Komşuluk veya komşuluk ilişkileri, anlam olarak birbirlerine bitişik veya yakın yerlerde yaşayan kişiler arasında yaşanan sosyal ilişkiler olarak tanımlanır.
Komşu olarak birçok haklarımız bulunduğu gibi birçok da yükümlülüklerimiz bulunmaktadır. Bunlar Türk örf adetlerimizden, gelenek göreneklerimizden veya İslam dininden kaynaklanan düzenlemelerdir.
Komşuluk ilişkileri tüm dünyadaki toplumlarda, toplu yaşamanın doğal bir sonucu ve gereği olarak ortaya çıkmaktadır.Türk toplumunda yukarıda bahsettiğim hak ve yükümlülüklere insani unsurlar da eklenmekte, hatta bu unsur hukukun dahi önüne geçebilmektedir.
HANİ O UNUTULMAYA YÜZ TUTMUŞ sıcak, anlamlı ve samimi eski komşuluk ilişkileri vardır ya, hani o günleri özlem ve hasretle anarak’’nerede o eski güzel, samimi komşuluklar’’diyerek içimizi geçiririz ya, işte bugün biraz o günlerden ama biraz da günümüzden söz etmek istiyorum.
Daha düne kadar komşusu hasta olduğu için gürültü yapmamaya çalışırken, yemeğin kokusunun komşusuna da gitmiş olabileceği düşüncesi ile ona da bir tabak ikram edilirken, komşusunun bir sıkıntısından veya darlığından haberdar olduğunda ona belli etmeden bu sıkıntısını gidermeye uğraşırken, dedelerimiz, ninelerimiz komşu çocuklarını çevresine toplayıp onlara şeker çikolata dağıtıp, onlarla kendi hayat tecrübe ve anılarını paylaşırken bize ne oldu da sihirli bir değnekle dokunulmuşçasına her şey tersine döndü ve biz komşularımızı tanımaz selam vermez olduk.
AYNI APARTMANDA, aynı sitede oturan komşular arasında bile SAMİMİYETTEN uzak, SAHTE, birbirlerinin kötü durumundan beslenen, Allah’ın selamını bile vermekten imtina eden, tahammül sınırları oldukça düşük, sadece kendisinin hastası veya cenazesinin önemsenmesini bekleyen, kısaca ben odaklı, dışarıda mangal yaparken kokusu giderken komşusunun evinde kuru bir ekmeği var mı yok mu diye düşünmeyen, kendi eğlencesi için yüksek sesle müzik yaparken komşum rahatsız olur mu diye düşünmeyen bir topluluk olmuşuz.
Tüm bu olumsuzluklar sayfalar dolusu yazılabilir. Ancak müsaadenizle, özellikle anlamakta zorlandığım birkaç somut örnek KOMŞU TİPLERİ ile yetinmek istiyorum.
AVRUPA ÖZENTİLİ, KOMPLEKSLİ komşuları; bunlar evde süs köpeği beslerler, ancak bakımından ve eğitiminden anlamadıkları için zavallı hayvanlar akşama kadar amansız bir şekilde havlarlar,bu gürültünün komşuları rahatsız edip etmediği, okula giden çocukların hayat memat meselesi olan sınavının olup olmadığı hiç önemli değildir bunlar için. Önemli olan sadece kendileridir, diğerleri yok hükmündedir. Bu kurala karşı çıkan, baş kaldıran! olursa da vay onların haline, genç yaşlı çocuk demeden üzerlerine yürürler hayasızca. Aslında tüm bunlar kendi bilgisizliklerini ve komplekslerini çirkeflikleriyle bastırma çabasıdır. Yazık! bilmezler ki, arada seviye farkı olduğundan kimse onların seviyesine inmez, hukuki çözümler için bile tenezzül etmez, çünkü muhatap bile alınmaya değmezler bu tip komşular.
ÜÇ MAYMUNLARI OYNAYAN komşular; şimdi, bunlar güya her şeyi bilirler ama nedense gerçek yüzlerini karşıdaki komşusuna göstermezler, başkalarının özel hayatları ile ilgilenir ve bunu
diğer komşulara yayarlar AMA YÜZÜNÜZE GÜLERLER. Bilmezler ki, herkes her şeyin farkındadır,bunlarda komşudur işte.
DEDİKODU, GIYBET İLE BESLENEN komşular; mahallede bir olay mı oldu bunlar hemen orada biterler ve başlarlar azıklarını(!) toplamaya, bir de gerçekten olaydan etkilenmiş, üzülmüş gibi yapmazlar mı! Bir komşuda duyduğunu diğerine yetiştirirler ve komşuları birbirine düşürürler. Sanırlar ki herkes saf kendileri akıllı.
BİR SELAM VERİP BİR VERMEYEN İLGİNÇ komşular; ya, bunları anlamak da ayrı bir hüner gerektirir. Çünkü NEYE ve KİME endeksli olduklarını saptamak oldukça güçtür. Bir komşusu onu yönlendirir o yöne gider, diğer komşusu yönlendirir diğer tarafa gider. Allah şifalar versin bunlara da.
Kimsenin etlisine sütlüsüne karışmayan komşular; en sevdiğim komşu türüdür. Anlamışlardır etrafında dönen oyunları uzak dururlar bu komşulardan!
KENDİLERİNİ MAHALLENİN KRALI, PATRONİÇESİ sanan komşular; İşte bunlar incelenmesi gereken en önemli vakıadır. Mahallenin karar organlarıdırlar, kendileri mahallenin Burjuvası diğerleri ise onların Proletaryası, mahallede saygın olmadıkları halde kendilerine saygı duyulmasını bekleyen kişiler! Sindirilmişler için sıkıntı yok, diğerlerinin vay haline!
Bizler‘’Komşusu açken tok yatan bizden değildir’’ veya "Cebrail (a.s) komşu hakkında öyle ısrarla tavsiyede bulundu ki, komşuyu komşuya varis kılacak zannettim" diyen bir Peygamberin ümmeti iken, nasıl oldu da bu kadar örf ve adetlerimizden, gelenek ve göreneklerimizden en önemlisi İslamiyet’ten uzaklaştık, anlamak oldukça güç.
Komşuluk ilişkilerimizin daha samimi daha sıcak ve anlamlı olduğu güzel mutlu günlere…
