Seyran Park
Doğa Veteriner Kliniği
SON DAKİKA
23 Nisan
Sumru Çelikcan

Sokaklarda ki ıssız hayatlar

14 Nisan 2009 - 11:19 Yorum: 6

29 Mart seçimlerinin ardından yapılan kulisler, dedikodular, çekişmeler de son bulmuş oldu. Malatya halkı AKP"yi yani Sayın Ahmet Çakır ı belediye başkanı olarak görmek istedi ve seçti.



AKP ye oy verenler kendilerinin oyuyla belediye başkanlığı kazandırdıklarının, yani bu tercihi kendilerinin yaptığını ve AKP yi seçtiklerini sakın unutmasınlar.



Bu sebeple de gördükleri yanlışlar karşısında lütfen susmadan onları sizin seçtiğinizi, oy vermeseydiniz o koltukta oturamayacaklarını hatırlatın. Biz oyumuzu kullandık, gerisi onlara kalmış bakış açısını gütmeden verdiğiniz oyun hakkını aramaktan çekinmeyin. Umarım verilen oylar Malatya yararına geri döner ve herkes verdiği oyu helal eder. Bu konuya ilişkin söylenecek, tartışacak çok şey var lakin zamanla her şeyi yaşayarak göreceğiz diye düşünüyorum. Bu konuya nokta koymadan evvel yeni Belediye nin Malatya adına hayırlı olması dileğiyle…



Aslında benim bu gün değinmek istediğim, bu aralar dikkatimi çeken havaların ısınmasıyla, kanal boyunda vs sakız, mendil gibi şeyler satarak yaşamını idame ettiren çocukların fazlalaşması.



Fazlalaşması diyorum çünkü hiçbir zaman bu çocuklar tam olarak sokaklardan kurtarılamadı. Emniyetimizin bu konuyla ilgili verdiği mücadele tartışılmaz. Tartışılması gereken bu çocukları sokağa iten hatta atan aileleri. Sizce devlet bu duruma ne kadar engel olabilir. Olamaz diye düşünüyorum ben..



Nedeni çok açık aslında.



Bu çocukların bir kısmını ailelerini bilinçlendirerek ailelerine teslim ederken, bir kısmı yurtlara yerleştirilip kurtarılmaya çalışılıyor. Bu arada onlar kurtarılırken başka bir aile doğurduğu evladını sokaklara gönderiyor.



O aile çocuğunu para kazanmak adı altında dilenmeye alıştırırken, diğer taraftan bilinci zerre kadar çalışmayan, vicdan kelimesini da hi bilmeyen, asla çocuk bakacak kapasitede olmayan başka bir aile dünyaya çocuk getiriyor. Anlayacağınız kelimenin tam anlamıyla kısır döngü. Devlet her ailenin başına bu çocukları sokaklarda dilenmeye alıştırmasınlar diye bekçi koyamayacağına göre, bu sorunun temeli eğitim.



Cahilliklerin giderilmesi, bilinçlendirilmesi şart…



Çocuklarını sokaklara atıp gece yataklarında rahat uyuyan insanlara aile, anne, baba demek gelmiyor içimden aslında. Ne yazık ki annelik, babalık sonradan öğretilebilecek bir duygu değil.” Maddi sıkıntım var, çaresizim. Mecburiyetten çocuğumu çalıştırıyorum” artık klişe bir cümle haline geldi. Maddi sıkıntıda olsa hiç kimse o küçücük, körpecik çocukların sokaklarda bir sürü tehlikeyle karşı karşıya çalışmasının bir gereklilik olduğunu kabullendiremez bana. Gerçekten anne ve baba olmanın farkında lığında olan hiçbir vicdan bu cümleyi kuramaz. Bir köpek bile yavrusunun yanına biri yaklaştığında hemen annelik içgüdüsüyle gardını alıyorken; insan evladını, canını, kanını nasıl olurda soğuk, sıcak demeden, ya çocuğuma zarar verirlerse o da ha çok küçük demeden para kazan der.



Bir annenin, babanın görevi aç kalıp doyurmak, giymeyip giydirmek değimlidir. Sonsuz sevgisini vermek, bağrına basmak değimlidir? Ben mendil, sakız vs. satmak için yanıma gelen çocuklardan asla bir şey almadığım gibi, onlara bir şey almadan para veren insanların iyilik yapayım derken çok büyük kötülük yaptıklarını düşünüyorum. Aldığımız zaman o çocuklar bu işten para kazandıklarında yaptıklarının doğru olduğunu zannederek, bu duruma da ha çok ısınıyorlar. Diğer taraftan aileler, çocuk para götürdüğünde demek ki satabiliyor diyerek iyice bu duruma teşvik ediyorlar. Asıl en tehlikelisi ise “bu parayı al ama bir şey verme. Başkası na satarsın”demek. İşte en büyük tehlike orada başlıyor. O çocuk hiç tanımadığı bir insandan karşılıksız para almış oluyor yani dilenmeye alışıyor. Sürekli olarak yanlış bir şeyin içinde bulunduğunuzda bir müddet sonra o durum normalleşmeye başlar. Alışırsınız. Başkasına anormal gelir ama size normal. Bu hepimiz için geçerlidir. Yani bu durum bu çocuklar içinde böyle. Bir müddet sonra dilenmek onlar için çok normal, olağan bir durum haline geliyor. O nedenle lütfen kimse bir şey almasın ve dilenciliğe alıştırmasın. Bazen iyilik yapayım derken, yüreğimizin sesini dinleyip duygusal davranırken yaptığımız yanlışı göremiyoruz. Bu çocukların durumu duygusallığın çok ötesinde mantık çerçevesi içerisinde bakmamız ve hareket etmemiz gereken bir reel.Eğer iyilik yapmak istiyorsak bu çocuklara, Emniyet Müdürlüğü yani 212 55 00 no lu telefondan ya da gün içerisinde 155 e ihbarda bulunarak iyilik yapalım.



Bence bizlere düşen görev bu olmalı.



Değişen ve gelişen dünya da değişmeyen tek şeyin yüreğinizdeki iyi niyet olması dileğiyle…

YAZARIN DİĞER YAZILARI