Seyran Park
Doğa Veteriner Kliniği
SON DAKİKA
Abdullah Demirel

Kul olmak...

10 Mart 2013 - 12:02 Yorum: 1

Hiçbir şey değilken kendisini yoktan var eden rabbine karşı şimdi kalkmış onu inkar ediyor. Sen kimsin ki. Yaratılan ilk insan Adem topraktan yaratıldı. Ondan gelen nesiller de babasının sırtından çıkan bir suyun anne rahminde döllenmesi sonucu oluşmadı mı. Anne karnında oluşma safhalarına bir baksana Allah seni nasıl yaratıyor. Anne karnında ete kemiğe bürünürken kalbin, beynin ve ciğerlerinin oluşurken ruhun da üflendikten sonra canlılık kazanmıyor musun sen. Bütün bunları sen kendin mi yapıyorsun. Yoksa annen mi sana şekil veriyor. Bu sürecin başından sonuna annenin karnında ortalama 9 ay kaldıktan sonra dünyaya gelmişken ve bu muhteşem yaratılış her yün tekrarlanıp dururken kalkmış diyor ki; biz şimdi ölüp kemik yığını haline geldikten sonra biz mi yeniden diriltileceğiz. Kim diriltecek? De ki; sizi ilk defa yaratan tekrar diriltecek. De ki onlara; sizi hiç yoktan var etmek mi zordur yoksan öldükten sonra diriltmek mi zordur. Kafanı kaldır da bir göğe bak. Samanyolu ve ulaşamadığımız galaksilerde sayısını bilemediğimiz kadar yıldız, gezegen ve niceleri. Bütün bunları yaratmak mı zor yoksa seni yaratmak mı? Yeryüzünde çalım satarak yürüme. Zira sen ne dağlardan daha yükseksin ne de yeri yarabilirsin. Sen istesen de istemesen de, inansan da inanmasan da seni yoktan var eden Yüce Allah’ın kulusun. Seni o yarattı. Şekil verdi. Göz verdi, kulak verdi. Ama bir çok insanın gözleri olduğu ve maddeyi gördüğü halde manayı göremez. Kulakları vardır ama manayı duyamaz. Onlar günahta aşırıya gitmiş ve en sonunda gözleri, kulakları ve gerçeği, doğruyu anlamaya yarayacak kalpleri mühürlenmiştir. Artık ne görür, ne duyar ne de anlarlar. Sanki kör ve sağırdırlar.

Yüce Allah, Adem’den Hz.Muhammed (S.A.V.)’e kadar insanlar içinden bir çok peygamber seçerek insanları uyarmıştır. Geleceği muhakkak olan kıyamet yaklaşmıştır. Zamanını bilemeyiz ama Yüce Allah Kuran’da “ne bilirsin belki de yakındır” demek suretiyle kıyametin yaklaştığını haber vermektedir. Yıldızlar sönüp döküldüğü, denizler kaynatıldığı, gök dürülmüş kağıt gibi dürüldüğü vakit artık kıyamet kopmuş demektir. Vay o gün inkar edenlerin haline. Mezarlarından çıktıkları vakit “Kim bizi yattığımız yerden diriltti, eyvah bize meğer kıyamet gerçekmiş” derler. Ateşi gözleri ile karşılarında gördükleri vakit de “Keşke biz de inananlar gibi peygambere inansaydık” derler. Derler ki “Rabbimiz bizi tekrar dünyaya gönder de yararlı işler yapalım.” Artık iş işten geçmiştir. Allah buyurur ki; “Ben size gerçeği ve bugüne kavuşacağınızı haber veren peygamberler ve kitaplar göndermedim mi? Fakat sizler onu yalanladınız. Öyleyse girin Cehenneme. İnananlar ise pınar başlarında kendilerine verilen nimetlerin hoşnutluğu yüzlerine yansımıştır. Orada hiçbir kötü söz işitmezler. Ne isterlerse hemen verilir. Allah onlar için cennette ne gözlerin gördüğü ne kulakların işittiği ne de dünyada iken hayal bile edemeyeceğimiz daha nice nimetler, mükafatlar hazırlamıştır. İşte asıl kurtuluş budur. Öyleyse herkes o gün için ne hazırladığına bir baksın.

