Üniversitelerde birinci derece akraba öğretim üyeleri olmamalı
Üniversiteler toplumun gözbebeği kuruluşlardır. O nedenle bu kurumlarda topluma öncülük edecek uygulamaların yapılması gerekir.
Üniversitelerimizi incelediğimizde, öğretim üyesi çocukları, eşleri veya kardeşlerinin aynı kurumda çalıştıklarını görmekteyiz. Kısacası birinci derece akrabalar aynı üniversitede çalışabilmektedir. Bu uygulamanın kanunlara göre bir sakıncası yoktur. Fakat uygulamada çok fazla sakıncaları oluşmaktadır. Daha başlangıçta, yani akraba öğretim üyesi üniversiteye alınırken istenmeyen uygulamalar devreye girmekte, çocuğunu, eşini veya kardeşini üniversiteye almak için etik olmayan değişik yollar denenmektedir. Akraba öğretim üyesi üniversiteye alındıktan sonra da genellikle çocuğuna, eşine veya kardeşine ayrıcalık isteme şeklinde etik dışı ilişkiler devam etmektedir.
Birinci derece akrabaların aynı kurumda çalışmaması uygulamasını yurt içi ve yurt dışı birçok büyük özel sektör kuruluşunda görmekteyiz. Hepimiz biliriz ki, özel sektör kazanmak üzere kurulmuş yapılardır ve kendisine zarar verecek her türlü riskten sakınır. Üniversitelere zarar veren, birinci derece akrabaların yani çocuk, eş veya kardeşlerin aynı üniversitede öğretim üyesi olarak çalışmasının önlenmesini önermekteyim.
Bu uygulamaya yumuşak geçiş olması için bazı önlemler alınabilir. Uygulamanın yeni alınacak öğretim üyeleri için geçerli olması, aynı üniversite yerine aynı fakültede çalışamama gibi bazı geçiş önlemleri düşünülebilir.
Üniversitelerimizi daha ileri götürmek istiyorsak, ilgililerin bu gibi geribildirimleri dikkate alması gerekmektedir. Çünkü gelişmeler ancak ortaya çıkan problemlerin çözülmesi ile sağlanır.
Aynı üniversitede çalışıp etik dışı uygulamalara girmemiş çok nadir öğretim üyelerini bu yazıdan tenzih ederim.