Seyran Park
Doğa Veteriner Kliniği
SON DAKİKA
Hakkı Yiğit

Tatilin Bizcesi

13 Temmuz 2009 - 14:40 Yorum: 0

Her ayın, zamanın kendine has belli başlı özelliği, güzelliği olsa da, herkes kendine göre bir mana yükler bu aylara…
Yaz ayları kimileri için tatil iken; kimileri için ekmek parasını kazanma ayı, düşmanın maskarası, dostunun yüz karası olmaması için terin tabandan çıktığı aylar olabilir.
Kimleri için gezme, seyahata çıkma olurken; kimileri için gurbet ellerde bulunan ciğerparelerinin yüreklerde yaktığı ayrılılık ateşini dindirecek an olabilir.
Kimileri için okul harçlığını, dersane ücretini çıkarmak için “abi ne olur bir sakız, bir bardak soğuk su alınız” diye yalvardığı zaman dilimi olurken; kimileri için ise gezme, yaz okullarına gitme, sportif ve kültürle faaliyetlere zaman için ayırdığı zaman olabilir.
Kimileri için dinlenme, yıl içerisinde yoğun ders temposundan uzaklaşma olurken; kimileri için de yıl içerisinde ihmal edilen alanlarda eğitm ve öğretim için camiye, kurslara gitme olabilir…
Her mevsimi, anı, zamanı güzelleştiren insanoğlunun kendisidir.
İçinde bulunduğu zamana yüklediği manadır.
Onun içindir ki hayata pozitif bakanlar için, her an ve mevsim güzeldir.
“Her şeyden bir hayır vardır” kültüründen yetişenler için her zaman ve olayda bir güzellik vardır…
Onlar zamana sövmezler…
Zamanı suçlamazlar…
“Güzel bakan güzel görür, güzel gören güzel düşünür, güzel düşünen de hayatında lezzet alır” vecizesini kendine dustur ederler…
Hayata pozitif bakabilenler kazançlı çıkarlar hep…
“Ne varlığa sevinirim
Ne yokluğa yeğinirim” diyen Yunus"un pınarından içenler için tasa ve hüzün olur mu hiç?
Hayata böyle bakan insanda yaşama azmi, sevinci olur…
* * *
Tatil bir ihtiyaçtır kişi için…
Hele hele gecesini güzndüzüne katıp çalışan günümüz insanı için zaruri ihtiyaçtır.
“Güzel tatil edemeyen, güüzel dinlenmesini bilmeyen güzel de çalışamaz…
Ancak tatilinde bizcesi olmalıdır.
Tatil, sıla-i rahim ile birleşince ibadet oluverir…
Günümüzde tatil artık bir sektördür.
Bu aylara yönelik çeşitli turlar, kampanyalar düzenlenir…
Daha çok tüketime dayalı, bireysel, kişiyi sosyalleştirme adı altında kendinden ve çevresinden uzaklaştıran kampanyalar başını alıp gidiyor…
İşin vahim tarafı bu tür kampanyaların kültür haline dönüşmesidir.
“Tatil için nereye gittiniz/gidiyorsunuz ?” diyen birisine;
“Malatya"ya gittim…
Babamın, annemin köyüne gittim…
Akrabalarımı ziyarete gittim…
Kaysı bahçemizde çalışmaya gittim” diyemez olmamızdır…
Annemize, bababmıza yardım etmeye gitmeyi, kendi bahçemizde çalışmaya gitmeyi, şehrin gürültüsünden, işin yoğunluğundan uzaklaşıp toprakla haşir neşir olmayı, bizden monotonluk oluşturmuş işden uzaklaşıpğ bir başka işle uğraşmayı ar olarak görmeye başlar olduk…
Tatil dedin mi filan feşmeken sahilde, yüklü bir para vererek kaldığım oteller, moteller…
Bir İnsanın uzakta olan eşini dostunu, akrabasını ziyaret etmesinden daha güzel ne olabilir…
Son zamanlarda tatil anlayışımızdaki meydana gelen erozyon, maalesef kişinin yakınlarıyla akraba bağlarını büsbütün koparmaktadır.
Öyleki yeni nesil içerisinde “amca, dayı, hala… vs.” kavramların anlamı bilmeyenler türemeye başladı…
Tatiller akraba bağlarımızı kavileştirmeye vesile olmalı…
Bilhassa anne babalarımızı torunlarından; çocuklarımızı da o büyüklerimizin feyzinden, sevgisinden mahrum etmemeliyiz…
İnsan niyetini gözden geçirip, iradesinin kavgasını vererek hareket ederse tatili de ibadet olur…
Ve o zaman işte tatilin bizcesi de kendiliğinden oluşmuş oluverir…
Zamana, başkasına sövüp saymanın bir manası yok…
Başımıza gelenler hep kendi ellerimizle kazandıklarımızdır…
Hem Kuran bizleri “İnsan için ancak çalıştığının karşılığı vardır...!” diye uyarmıyor mu?

YAZARIN DİĞER YAZILARI