” diye buyurmuştur.

Bu ayın, reğaib kandilinin kâdir ve kıymeti; ramazanın, Kâdir Gecesinin müjdecisi olmasında olsa gerek…

Onun içindir ki recep ayı bir nevi ramazan ayına manevi olarak hazırlanma ayıdır.

Yani tövbe ve istiğfar, ramazana hazırlık nevinde mânevi idman ayıdır.

Ve şair üç ayları söyle ifade eder.

Aylardır beklemeye koyulduk.

Size kavuşmak için,

Dün ise aramaya koyulduk

Sizinle buluşmak için.

 

Sizin ikliminizde eser,

Bâd-ı saba rüzgârı.

Sizin pazarınızda alınır,

Güzelim cennet diyârı.

 

Günler aylar geçti,

Nihayet belirdin.

Bize kudsi ramazanın

Oldun sen müjdecisi.

 

Siz ey mübârek aylar!

Esin üzerimizde esin.

Sizinle şenlensin dünya

Essin beldemizde Muhammed-i hava…

NOT: İnsana cennet bahçelerinden bir bahçe veyahut( hafazanallah) cehennem çukurlarından bir çukur kazandıran hayat sermayesinin kâdr-u kıymetini bilip bu mübarek gün ve geceleri sadece telefon, twittir, emaillerle mesaj atarak geçirmeyip “kulluk” ve “ibadetle”, “dua” ile manevi ticaret gerçekleştiren tüm okurlarımın kandilini tebrik eder, dualrda bizlere de yer vermelerini diler ve bu kandilin tüm insanlar için hayırlara vesile olmasını Cenab-ı Hak’tan niyaz ederim.

YAZARIN DİĞER YAZILARI