Ey zalimler siz yaptıklarınız yanınıza kar mı kalacak zannettiniz. O zalimler cehennemde kıvrım kıvrım kıvranırken “Ya rabbi ne olur bizi yok et” diye yalvarırlar. Allah onları bilir ve duyar fakat kendilerine hiçbir karşılık verilmez. Dünyada iken onlar Allah’ın çağrısını duymazdan geldikleri gibi Allah da o gün onları duymazdan gelir. Onlar oradan çıkmak isterler fakat çıkamazlar. Onlara denir ki; yaptıklarınıza karşın tadın bakalım azabı. Ateş onların derilerini ve etlerini yaktıktan sonra yenileri ile hemen değiştirilir. Bu devam eder gider. Yemekleri zakkumdur. Cehennemin dibinde biter. Başları şeytanların başı gibidir. İçecekleri ise irin ve kaynar sudur. Onlar onu içmek için susamış develerin suya koşması gibi koşarlar. Bir serinlik umuduyla. Fakat o kaynar su onların bağırsaklarını ve içerini eritir. Sonra bedenleri azap için tekrar yenilenir. Ya rabbi Cehennemin azabından sana sığınırız.

Oysa cennettekiler yemyeşil ve altlarından ırmaklar akan yerlerde eğlenirler. Artık eğlenme zamanı müminlerindir. Dünyadayken zalimler, müminlerle eğlenirlerdi. Şimdi eğlenme zamanı müminlerindir. Hem de ebediyen. Orada kendilerinin yaslanıp kurulacakları muhteşem oturma grupları vardır. Hava ne çok sıcak ne çok soğuktur orada. İkisinin arası ılıman bir hava. Onlara çeşitli meyveler ikram edilir. Onlar; Ya rabbi bunlar dünyada yediklerimizdendir” derler. “Evet onlar orada dünyadakine benzer verilmişlerdir.” Orada o ana kadar hiçbir erkek eli değmemiş ve sadece orada onlar için yaratılmış, iri gözlü huriler vardır. Sadece eşlerinin gözlerine bakarlar. Onlar inci ve yakut gibidirler. Allah orada mümin erkek ve mümin kadınları da birbiriyle evlendirir. İşte gerçek kurtuluş ve GERÇEK HAYAT BUDUR. Çalışanlar bunun için çalışsınlar. Herkes önceden ne gönderdiğine bir baksın. Zira ne ekersen onu biçersin. Ey insan, sen hala dünyada bir karış daha yer elde etmek için zulmedip duruyorsun. Oysa gideceğin yer topraktır. Senin gözünü ancak toprak doyurur. Kendine gel. Sen bu dünyaya bir işi için geldin. İşin bitince gideceksin. Hani kim var geçmişte yaşayanlardan. Sen de gideceksin. Ebedi hayat karşında bu dünyada sadece bir misafir gibisin. Öyle demiyor mu Allah’ın elçisi Hz.Muhammed (S.A.V.); “Dünya hayatı, uzun bir yolculuğa çıkmış bir kişinin bir ağacın gölgesinde gölgelenmesi kadardır.” Evet işte o kadar. Fazla söze ne hacet.

YAZIYA YORUM YAP
UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderilen, yorumlar/yorumcuya aittir.
Hiç bir şekilde Malatyaguncel.com sorumlu değildir.
İHA tarafından geçilen tüm haberler, bu bölümde malatyaguncel.com editörlerinin hiçbir editoryal müdahalesi olmadan otomatik olarak ajans kanallarından geldiği şekliyle yer almaktadır. Bu alanda yer alan haberlerin hepsinin hukuki muhatabı haberi geçen İHA ajansıdır.
YORUMLAR 1
Yorumcu
İhsan KALENDER 12 Mart 2013 - 14:55
Cehennem tasvirini okurken dehşete düştüm..Ama CENNET tasvirinle ferahladım..Sizdeki şevk heyecan ve İHLASIN yepyeni taptaze devam ettiğini hissettim..Sizi TEBRİKLER ediyorum..Yetmişli yılların başında İMAN-I TAHKİKİ ile TEÇHİZ edildiğim günleri hatırladım..Öğretmenlik yaptığım tüm liselerde ALLAH inancını anlatmaya çalıştım.23.LEMA'yı kendime REHBER edinmiştim..İMAN etmenin önemini idrak etmiştim..İMANIN aslı esası ALLAH'I bilmekten ibarettir.Elbette İMANIN diğer esasları ALLAH inancı üzerine inşa edilmiştir..Malumunuz olduğu üzere işin TEMELİNE ehemmiyet vermek gerekir..ALLAH'A inanmak ile herşey bambaşka bir boyut kazanır.CENNET ve CEHENNEM sonra gelir..ALLAH'A inanmayan diğerlerine inanmaz zaten.
YAZARIN DİĞER YAZILARI