William Pitt
Birleşik Krallık tarihinin en genç başbakanıdır.
14 yaşında üniversiteye kabul edilir.
24 yaşında Başbakan olur.
Napolyon ise aynı dönemde yaşayan meşhur komutan…
1815 de Wellington'un komutasındaki İngiliz ve Gebhard Von Blücher komutasındaki Prusya Kuvvetleri tarafından Waterloo'da büyük bir yenilgiye uğratılır.
Paris'e dönünce tahttan indirilir.
Amerika'ya kaçmak ister, ancak bunu başaramayınca İngilizlere teslim olur.
İngilizler tarafından Saint Helena adasına sürgün edilir.
İngiliz Genç Başbakanı William Pitt yolda ve adada Napolyon’u muhafaza altında tutmak ve kaçmasına mani olmak için bir subayı görevlendirir.
Bu subaya Napolyon’a göz açtırmaması için gerekli tembihleri sıkı sıkıya yapar.
Genç Başbakandan emir alan subay, kralcıdan daha kralcı kesilir.
“Vur deyince öldüren cinsten” çıkar.
Koca, meşhur bir kumandana karşı seviyesiz ve aşırı sert bir şekilde hareket eder.
Bir subayın düşmanı dahi olsa meşhur bir komutana karşı yaptığı seviyesiz, sert muamele Avrupa’da yayılır.
Bunun üzerine kamu vicdanı Napolyon’a yapılan bu seviyesiz muameleyi hoş görmezler ve İngiltere aleyhinde bir kampanya başlatırlar.
Öyle ki İngiliz asilzadeleri dahi zamanla yapılan bu nahoş hareketleri hoş görmezler ve asil, soylu İngiliz ailelerin kapıları bu subaya karşı kapanır.
Kendisine karşı alınan tavırdan rahatsız olan subay çaresiz bir şekilde Genç, kudretli Başbakan’a müracaat eder.
Kendisine verilen görevin hakkını vermeye çalıştığını ve bunun üzerine İngiltere asilzadelerin ve halkın kendisine karşı tavır aldıklarını, bu hususta kendilerinden yardım ve himaye istediğini ifade etme adına bizzat kendisi Başbakan’ın makamına çıkar.
Başbakan subayı kabul etmeden kapıdan gönderiverir.
Bu duruma şahit olan Başbakanın yakın dostlarından biri, Başbakan’a:
“- Efendim Ona bu vazifeyi siz vermemiş miydiniz? Peki, şimdi niçin onu makamınıza kabul etmiyorsunuz?” diye sorunca;
Büyük devlet adamı Pİtt meşhur şu tarihi cevabı verir.
“Bazı adamalar tuvalet kağıdı gibidirler. Böyle bir hizmet için kullanıldıktan sonra atılıverirler.”
Kim olursa olsun, Ahsan-i takvim sırrını mazhar olmak için yaratılan bir insanın bu derekeye düşmesi ne acı bir durum…
Kim olursa olsun ve hangi gaye, amaç, makam, rütbe için olursa olsun aklı olan her ben-i âdemin bu duruma düşmemesi için azami dikkat etmesi gerekli bir durum…
Bu da öncelikle kişinin “şahsiyet” “karakter” ve “onur”unu her şeyin üstünde tutması ile olur ancak…
