Herkese merhabalar. Eminim ki siyasi görüşü ne olursa olsun insani duygularını yitirmemiş, vicdanı nasırlaşmamış olan herkesin şu anda benim gibi sayın Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşları için yürekleri yanıyor..
Muhsin Yazıcıoğlu gibi milyonlarca insanın ahlakını ahlak, davasını dava, yüreğini yürek olarak kabul etmiş bir fikir adamının hak ettiği değeri göremeden bu dünyaya veda edişine mi üzülelim? Yoksa teknolojik anlamda son derece geliştiğini düşündüğümüz, herkesin her yerde izlenebildiği, telefonlarının dinlenebildiği bir ülkede teknik anlamda aslında yaşadığımız çağa göre son derece geri kalmış olduğumuza mı üzülelim? Ben birçok insanın tersine aradan saatler geçmiş olmasına rağmen helikopterin bulunamamasının gayet normal olduğunu düşündüm. Hükümete tepki gösterenlerin acılarından ötürü duygusal davrandıklarını, hava şartlarının cabbar olduğunu, tespit ettiklerini iddia ettikleri yere ulaşabilmek için titiz ve profesyonel bir çaba verildiğine inandım. Fakat enkazın belirlenen koordinatların tam aksine bir yerde bulunmuş olması beni derinden yaraladı. Sayın Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşları teknik eksikliklerin, teknolojinin bir sürü ihmaller silsilesinin kurbanı mı oldu?
En önemli noktalardan biride canlarını riske ederek 17 köylünün, kimsenin kendilerinden hiçbir beklentisi olmamasına rağmen verdiği mücadele. İsimlerini bilmediğim bu insanları tanımayı ve en içten duygularla kutlamayı çok isterdim. Ne yazık ki o 17 kişi enkazı bulduklarında yanlarında resmi yetkililerden ya da profesyonel kimse yoktu. İnsani duygular teknolojiyi de, profesyonelliği de yenmiş oldu.
O gün ecelde Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşlarının yanında geziyordu tartışmaksızın; fakat ecelleri gelmiş bu da bahanesi olmuş deyip kenara çekilemeyeceğim ne yazı ki. Çünkü gözler önünde yaşanan teknik anlamdaki aksaklıklar çok büyük zaman kaybına neden olmuştur. Kendimi acaba şu anda iktidar partisinin önde gelen isimlerinden birinin başına böyle bir kaza gelmiş olsa idi bulunmaları yine bu kadar uzun sürer miydi diye düşünmekten geri alamıyorum.
Sayın Muhsin Yazıcıoğlu, Erhan Üstündağ, Murat Çetinkaya, Kaya İstektepe ve son yolculuğuna giderken bile son görevini yerine getirerek dünyaya yaşanan kazayı duyuran İHA muhabiri İsmail Güneş e Allah tan rahmet, ailelerine sabır diliyorum
